MÜSTAHKEM Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MÜSTAHKEM harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli MÜSTAHKEM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ESHAM11, HAMSE11, SEMAH11, HAKEM10, HASET10, KEMAH10, KEMHA10, MÜMAS10, SAHTE10, KÜSME9, KÜMES9, SÜMEK9, ÜMMET9, ÜTMEK8, KASEM7, MEMAT7, MATEM7, MASKE7, TEMAS7, KAMET6, KASET6, KESAT6, MAKET6

KAMET (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Boy, endam

    Gür beyaz saçları, dik kameti, vakur yürüyüşü ile gören çarşı esnafı saygı ile selamlarlar. - Haldun Taner

[isim]

[din bilgisi]

  • Farz olan namazdan önce okunan iç ezan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamet getirmek
  • kameti artırmak

KASET (Kelime Kökeni: Fransızca cassette)

[isim]

  • İçinde, görüntü ve seslerin kaydedildiği, gerektiğinde yeniden kullanılmasını sağlayan bir manyetik şeridin bulunduğu küçük kutu

Birleşik Kelimeler: kasetçalar, manyetik kaset, videokaset

KESAT (Kelime Kökeni: Arapça kesād)

[isim]

  • Alışverişte durgunluk

    Bugünlerde alışveriş de kesat. - Nabizade Nâzım

  • Yokluk, kıtlık

MAKET (Kelime Kökeni: Fransızca maquette)

[isim]

  • Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği

    Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: maket bıçağı

KASEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳasem)

[isim]

[eskimiş]

  • Ant

    Yaşı daha kırk bile yok diye yeminler, kasemler, antlar... - Sermet Muhtar Alus

Birleşik Kelimeler: yemin kasem

MEMAT (Kelime Kökeni: Arapça memāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Ölüm

MATEM (Kelime Kökeni: Arapça mātem)

[isim]

  • Yas

    Caminin methali, minberi, kâmilen siyah matem bayraklarıyla kaplı. - Attila İlhan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • matem tutmak

Birleşik Kelimeler: matem ayı, matem havası

MASKE (Kelime Kökeni: Fransızca masqué)

[isim]

  • Boyalı karton, kumaş veya plastikten yapılan ve başkalarınca tanınmamak için yüze geçirilerek kullanılan yapma yüz
  • Korunmak için özel olarak yapılıp yüze geçirilen şey

    Gaz maskesi.

  • Yüz ve boyun güzelliği için cilde sürülen krem, macun vb. şeyler

[mecaz]

  • Gerçek duyguları veya bir şeyin gerçek görünüşünü gizleyen aldatıcı görünüş, davranış

    Hayırseverlik maskesiyle kendi çıkarını yürütüyor.

[ruh bilimi]

  • Kişinin oynadığı rol veya hem kendisine hem de çevresine karşı takındığı davranış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maskesi düşmek
  • maskesini atmak
  • maskesini düşürmek (veya kaldırmak)

Birleşik Kelimeler: gaz maskesi, karnaval maskesi, toz maskesi

TEMAS (Kelime Kökeni: Arapça temāss)

[isim]

  • Değme (I), dokunma (I), dokunuş (I), değinti
  • Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet

    Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır. - Sait Faik Abasıyanık

  • Değinme, sözünü etme, bahsetme

    Bu konuya teması gereksiz görmüştü.

  • Gidip gelme, ulaşım, bağlantı

    İki şehir arasında temas kesildi.

[ruh bilimi]

  • Dokunma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • temasa geçmek
  • temasa gelmek
  • temas etmek
  • temas etmek
  • temas kurmak
  • temasta bulunmak

Birleşik Kelimeler: dirsek teması

ÜTMEK

[-i]

[halk ağzında]

  • Bir şeyi, tüylerini yakmak için alevden geçirmek
  • Taze buğday veya mısırı ateşe tutup pişirmek

[-i]

[halk ağzında]

  • Oyunda yenerek bir şey kazanmak, utmak

KÜSME

[isim]

  • Küsmek işi

KÜMES (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Tavuk, hindi vb. evcil hayvanların barınmasına yarayan kapalı yer

    Ne kümeste tavuk bırakırmış ne ahırda hayvan ne de ağılda koyun. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

[mecaz]

  • Ufak ev

    Bu murdar kümeste nasıl oturuyorsun bilmem? - Ahmet Midhat

Birleşik Kelimeler: kümes hayvanları, tavuk kümesi

SÜMEK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eğirilmek için temizlenmiş, taranmış yumak biçiminde yün

ÜMMET (Kelime Kökeni: Arapça ummet)

[isim]

[din bilgisi]

  • Hz. Muhammed'e inanarak, onun yaptıklarını ve söylediklerini uygulayarak çevresinde toplanan Müslümanların tümü

HAKEM (Kelime Kökeni: Arapça ḥakem)

[isim]

  • Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi, yargıcı
  • Belirli bir konudan iyi anlayan kimse
  • Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse

[spor]

  • Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse

    Hakem, üçüncü defa tekrar ederse güreşe son vereceğini ilan etti. - Halide Edip Adıvar

Birleşik Kelimeler: hakem heyeti, hakem kararı, başhakem, orta hakem, yan hakem, yardımcı hakem, çıkış hakemi, çizgi hakemi