[isim]

• Şarap

  Karşıyaka'da İzmir'in gülü / Seyran ediyor elinde mülü - Halk türküsü

[isim]

• Bir yerde öteden beri olagelen davranış

  Ekseriya gelen ecnebiler ve Hristiyanlar teamül olarak ayrı bir yerde ve hürmeten ayakta durup ayini seyrederlerdi. - Asaf Halet Çelebi

[eskimiş]

[kimya]

• Tepkime

[eskimiş]

• İş, davranış

[isim]

[eskimiş]

• Olgunluk, olgunlaşma

• Gelişim, gelişme

  Bu derece intibak kabiliyeti, tekâmül kuvveti olan dinamik bir millet olmasak mahvolurduk. - Orhan Seyfi Orhon

[biyoloji]

• Evrim

Ata Sözleri ve Deyimler

• tekâmül etmek

[isim]

[eskimiş]

• Bir işi ayrıntılarıyla düşünme, düşünüp taşınma

[isim]

[eskimiş]

• Olgunlaşma, yetkinleşme

Ata Sözleri ve Deyimler

• tekemmül etmek

[isim]

[halk ağzında]

• Susam ve ekin demeti veya yığını

[isim]

• Nesnenin, güçlü, zorlayıcı dış etkenlere karşı koyabilmesi, dayanması

• İnsanın kötü, güç durumlara karşı koyabilme gücü, kaldırma, katlanma

  Genç, tasavvurunun, tahammülünün fevkindeki bu hâllere karşı daima isyan ederdi. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

• tahammül etmek

[isim]

• Genel bir olguyu, bir kuralı veya ilkeyi açıklayan simgeler takımı

• Bir belgenin yazılacağı biçimi ve ona özgü olan deyimi gösteren örnek

  Cevap formülü son derece basit idi. - Falih Rıfkı Atay

• Kalıplaşmış, basmakalıp anlatım

[mecaz]

• Çıkar yol, tutulan yol, yöntem

  Her yerde yapılabilen bir şey yalnız formülleri, şekilleri değişir. - Aka Gündüz

[matematik]

• Bir veya birçok niceliğe bağlı bulunan bir niceliğin hesaplanmasına yarayan matematiksel anlatım

[kimya]

• Bir ilacın hazırlanmasında bir sonucun elde edilmesinde izlenecek işlemlerin çeşitli sayılar ve semboller kullanılarak ifade edildiği özgün kavram

[kimya]

• Birleşik bir cismin birleşimine giren maddeleri ve bunların o birleşik maddedeki oranlarını gösteren kısaltma takımı

  Karbonmonoksit CO formülüyle gösterilir.

Ata Sözleri ve Deyimler

• formül bulmak