MÜTEVAZİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
MÜTEVAZİ harflerini içeren 4 harfli 27 kelime bulunuyor. 4 harfli MÜTEVAZİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Mütevazi ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Mütevazi olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
ÜVEZ15,
AMİT (Kelime Kökeni: Fransızca amide)
- Amonyağın hidrojeni yerine bir asit kökünün geçmesiyle oluşan birleşiklerin sınıf adı
İTME
-
İtmek işi
Bir ayağıyla koltukları itmeyi sürdürürken bir yandan da oğlunun beslenme çantasını hazırlıyordu. - Elif Şafak
Birleşik Kelimeler: öz itme
MİAT (Kelime Kökeni: Arapça mīʿād)
- Bir şeyin yapılması için tanınan süre
-
Bir şeyin yerine yenisinin verilebilmesi için kabul edilmiş bulunan süre, kullanma süresi
Asker ayakkabısının miadı altı aydır.
Ata Sözleri ve Deyimler
- miadı dolmak
- miadı gelmek
META (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)
- Mal, ticaret malı
-
Sermaye
Batı'dan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
TEMA (Kelime Kökeni: İtalyanca tema)
-
Asıl konu, temel motif, ana konu
Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı. Tablonun teması.
- Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş, tem, ana konu
- Bir besteyi oluşturan temel motif, ana konu
AZİT (Kelime Kökeni: Fransızca azide)
- Azothidrik asit HN3 teki hidrojenin yerine bir kökün geçmesi ile türeyen birleşikler
TAZE (Kelime Kökeni: Farsça tāze)
-
Bozulmamış, bayatlamamış olan
Beyaz peyniri, ekmeğin taze kabuğuna sarıp ağzıma sokuyorum. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Dinç, yıpranmamış, yorulmamış
Yüzü taze, taravetli ve güzeldi. - Memduh Şevket Esendal
-
Kuru olmayan, körpe, kuru karşıtı
Ağaçların taze yaprakları akşamın serinliğini emiyormuş gibi duruyordu. - Memduh Şevket Esendal
-
Yeni, zamanı geçmemiş
Orada okuduğum en taze havadis yirmi beş, otuz günlüktü. - Halikarnas Balıkçısı
-
Genç kadın
Şu köşede çocuğuyla beraber bir taze oturuyor. - Ömer Seyfettin
Ata Sözleri ve Deyimler
- taze ot görmüş eşek gibi
Birleşik Kelimeler: taze fasulye, tazekan, taze para, taze soğan, her dem taze, terütaze
ÜTME
- Ütmek işi
- Ateşte kızartılmış taze buğday veya mısır
ÜMİT (Kelime Kökeni: Farsça umīd)
-
Umut
Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- ümide düşmek
- ümide kapılmak
- ümidi boşa çıkmak
- ümidi kırılmak
- ümidini kesmek
- ümidini kırmak
- ümidi sönmek
- ümit (veya ümidini) bağlamak
- ümit beslemek
- ümit bırakmak
- ümit etmek
- ümit kesmek
- ümit serpmek
- ümit uyanmak
- ümit vermek
Birleşik Kelimeler: ümit dünyası, ümit kapısı, ümit kırıklığı
ZATİ
-
Zaten
Ben zati çarpılmışım, beni bırak da söyle bakalım, nasıl gideceksin dağın tepesindeki köye? - Ayşe Kulin
-
Kendine özgü, kişiye ilişkin, kişisel, özel
Zatî eşya.
- Özünlü
ZAİT (Kelime Kökeni: Arapça zāʾid)
- Çoğaltan, artıran
-
Gereksiz, fazla
Canım bu kadar yeter, fazlası zait. - Sermet Muhtar Alus
- Artı (+)
AZİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿazm)
-
Bir işteki engelleri yenme kararlılığı
Bu engin ruh, bu tükenmez azim, Türk milletinin varlık sebebidir. - Ruşen Eşref Ünaydın
Birleşik Kelimeler: azmetmek, azmettirmek
İMZA (Kelime Kökeni: Arapça imżāʾ)
-
Bir kimsenin herhangi bir belgeyi yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde kullandığı işaret
Hatıra defterlerimizi onlara uzatarak el yazılarını, imzalarını rica ettik. - Hamdullah Suphi Tanrıöver
- İmzalama işi
-
Herhangi bir alanda ün yapmış kimse
Dergi en ünlü imzalara yer veriyor.
Ata Sözleri ve Deyimler
- imza (veya imzasını) atmak
- imza etmek
- imza toplamak
- imza vermek
- imzayı basmak (veya çakmak)
Birleşik Kelimeler: imza beyti, imza çizelgesi, imza günü, imza kâğıdı, imza sahibi, imza sirküleri, imza töreni, açık imza, elektronik imza, ıslak imza, tatbik imzası
İZAM (Kelime Kökeni: Arapça iʿzām)
- Bir kimseyi gönderme, yollama
- Olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma
Ata Sözleri ve Deyimler
- izam etmek
MİZA (Kelime Kökeni: İtalyanca misa)
- Kumarda ortaya sürülen para