MÜCEVHERAT Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MÜCEVHERAT harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli MÜCEVHERAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

EVHAM16, ERVAH15, HÜCRE14, TÜREV13, HACET12, MEVTA12, MÜHRE12, VERME12, VEREM12, CEHRE12, AVRET11, EVRAT11, TÜMCE11, EHRAM10, HAREM10, ÜCRET10, CÜRET10, AHRET9, MECRA9, CEMRE9, ÜMERA8, ÜREME8, EMARE6, METRE6, MERET6, TERME6

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)

[isim]

[matematik]

  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

  • Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre

MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)

[isim]

  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür yaban turpu

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

ÜMERA (Kelime Kökeni: Arapça umerā)

[isim]

[eskimiş]

  • Beyler, amirler
  • Üstsubaylar

    Ordu kumandanı, kendi ümerasından birinin istediği bir matara suyu esirgedi. - Falih Rıfkı Atay

ÜREME

[isim]

  • Üremek işi

[biyoloji]

  • Canlıların cinsel hücrelerinin birleşmesinden ortaya çıkan tohumla veya doğrudan doğruya oluşturdukları sporlarla çoğalmaları, tenasül

Birleşik Kelimeler: üreme organları, döllenmesiz üreme, eşeyli üreme, eşeysiz üreme, kendiliğinden üreme

MECRA (Kelime Kökeni: Arapça mecrā)

[isim]

[coğrafya]

  • Yatak

[mecaz]

  • Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mecrası değişmek
  • mecrasında gitmek

CEMRE (Kelime Kökeni: Arapça cemre)

[isim]

  • Şubat ayında birer hafta arayla havada, suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • cemre düşmek

EHRAM (Kelime Kökeni: Arapça ehrām)

[isim]

[tarih]

  • Piramit

[eskimiş]

[matematik]

  • Piramit

HAREM (Kelime Kökeni: Arapça ḥarem)

[isim]

[tarih]

  • Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı

    Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı. - Falih Rıfkı Atay

  • Bu bölümde oturan kadınların hepsi

[eskimiş]

  • Karı, eş

    Gelen doktormuş, bizim doktor Hüsnü Bey. Haremim hastalanmış da. - Refik Halit Karay

Birleşik Kelimeler: harem ağası, harem kâhyası, harem selamlık

ÜCRET (Kelime Kökeni: Arapça ucret)

[isim]

[ekonomi]

  • İş gücünün karşılığı olan para veya mal

    Ücret hizmet mukabilidir. Ne yapıyorsun ki sana para verelim? - Nazım Hikmet

  • Kiralanan veya satın alınan bir şey için ödenen para

    Fiyatından daha yüksek bir ücretle satın aldı. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: asgari ücret, cari ücret, çıplak ücret, dolgun ücret, net ücret, giriş ücreti, vekâlet ücreti

C

[kimya]

  • Karbon elementinin simgesi
  • Romen rakamları dizisinde 100 sayısını gösterir

AVRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿavret)

[isim]

  • Edep yeri

Birleşik Kelimeler: setriavret

EVRAT (Kelime Kökeni: Arapça evrād)

[isim]

[eskimiş]

[din bilgisi]

  • Müslümanlarca belirli zamanlarda okunması âdet olan dualar ve Kur'an ayetleri

Ata Sözleri ve Deyimler

  • evrat çekmek

TÜMCE

[isim]

[dil bilgisi]

  • Cümle

    Her şey bütün bağlantılarıyla anlaşılmadan o tek tümceyi çevirtmek istemiyordu. - Adalet Ağaoğlu

Birleşik Kelimeler: tümce bilgisi, ara tümce, basit tümce, birleşik tümce, devrik tümce, girişik tümce, iç tümce, kurallı tümce, olumlu tümce, olumsuz tümce, sıralı tümce, temel tümce, yalın tümce, yan tümce