MIKNATISLANMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MIKNATISLANMAK harflerini içeren 6 harfli 110 kelime bulunuyor. 6 harfli MIKNATISLANMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MISMIL11, ISITMA10, ISINMA10, KISMIK10, KIMKIM10, TILSIM10, ANITSI9, ASILTI9, ASMALI9, ASKILI9, ASINTI9, ASILMA9, ATILIM9, ISLAMA9, IKINMA9, ILIMAK9, ILIMAN9, ILINMA9, ILITMA9, KISMAK9, MISKAL9, SINMAK9, SINAMA9, SIKMAK9, SALKIM9, SIKLIK9, SIKKIN9, ANITLI8, ANISAL8, ANILMA8, ANILIK8, ANASIL8, ATKILI8, ATILMA8, AKASMA8, ALINTI8, ALINMA8, AMALIK8, AMANIN8, AKSAMA8, AKITMA8, AKINTI8, IKLAMA8, KITLIK8, KISTAK8, KAKIMA8, KAMALI8, KASALI8, KINALI8, KINAMA8, KILMAK8, KASMAK8, MANAMA8, MANALI8, MALAMA8, MAKSAT8, MANTIK8, MATLIK8, MASLAK8, NAMINA8, SINAAT8, SATMAK8, SANMAK8, SALTIK8, SALMAK8, SAKLIK8, SAKALI8, TINMAK8, TIKMAK8, TIKAMA8, TIKALI8, TANSIK8, TANIMA8, TASALI8, TAMLIK8, TALKIM8, TAKILI8, ASALAK7, ANLAMA7, ANLATI7, ATLAMA7, ATANMA7, ATAMAN7, ATAMAK7, ATALIK7, ANANAS7, ANAMAL7, ANALIK7, AKSATA7, AKLAMA7, ASTANA7, KANMAK7, KANAMA7, KALKMA7, KALMAK7, KATMAK7, KATMAN7, KASNAK7, NATIKA7, SALATA7, TASLAK7, TALKIN7, TAKMAK7, KANKAN6, KANAAT6, KANATA6, KALTAK6, KALKAN6, KATANA6, LANTAN6

KANKAN (Kelime Kökeni: Fransızca cancan)

[isim]

  • Kadınların oynadığı hareketli bir Fransız dansı

KANAAT (Kelime Kökeni: Arapça ḳanāʿat)

[isim]

  • Elindekinden hoşnut olma durumu, kanıklık, yeter bulma, yetinme, fazlasını istememe, doyum
  • Kanma, inanma

    Sınıfını geçeceğine kanaatim yok.

  • Kanış, kanı, inanç, düşünce

    Biz kanaatlerimizi açık söyleriz. - Etem İzzet Benice

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanaat etmek
  • kanaat getirmek
  • kanaat gibi devlet olmaz

Birleşik Kelimeler: kıt kanaat

KANATA (Kelime Kökeni: İtalyanca canetta)

[isim]

  • Ağzı geniş, tek kulplu su kabı

KALTAK

[isim]

  • Üzeri meşin, halı vb. şeylerle kaplanmamış olan eyerin tahta bölümü
  • Kuskunsuz eyer

[kaba konuşmada]

  • İffetsiz, namussuz kadın

Birleşik Kelimeler: eyer kaltağı

KALKAN

[isim]

  • Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık
  • Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık

[mecaz]

  • Koruyucu

    Akbabanın kanatlarından başka kalkanı yoktu galiba. - Yusuf Ziya Ortaç

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkan etmek
  • kalkan olmak

Birleşik Kelimeler: kalkan bezi, kılıçkalkan

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme veya çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü, beyaz etli balık, kalkan balığı (Scophtalmus maximus)

Birleşik Kelimeler: kalkan balığı, kalkan böcekleri, çivisiz kalkan

KATANA (Kelime Kökeni: Macarca katona)

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Bir cins iri at

    Atları Rus katanalarını andırır, arabası çangıl çungul etmez. - Sermet Muhtar Alus

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katana gibi

LANTAN (Kelime Kökeni: Fransızca lanthane)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 57, atom ağırlığı 138,9, yoğunluğu 6,1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak bir alevle yanan, seyrek bulunur bir element (simgesi La)

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ANLAMA

[isim]

  • Anlamak işi, anlamaklık, kavrama, derk, fehim, intikal, tefehhüm, vukuf

    Lavabonun aynasında yorgun bir suratla kendini anlamaya çalışan bu adama bakıyorum. - Ahmet Ümit

[felsefe]

  • Bir olay veya önermenin daha önce bilinen bir kanunun veya formülün sonucu olduğunu görme

Birleşik Kelimeler: tam anlamıyla

ANLATI

[isim]

  • Ayrıntılarıyla anlatma

[edebiyat]

  • Roman, hikâye, masal vb. edebî türlerde bir olay dizisini anlatma biçimi, hikâyeleme, öyküleme, tahkiye

    Masal olsun roman olsun, ikisi de anlatı sanatıdır. - Necati Cumalı

ATLAMA

[isim]

  • Atlamak işi

    Acemiliğimi görünce beni atlamaya, oynatmaya kalktılar. - Reşat Nuri Güntekin

  • Belirli bir yerden gerilip hız alarak yapılan sıçrama ile vücudu yerden kesip daha uzak bir yere kondurma veya belli bir yükseklikten aşırma

[spor]

  • Bu biçimde en uzağa atlamak veya en yükseği aşmak amacıyla yarışılan atletizm dalı

Birleşik Kelimeler: atlama beygiri, atlama çizgisi, atlama tahtası, atlama taşı, sırıkla atlama, uzun atlama, üç adım atlama, yüksek atlama, kaplan atlaması

ATANMA

[isim]

  • Atanmak işi, tayin edilme

Birleşik Kelimeler: açıktan atanma, asaleten atanma, vekâleten atanma

ATAMAN

[isim]

[eskimiş]

  • Rus Kazakların başbuğuna verilen unvan

ATAMAK

[-e]

[-i]

  • Birini bir göreve getirmek, tayin etmek

Birleşik Kelimeler: açıktan atamak, asaleten atamak, vekâleten atamak

ATALIK

[isim]

  • Ataya yakışır davranış, babalık