MÜKEYYİFAT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MÜKEYYİFAT harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli MÜKEYYİFAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MÜFİT14, FİYAT13, KEYFİ13, KEYİF13, TÜFEK13, AKTİF11, EYYAM10, TÜYME10, EYTAM8, KİMYA8, KAYME8, ÜTMEK8, YİTME8, YETİM8, YETKİ7, YETİK7, YEKTA7, AKEMİ6, EMTİA6, İTMEK6, İKAME6, KAMET6, KAİME6, MAKET6, TAMİK6, TAKİM6

AKEMİ

[isim]

  • İki elemanlı mermer yapıştırıcısı

EMTİA (Kelime Kökeni: Arapça emtiʿa)

[isim]

[eskimiş]

[ticaret]

  • Mal

İTMEK

[-i]

  • Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek

    Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. - Halide Edip Adıvar

  • Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak

    Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. - Halide Edip Adıvar

  • Bulunduğu yerden aşağı düşürmek

    Suya itmek. Havuza itmek.

  • Sürüklemek, sevk etmek

    Bu oğlanı amcama itmek doğru değil, bir ara gönlünü almalı. - Ahmet Ümit

[fizik]

  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı

    Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.

İKAME (Kelime Kökeni: Arapça iḳāme)

[isim]

[eskimiş]

  • Yerine koyma, yerine kullanma
  • Ayağa kaldırma, ayakta durdurma
  • Ortaya koyma

[sıfat]

  • Yerine konulan, yerine geçen

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikame etmek

Birleşik Kelimeler: ikame mal

KAMET (Kelime Kökeni: Arapça ḳāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Boy, endam

    Gür beyaz saçları, dik kameti, vakur yürüyüşü ile gören çarşı esnafı saygı ile selamlarlar. - Haldun Taner

[isim]

[din bilgisi]

  • Farz olan namazdan önce okunan iç ezan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kamet getirmek
  • kameti artırmak

KAİME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)

[isim]

[eskimiş]

  • Buyruk, resmî kâğıt, ferman

    Mezat kaimesi.

  • Kâğıt para, kâğıt lira, kayme

    Atıf Bey cüzdanından çıkardığı bir reçeteyle bir beş liralık kaimeyi uzatarak... - Hüseyin Rahmi Gürpınar

MAKET (Kelime Kökeni: Fransızca maquette)

[isim]

  • Mimarlıkta, sanayide ve bazı sanat dallarında yer alan eserlerin taslak durumundaki küçük örneği

    Servet Bey, benim maketleri incelemekle meşguldü. - Reşat Nuri Güntekin

Birleşik Kelimeler: maket bıçağı

TAMİK (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīḳ)

[isim]

[eskimiş]

  • Derinleştirme

TAKİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿḳīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Verimsiz duruma getirme, sonuçsuz bırakma, kısırlaştırma
  • Mikrobundan arıtma

YETKİ

[isim]

  • Bir görevi, bir işi yasaların verdiği imkânlara göre, belli şartlarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet

    Büyük Millet Meclisi Başkumandanlık yetkilerini Mustafa Kemal Paşa'ya devretmişti. - Tarık Buğra

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yetki vermek

Birleşik Kelimeler: yetki belgesi, yetki devri, yetki gasbı, sınırsız yetki, takdir yetkisi, yargı yetkisi, yasama yetkisi

YETİK

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Yetişmiş, erişmiş, büyümüş
  • Bilgili, olgun (kimse)

Birleşik Kelimeler: aklı yetik

YEKTA (Kelime Kökeni: Farsça yektā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Tek, eşsiz

EYTAM (Kelime Kökeni: Arapça eytām)

[isim]

[eskimiş]

  • Yetimler

Birleşik Kelimeler: darüleytam

KİMYA (Kelime Kökeni: Arapça kīmyāʾ)

[isim]

  • Maddelerin temel yapılarını, birleşimlerini, dönüşümlerini, çözümleme, birleşim ve üretim yöntemlerini inceleyen bilim

[mecaz]

  • Üstün özellikler taşıyan çok değerli şey

    Emniyetlerini kazanmak için bu esrar bir kimya gibi gizli kalmalıdır. - Reşat Nuri Güntekin

[mecaz]

  • Uyum

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kimya olmak

Birleşik Kelimeler: kimya doğrulumu, kimya göçümü, inorganik kimya, organik kimya, uzvi kimya, plazma kimyası

KAYME (Kelime Kökeni: Arapça ḳāʾime)

[isim]

[halk ağzında]

  • Kâğıt para, kaime