MÜTECAVİZ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
MÜTECAVİZ harflerini içeren 5 harfli 24 kelime bulunuyor. 5 harfli MÜTECAVİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
VECİZ17,
EMTİA (Kelime Kökeni: Arapça emtiʿa)
- Mal
ACEMİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿacemī)
-
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
Belli ki her şey, hem de en acemi tarafından, işlerin nihayetinde uydurulmuş, zekâsız mizansenlerden ibaret. - Necip Fazıl Kısakürek
-
İşinde, mesleğinde yeni olan, toy
Acemi balıkçının ağından balıklar nasıl kaçarsa sen de zamanları öyle kaçırdın. - Nazım Hikmet
-
Bir yere, bir şeye yabancı olan
Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın. - Osman Cemal Kaygılı
- Saraya yeni alınmış cariye
Ata Sözleri ve Deyimler
- acemi katır kapı önünde yük indirir
- acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir
Birleşik Kelimeler: acemi ağası, acemi birliği, acemi çaylak, acemi er, acemi ocağı, acemi oğlanı
MEZAT (Kelime Kökeni: Arapça mezād)
- Açık artırma ile satış
-
Açık artırma ile satış yapılan yer
Bu masayı mezattan aldım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- mezada çıkarmak (veya koymak)
Birleşik Kelimeler: mezat malı
MATİZ (Kelime Kökeni: Rumca)
- İki halatı ek yeri kalınlaşmayacak biçimde birbirine ekleme işi
- Çok sarhoş
- Orta oyununda ve Karagöz'de sarhoş
Ata Sözleri ve Deyimler
- matiz olmak
TEMİZ (Kelime Kökeni: Arapça temyīz)
-
Kirli, lekeli, pis, bulaşık olmayan, arı (I), pak, münezzeh, hijyen, hijyenik
Ayak basacak tek adımlık temiz yer yok. - Adalet Ağaoğlu
-
Özenle yapılmış
Temiz iş.
-
Çok az kullanılmış veya hiç kullanılmamış olan, özrü olmayan
Temiz araba.
- Ahlakça lekesiz, necip, nezih
- Sabıkasız
-
Kirli, lekeli, bulaşık olmayan bir biçimde
Temiz giyinmek.
Ata Sözleri ve Deyimler
- temiz bir dayak atmak
- temiz bir dayak yemek
- temize çekmek
- temize çıkmak
- temize havale etmek
- temiz iş altı ayda çıkar
- temiz tutmak
Birleşik Kelimeler: temiz kâğıdı, temiz kalpli, temiz kan, temiz pak, temiz para, temiz raporu, temiz yürekli, bir temiz, eli yüzü temiz, eteği temiz, kalbi temiz, yüreği temiz
TAZİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿẓīm)
- Saygı gösterme, ululama
Ata Sözleri ve Deyimler
- tazim etmek
TEİZM (Kelime Kökeni: Fransızca théisme)
- Tanrıcılık
TECİM
- Ticaret
Birleşik Kelimeler: tecimevi
CAM (Kelime Kökeni: Farsça cām)
- Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim
-
Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça
Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam dolabından. - Necati Cumalı
-
Pencere
Camın önündeki masaların hemen arkasındaki yere oturup kalıyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- Kadeh, içki
Ata Sözleri ve Deyimler
- cama çıkmak
- cam gibi
- camı çerçeveyi indirmek
Birleşik Kelimeler: cam çivisi, cam elyafı, camevi, camgöbeği, camgöz, cam göz, camgüzeli, cam kanatlılar, cam kaya, cam lifi, cam macunu, cam mozaik, cam resim, cam suyu, cam yuvası, cam yünü, beyaz cam, buzlu cam, ısıcam, kristal cam, mikalı cam, plastik cam, kelebek camı, Moskof camı, saat camı, tepe camı
TÜMCE
-
Cümle
Her şey bütün bağlantılarıyla anlaşılmadan o tek tümceyi çevirtmek istemiyordu. - Adalet Ağaoğlu
Birleşik Kelimeler: tümce bilgisi, ara tümce, basit tümce, birleşik tümce, devrik tümce, girişik tümce, iç tümce, kurallı tümce, olumlu tümce, olumsuz tümce, sıralı tümce, temel tümce, yalın tümce, yan tümce
TACİZ (Kelime Kökeni: Arapça taʿcīz)
- Tedirgin etme, rahatsız etme
Ata Sözleri ve Deyimler
- taciz etmek
- taciz olmak
Birleşik Kelimeler: taciz ateşi, cinsel taciz
CA
- Kalsiyum elementinin simgesi
CEZA (Kelime Kökeni: Arapça cezāʾ)
-
Uygunsuz davranışlarda bulunanlara uygulanan üzüntü, sıkıntı, acı verici işlem veya yaptırım
O, olası ihanetim için cezalardan ceza beğenirken, ben de elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum. - Elif Şafak
-
Suç işleyen bir kimsenin yaşantısına, özgürlüğüne, mallarına, onuruna karşı yasaların öngördüğü yaptırım
Cezasını tamamlayana kadar tek kişilik bir koğuşta kalmış. - Ahmet Ümit
Ata Sözleri ve Deyimler
- ceza almak
- ceza çekmek
- ceza görmek
- ceza kesmek
- cezasını bulmak
- cezasını çekmek
- ceza vermek
- cezaya çarptırmak
- ceza yazmak
- ceza yemek
Birleşik Kelimeler: ceza alanı, ceza atışı, cezaevi, ceza hukuku, ceza reisi, ceza sahası, ceza vuruşu, ağır ceza, nakdî ceza, ağır ceza mahkemesi, ağır hapis cezası, ağır para cezası, beden cezası, disiplin cezası, hafif hapis cezası, idam cezası, kınama cezası, kürek cezası, ölüm cezası, para cezası, pranga cezası
MEVTA (Kelime Kökeni: Arapça mevtā)
-
Ölü, ölmüş kimse
Kimi mevtasına kefen biçmiyor / Kimi helal rızkı yiyip içmiyor. - Seyrani
MECAZ (Kelime Kökeni: Arapça mecāz)
- Bir ilgi veya benzetme sonucu gerçek anlamından başka anlamda kullanılan söz
- Bir kelimeyi veya kavramı kabul edilenin dışında başka anlamlara gelecek biçimde kullanma, metafor
Birleşik Kelimeler: mecazımürsel