MÜDDEA ile Oluşan Kelimeler (MÜDDEA Kelime Türetme)

MÜDDEA harflerinden oluşan 12 kelime bulunuyor. MÜDDEA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Müddea kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

MÜDDEA13

5 Harfli Kelimeler

MADDE10

4 Harfli Kelimeler

ADEM7

3 Harfli Kelimeler

DAM6, DEM6, EDA5

2 Harfli Kelimeler

AD4, DE4, AM3, EM3, ME3, MA3

AM

[isim]

[kaba konuşmada]

  • Dişilik organı

[kimya]

  • Amerikyum elementinin simgesi

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

AD

[isim]

  • Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam

    Görmediniz mi, adını söyleyince herkes put kesiliyor. - Ahmet Hamdi Tanpınar

  • Herkesçe tanınmış veya işitilmiş olma durumu

[dil bilgisi]

  • Canlı ve cansız varlıkları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren kelime, isim

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ad almak
  • ad çekmek
  • adı (bile) olmamak
  • adı batası (veya batasıca)
  • adı batmak
  • adı bile okunmamak
  • adı çıkmak
  • adı çıkmış dokuza, inmez sekize
  • adı deliye çıkmak
  • adı duyulmak
  • adı geçmek
  • adı gibi bilmek
  • adı kaldırılmak
  • adı kalmak
  • adı karışmak
  • adı kötüye çıkmak
  • adını ...-ye çıkarmak
  • adını ağzına abdestle almak
  • adını ağzına almamak
  • adını anmak
  • adını bağışlamak
  • adını çıkarmak
  • adını kirletmek (veya lekelemek)
  • adını koymak
  • adını taşımak
  • adını vermek
  • adı olmak
  • adı var
  • ad koymak
  • ad takmak
  • ad vermek
  • ad yapmak

Birleşik Kelimeler: ad aktarması, ad bilimi, ad cümlesi, ad çekimi, ad çekme, ad durumu, ad gövdesi, ad kökü, ad tabanı, ad tamlaması, addan türeme ad, addan türeme eylem, adı belirsiz, adı sanı, adı üstünde, adına, adıyla sanıyla, adlar dizgesi, adlı adıyla, bayramlık ad, birleşik ad, eylemden türeme ad, kısma ad, küçük ad, ön ad, özel ad, somut ad, soyut ad, takma ad, türemiş ad, yalın ad, aile adı, göbek adı, kod adı, soyadı, tanıtma adı, topluluk adı, yer adı, kendi adına

[isim]

  • Sayma
  • Sayılma

Birleşik Kelimeler: addetmek, addolunmak

DE

  • Türk alfabesinin beşinci harfinin adı, okunuşu

EDA (Kelime Kökeni: Arapça edāʾ)

[isim]

  • Davranış, tavır

    Gül kokusunda saf ve masum bir eda, yaseminde romantik bir sevda hisseder gibi olurum. - İbrahim Alâeddin Gövsa

  • Naz, işve

    Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki! - Attila İlhan

  • Anlatış biçimi, tarzı

    Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu. - Ömer Seyfettin

[isim]

  • Verme, ödeme, yerine getirme

    Bir zamanlar gözünde büyüttüğü adama bir nevi minnet borcu edası olmalıydı bu. - Osman Aysu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eda etmek

DAM

[isim]

  • Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine yapılan çoğu kiremit kaplı bölüm

    Pencerenin önüne geçmiş, dalgın ve hiddetli nazarlarıyla karşıki damları seyrediyordu. - Ercüment Ekrem Talu

  • Üzeri toprak kaplı ev, küçük ev, köy evi

    Hekim kendisine üç ay, tam üç ay damdan dışarı çıkmaya izin vermemişti. - Nabizade Nâzım

[argo]

  • Tutukevi

[halk ağzında]

  • Ahır

    At damında çocuğa çok iyi bir yer yapmıştı. - Halide Edip Adıvar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dama çıkmak
  • damdan çardağa atlamak
  • damdan düşen, damdan düşenin hâlini (veya hâlinden) bilir
  • damdan düşercesine
  • damdan düşer gibi
  • dam üstünde saksağan, vur beline kazmayı
  • dam yandı, içindeki sıçan da (birlikte) yandı

Birleşik Kelimeler: dam aktarma, dam altı, dam koruğu, ısıdam, aş damı, domuzdamı, öküz damı

[isim]

  • Dansta kavalyenin eşi

    Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı. - Çetin Altan

  • İskambil kâğıtlarında kız

DEM (Kelime Kökeni: Farsça dem)

[isim]

  • Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
  • Zaman, çağ

    Âdem'den bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve yetirdi - Âşık Veysel

[halk ağzında]

  • Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması

[eskimiş]

  • Soluk, nefes

[eskimiş]

  • İçki

[eskimiş]

  • Koku

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dem çekmek
  • dem tutmak
  • dem vurmak

Birleşik Kelimeler: her dem

[isim]

[eskimiş]

  • Kan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dem dökmek

Birleşik Kelimeler: deveranıdem

ADEM (Kelime Kökeni: Arapça ʿadem)

[isim]

[eskimiş]

  • Yokluk

    Ne civarda bir köy var ne bir evin hayali / Sonun ademdir, diyor insana yolun hâli - Faruk Nafiz Çamlıbel

Birleşik Kelimeler: ademimerkeziyet

[isim]

  • Dinî inanışlara göre dünya üzerindeki ilk insan, Âdem Baba

Birleşik Kelimeler: Âdem Baba

[isim]

  • İnsan, insanoğlu, adam

Birleşik Kelimeler: âdembaba, âdemelması, âdem evladı, âdemoğlu, beniâdem

MADDE (Kelime Kökeni: Arapça mādde)

[isim]

  • Duyularla algılanabilen nesne
  • Bir cismi oluşturan öge, öz(I)

    Cam yapmak için silisli maddeler kullanılır.

  • Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm

    Kanun tatbikatında merhamet bilmez. Suçları maddeleriyle ölçer. Hükmünü verir, çarpar. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Sözlük ve ansiklopedilerde tanımlanan, anlatılan kelime, ad veya konulardan her biri

    Bir uzmanla buluşacağı zaman ansiklopediyi açar, o konuyla ilgili maddeyi okur. - Salâh Birsel

  • Para, mal vb. ile ilgili şey

    Maddeye önem vermek.

  • Kendi içinde bütünlüğü olan anlatım

[fizik]

  • Boşlukta yer kaplayan, bir kütlesi olan her türlü varlık, özdek

[kimya]

  • Molekül

Birleşik Kelimeler: madde başı, madde madde, ak madde, boyar madde, boz madde, etken madde, etkili madde, geçici madde, ham madde, kozmik madde, uyuşturucu madde, yardımcı madde, dolgu maddesi, kanun maddesi, katkı maddesi, tekel maddesi

MÜDDEA (Kelime Kökeni: Arapça muddeʿā)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İddia edilen