N ile Başlayan 5 Harfli Kelimeler

N harfleri ile başlayan 5 harfli 136 kelime bulunuyor. Başında N olan 5 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "n ile biten 5 harfli kelimeler. İçinde N olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

NÜFUZ17, NÜFUS15, NAHİF15, NAHİV15, NEFHA15, NİĞDE14, NISIF14, NEZİF14, NAFİZ14, NÖBET13, NAHOŞ13, NAĞME13, NEFİY13, NEZİH12, NÖRON12, NOGAY12, NİZİP12, NEFİS12, NEFES12, NECİP12, NÜSHA12, NABIZ11, NİFAK11, NEVİR11, NOHUT11, NEHİY11, NEFTİ11, NAFTA11, NAFİA11, NAÇİZ11, NEFİR11, NEFER11, NASIP11, NÜZUL11, NEYÇE10, NESİH10, NESEP10, NONOŞ10, NODÜL10, NİYAZ10, NİSPİ10, NİSAP10, NAHIR10, NEBZE10, NASİP10, NAZIM10, NİKAP9, NİKAH9, NİHAN9, NİHAİ9, NESİÇ9, NEMÇE9, NİPEL9, NODUL9, NİZAM9, NEHİR9, NAMAZ9, NAKİP9, NAKIZ9, NAKIŞ9, NAHAK9, NEDBE9, NAZLI9, NAZIR9, NİÇİN8, NİCEL8, NEZLE8, NEZİR8, NEYSE8, NEŞİR8, NEŞET8, NÜKUL8, NÜANS8, NİŞAN8, NALÇA8, NAKŞİ8, NADİM8, NADAS8, NAÇAR8, NACAK8, NAMUS8, NEDİM8, NECAT8, NAZİR8, NAZİL8, NAZİK8, NAŞİR8, NAZAL8, NAZAR8, NESİM7, NEMSE7, NÜKTE7, NUTUK7, NURLU7, NUMEN7, NUKUT7, NOTAM7, NİYET7, NAMLI7, NAKIS7, NAKDİ7, NAMLU7, NADİR7, NADAN7, NANAY7, NEDEN7, NEBAT7, NASIL7, NASIR7, NATÜR7, NESNE6, NESİR6, NESİL6, NEMLİ6, NEKES6, NİMET6, NOTER6, NOKTA6, NİSAN6, NİSAİ6, NOKRA6, NALIN6, NASİR6, NATUK6, NATIR6, NİKEL5, NELER5, NEKRE5, NİNNİ5, NİTEL5, NALAN5, NAKLİ5, NAKİT5, NAKİL5, NANİK5, NARİN5

NİKEL (Kelime Kökeni: Fransızca nickel)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 28, atom ağırlığı 58,71, yoğunluğu 8,9 olan, gümüş parlaklığında, demir sertliğinde, kolay işlenebilen ve kolayca tel durumuna getirilebilen bir element (simgesi Ni)

Birleşik Kelimeler: nikel kaplama

NELER

  • çok ve çeşitli şeyler

    Bugün neler gördük.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ne âlem
  • ne âlemde?
  • ne alıp veremiyor?
  • ne arar (veya onda ... ne gezer)
  • ne arıyor
  • ne biçim?
  • ne buyrulur?
  • ne çare
  • ne çıkar
  • ne çiçektir, biliriz
  • ne dedim de
  • ne demek?
  • ne demek olsun
  • ne demeye
  • ne denir (veya dersin)
  • ne denli
  • ne de olsa
  • ne dese beğenirsin?
  • nedir ki
  • ne diye?
  • ne ekersen onu biçersin
  • ne fayda
  • ne gam
  • ne gezer
  • ne gibi?
  • ne gözle bakmak
  • ne güne duruyor?
  • ne günlere kaldık!
  • ne haber?
  • ne hacet
  • ne haddine!
  • ne hâlde?
  • ne hâli varsa görsün
  • ne hikmetse (veya hikmettir)
  • ne idiği belirsiz
  • ne imiş?
  • ne ise
  • ne istediğini bilmek
  • ne iyi!
  • ne kadar
  • ne kadar olsa
  • ne kadar varsa
  • ne lazım
  • neler de neler, maydanozlu köfteler
  • neler neler
  • ne mal olduğunu bilmek (veya anlamak)
  • ne mene
  • ne menem
  • ne mümkün
  • ne münasebet!
  • ne o?
  • ne olacak!
  • ne olduğunu bilememek
  • ne oldum delisi olmak
  • ne olur (veya olursun veya olursunuz)
  • ne olursa olsun
  • ne oluyor?
  • ne pahasına olursa olsun
  • ne söylüyorsun?
  • ne var ki
  • ne yaparsın (veya yapmalı) ki
  • ne yapıp yapıp
  • ne yaptığını bilmemek
  • ne yazar
  • ne yazık ki
  • neye uğradığını bilememek (veya anlamamak veya şaşırmak)
  • neyin nesi (kimin fesi)
  • neyleyim
  • neymiş
  • ne yüzle

NEKRE (Kelime Kökeni: Arapça nekre)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Beklenmedik hoş ve şaşırtıcı sözler söyleyen, güldürücü hikâye anlatan (kimse), nükteci

    Nekre ve zarif, iyi bir hatipti. - Falih Rıfkı Atay

NİNNİ

[isim]

  • Bebeklerin uyumasına yardımcı olmak için söylenen türkü

    Gırç gırç bir beşik sallanıyor, kalın, uzun bir kadın sesi ninni söylüyordu. - Halide Edip Adıvar

[ünlem]

  • Bu türkülerin sonunda tekrarlanan söz

    Uyusun da büyüsün ninni!

NİTEL

[sıfat]

  • Nitelik bakımından, nitelikle ilgili, kalitatif

NALAN (Kelime Kökeni: Farsça nālān)

[sıfat]

  • İnleyici, inleyen

NAKLÎ (Kelime Kökeni: Arapça naḳlī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıma ile ilgili olan
  • Nakle dayanan, anlatılan, söylenen (gerçek)

Birleşik Kelimeler: naklî mazi

NAKİT (Kelime Kökeni: Arapça naḳd)

[isim]

[ekonomi]

  • Para, akçe
  • Kullanılması hemen mümkün olan para, peşin para, likit

Birleşik Kelimeler: nakit kartı, nakit para

NAKİL (Kelime Kökeni: Arapça naḳl)

[isim]

  • Bir yerden alıp başka bir yere iletme, aktarma, taşıma, geçirme, aktarım
  • Göç, taşınma

    İşte, nakil masrafı da avucumda, diyerek otuz lirayı saydı. - Sermet Muhtar Alus

  • Anlatma, söyleme, hikâye etme
  • Bir görevden başka bir göreve atanma, tayin
  • Yazı veya resmin aynısını başka bir şeyin üzerine yapma, kopya etme
  • Başka dilden bir eseri kendi diline çevirme, tercüme etme

Birleşik Kelimeler: nakil aracı, nakil vasıtası, nakledilmek, nakletmek, naklettirmek, bitki nakli, kan nakli, organ nakli

[sıfat]

[eskimiş]

  • Taşıyan, aktaran, geçiren
  • Anlatan, hikâye eden

[fizik]

  • İletken

NANİK

[isim]

  • Başparmağı burna değdirip öteki parmakları açarak ve sallayarak yapılan alay işareti

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nanik yapmak

NARİN (Kelime Kökeni: Farsça nārīn)

[sıfat]

  • İnce yapılı, yepelek, nazenin

    Narin bir kızcağızın yanındaki boş yere sokuldu. - Osman Cemal Kaygılı

  • İnce

    Söğüdün yaprağı narindir narin - Halk türküsü

NESNE

[isim]

  • Belli bir ağırlığı ve hacmi, rengi olan her türlü cansız varlık, şey, obje

[dil bilgisi]

  • Geçişli fiili bütünleyen yalın veya belirtme durumunda bulunan tümleç

    `Ali bir kitap almış` cümlesinde `kitap` nesnedir.

[felsefe]

  • Öznenin dışında kalan her konu, obje

    Her nesne ve olaya alaycı bir gözle bakmak ilkesinden yola çıkar bu görüş. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: nesne grubu, nesne öbeği, belirli nesne, belirtili nesne, belirtisiz nesne, ortak nesne

NESİR (Kelime Kökeni: Arapça nes̱r)

[isim]

[edebiyat]

  • Düzyazı

    Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır. - Yahya Kemal Beyatlı

NESİL (Kelime Kökeni: Arapça nesl)

[isim]

[toplum bilimi]

  • Kuşak

    Her şeyde olduğu gibi her nesilden birkaç kişi bu umumi mazhariyetin üstüne çıkar. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Hayvanlarda döl

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nesli tükenmek

Birleşik Kelimeler: nesilden nesile, aslı nesli

NEMLİ

[sıfat]

  • Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı

    Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Yaşlı (göz)