MÜSTEHCENLEŞMEK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler

MÜSTEHCENLEŞMEK harflerini içeren 8 harfli 37 kelime bulunuyor. 8 harfli MÜSTEHCENLEŞMEK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HEMENCEK16, HÜKMETME16, HECELEME16, KÜTLEŞME14, CÜMLETEN14, MELEŞMEK13, TÜMSELME13, CEMETMEK13, EŞELEMEK12, EŞELENME12, EŞLENMEK12, KÜMELEME12, NETLEŞME12, SÜTLENME12, ŞENELMEK12, ŞENELTME12, TÜMLENME12, TÜMLEMEK12, TEKLEŞME12, TEKEMMÜL12, ÜSTELEME12, ÜSTENMEK12, ÜSTLENME12, ÜSLENMEK12, ÜNLETMEK11, ESENLEME10, ESNETMEK10, ENSELEME10, EMEKLEME10, KESELEME10, MENETMEK10, MEMLEKET10, MESKENET10, NEMLETME10, TEKESEME10, ETEKLEME9, ETLENMEK9

ETEKLEME

[isim]

  • Eteklemek işi

ETLENMEK

[nesnesiz]

  • Şişmanlamak, semirmek

    Kısarak boylu, kara kuru Nadir Hanım'ın yerinde şimdi şişman denilecek kadar etlenmiş bir hanım var. - Memduh Şevket Esendal

ESENLEME

[isim]

  • Esenlemek işi, selam

ESNETMEK

[-i]

  • Esnemesine sebep olmak

ENSELEME

[isim]

  • Enselemek işi

EMEKLEME

[isim]

  • Emeklemek işi

Birleşik Kelimeler: emekleme çağı, emekleme dönemi

KESELEME

[isim]

  • Keselemek işi

MENETMEK (Kelime Kökeni: Arapça menʿ + Türkçe etmek)

[-i]

  • Yasaklamak

    Bildiğim bir şey varsa o da patronun odanızdan dışarıya çıkmayı size menettiğidir. - Sait Faik Abasıyanık

  • Engel olmak

MEMLEKET (Kelime Kökeni: Arapça memleket)

[isim]

  • Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke
  • Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, şehir, yurt

    Memleket isterim / Ne başta dert ne gönülde hasret olsun - Cahit Sıtkı Tarancı

  • İklim ve üretim bakımından ele alınan bölge

    Lübnan portakal, turunç, hurma ve muz memleketiydi. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: memleket havası, memleketler arası

MESKENET (Kelime Kökeni: Arapça meskenet)

[isim]

[eskimiş]

  • Miskinlik, beceriksizlik
  • Yoksulluk, fakirlik

NEMLETME

[isim]

  • Nemletmek işi

TEKESEME

[isim]

  • Tekesemek işi

ÜNLETMEK

[-i]

  • Bağırtmak, çağırtmak

    Şehirde olsa ünletirsin: Görene beş kuruş, bulana on kuruş. - Yusuf Ziya Ortaç

EŞELEMEK

[-i]

  • Toprak, kül gibi toz durumunda bulunan şeyleri hafifçe kazıp karıştırmak

    Eşeledik külleri, kıvılcımlar parladı. - Cahit Uçuk

  • Dağıtıp karıştırmak

    Canan'ın odasında, ayaklarıyla yorganı eşeleyip karyolayı sarsarak hıçkırırken buldu. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Bir işin, sorunun aslını anlamaya çalışmak, kurcalamak

    Bunu burada eşeleyip kimseyi üzmek istemeyiz. - Haldun Taner

EŞELENME

[isim]

  • Eşelenmek işi

    Affetme duygusunun altında yatan nedenler eşelenmeye değer. - Haldun Taner