MÜNHASIRAN Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MÜNHASIRAN harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli MÜNHASIRAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HÜNSA12, HASIM12, NÜSHA12, HANIM11, HARIM11, HASIR11, HARAM10, HARIN10, HASAR10, MAHRA10, NAHIR10, SAHRA10, SAHAN10, MISRA8, NÜANS8, SIRMA8, SINMA8, SARIM8, ÜMRAN8, IRAMA7, MANAS7, NASIR7, SAMAN7, SARMA7, SANRI7, SANMA7

IRAMA

[isim]

  • Iramak işi

MANAS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)

NASIR (Kelime Kökeni: Arapça nāsūr)

[isim]

  • En çok el ve ayağın sürekli sürtünmelere uğrayan noktalarında üst derinin kalınlaşması ve sertleşmesiyle oluşmuş deri

    Ellerinde nasır, yüzlerinde nur / Yarına ümitle yürüyenlere / Bir selam uçuralım - Orhan Veli Kanık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • nasır bağlamak (veya tutmak)
  • nasırına basmak

Birleşik Kelimeler: nasır yakısı

SAMAN

[isim]

  • Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saman altından su yürütmek
  • saman gibi

Birleşik Kelimeler: saman alevi, saman kâğıdı, samankapan, saman nezlesi, saman rengi, saman sarısı, Samanuğrusu, Samanyolu

SARMA

[isim]

  • Sarmak işi

    Evlerindeki düzensizliğin, yozlaşmanın ve erinçsizliğin her yanı sarmasının yaratıcısı annesiydi. - Muzaffer Uyguner

  • Saran, içine alan şey, zarf

[askerlik]

  • Çevirme
  • Lahana, pazı ve üzüm yaprağının hazırlanan içle sarılmasıyla yapılan etli veya zeytinyağlı yemek

[madencilik]

  • Bir ayakta alınan, paralel veya dik olarak dikmelerin üzerine yerleştirilen direk

[sıfat]

  • Sarılarak yapılan

    Sarma yay.

Birleşik Kelimeler: sarma kafiye, ciğer sarma, kilit sarma, zeytinyağlı sarma, lahana sarması, tavuk sarması, yaprak sarması

SANRI

[isim]

[ruh bilimi]

  • Uyanık bir kişinin, kendi dışında var sandığı ancak gerçekte olmayan olguları algılaması, yaşaması, varsanı, birsam, halüsinasyon

    Olmaz, gerçek olamaz bu yaşadığımız, ya sanrı ya sanrıya çok yakın bir şey. - Attila İlhan

SANMA

[isim]

  • Sanmak işi, zannetme, zanneyleme

MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)

[isim]

[edebiyat]

  • Dize

NÜANS (Kelime Kökeni: Fransızca nuance)

[isim]

  • Ayırtı

    Ellerini ve kollarını hiç kullanmaya lüzum duymadan nüanslarını sesiyle vererek oynadı. - Haldun Taner

  • İnce ayrım

SIRMA

[isim]

  • Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel

    Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay

[sıfat]

  • Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan

    Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel

  • Rütbe gösteren şerit

Birleşik Kelimeler: sırma saç

SINMA

[isim]

  • Sınmak işi

SARIM

[isim]

  • Sarma işi
  • Bir şeyi bir kez saracak miktar

[fizik]

  • Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası

ÜMRAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿumrān)

[isim]

[eskimiş]

  • Bayındırlık

    Mezarlığın ümranı ölülerden ziyade yaşayanların teselli ve itminanı için değil midir? - İbrahim Alâeddin Gövsa

HARAM (Kelime Kökeni: Arapça ḥarām)

[sıfat]

[din bilgisi]

  • Din kurallarına aykırı olan, dinî bakımdan yasak olan, helal karşıtı
  • Yasak

    Biraz sevinmek için bekledim dinsin yaram / Anladım, bana gülmek değil yaşamak haram - Faruk Nafiz Çamlıbel

Ata Sözleri ve Deyimler

  • harama uçkur çözmek
  • haram etmek
  • haramın temeli olmaz
  • haram olmak
  • haram olsun!
  • haram yemek

Birleşik Kelimeler: haram lokma, haram para, haramzade

HARIN (Kelime Kökeni: Arapça ḥarūn)

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden (hayvan)

[mecaz]

  • Hain, huysuz

[mecaz]

  • Obur