Mü ile Başlayan 7 Harfli Kelimeler

MÜ harfleri ile başlayan 7 harfli 82 kelime bulunuyor. Başında olan 7 harfli kelimeler ve kelime anlamları.

Ayrıca, "mü ile biten 7 harfli kelimeler. İçinde Mü olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

JDECİ24, VEZZİ22, JDELİ21, HÜRCÜ21, NZEVİ19, ZEVİR19, ŞAVİR19, ŞABİH19, SADİF19, FREZE19, DAVİM19, CAVİR19, RADİF18, HÜRLÜ18, HEYYA18, ESSİF18, EDDEP18, DAFAA18, NAFIK17, ZAHİR17, ŞTEHİ17, ŞAHİT17, STEVİ17, STAFİ17, SAVAT17, CAHİT17, PTEDİ16, NFAİL16, KAFAT16, HTEDİ16, HLİYE16, RTEFİ16, ZİKÇİ16, FTERİ16, EZZİN16, ELLİF16, ECCEL16, DAHİL16, CAZAT16, NASİP15, LAZIM15, ŞKÜLE15, BAŞİR15, PTELA14, NTEHA14, NHANİ14, HRELİ14, REBBİ14, SABIK14, EBBET14, CAMAA14, BAYAA14, BADİL14, NŞEAT13, NAZAA13, NACAT13, LAYİM13, LTECİ13, ZİKLİ13, ZİKAL13, ZELİK13, ŞTERİ13, ŞTEKİ13, RTECİ13, SEMMA13, SAADE13, ESSİS13, ESSES13, CELLA13, MASİL12, LKİYE12, LEMMA12, ESSİR12, EMMEN12, DRİKE12, BAREK12, MTENİ11, STEAR11, STAİT11, ENNES11, LAKAT10, TALAA10

MÜLAKAT (Kelime Kökeni: Arapça mulāḳāt)

[isim]

  • Buluşma, görüşme

    Mülakattan sonra da kendilerinin avdetine müsaade etmemek lüzumu bence tabii idi. - Atatürk

  • Röportaj
  • Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mülakat vermek
  • mülakat yapmak

MÜTALAA (Kelime Kökeni: Arapça muṭālaʿa)

[isim]

[eskimiş]

  • Etüt

    Mütalaada önüne biyoloji kitabını açmış, iki satır okuyor, beş satır dalga geçiyordu. - Çetin Altan

  • Herhangi bir konu üzerinde ayrıntılı düşünme ile oluşan görüş ve yorum

    Kolordu kumandanlarının fikir ve mütalaalarını bilmek bence pek faydalı idi. - Atatürk

  • Herhangi bir konu üzerinde ayrıntılı bir biçimde düşünme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mütalaada bulunmak
  • mütalaa etmek
  • mütalaa yürütmek

MÜMTENİ (Kelime Kökeni: Arapça mumteniʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bir şeyi yapmaktan çekinen, kaçınan
  • Olamaz, olmayacak

MÜSTEAR (Kelime Kökeni: Arapça musteʿār)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Takma

    Müstear adların hakikilerini saymaya başladı. - Osman Cemal Kaygılı

[isim]

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir makam

MÜSTAİT (Kelime Kökeni: Arapça mustaʿidd)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Doğuştan yetenekli, kabiliyetli olan

MÜENNES (Kelime Kökeni: Arapça muʾennes̱)

[sıfat]

[eskimiş]

[dil bilgisi]

  • Dişil

MÜMASİL (Kelime Kökeni: Arapça mumās̱il)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Benzeyen, andıran

    Adapazarı havalisinde de buna mümasil bir hadise vukua geldi. - Atatürk

MÜLKİYE (Kelime Kökeni: Arapça mulkiyye)

[isim]

[eskimiş]

  • Devlet yönetimindeki sivil görevliler sınıfı

MÜLEMMA (Kelime Kökeni: Arapça mulemmaʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Alaca renkli, renk renk

[isim]

[edebiyat]

  • Dizelerinden her biri başka dille yazılmış şiir

[mecaz]

  • Bulaşmış, sıvanmış

MÜESSİR (Kelime Kökeni: Arapça muʾes̱s̱ir)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Dokunaklı

    Akşamın hissî saatinde bu türkü ne derin bir surette müessirdi! - Hamdullah Suphi Tanrıöver

  • Etkili

    Cümlelerin altında hafif müessir bir eda vardı. - Ruşen Eşref Ünaydın

[isim]

[kimya]

  • Etken

Ata Sözleri ve Deyimler

  • müessir olmak

MÜEMMEN (Kelime Kökeni: Arapça muʾemmen)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Emniyete alınmış (kimse)
  • Güvenilir (kimse)

MÜDRİKE (Kelime Kökeni: Arapça mudrike)

[isim]

[eskimiş]

[ruh bilimi]

  • Anlık

MÜBAREK (Kelime Kökeni: Arapça mubārek)

[sıfat]

  • Kutlu, kutsal
  • Uğurlu

    Bunlar senin mübarek elini öpmeye geldiler. - Osman Cemal Kaygılı

  • Çok saygı duyulan

    Mübarek yüzlü bir ihtiyar.

  • Verimli, bereketli

[ünlem]

  • Beğenilen, sevilen şeyler için söylenen bir söz

    Mübarek, ne güzel yer.

[alay yollu]

  • Kızılan, şaşılan (kimse veya şey)

    Ne de hafıza vardı mübarekte, neler de anlatmazdı. - Haldun Taner

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mübarek olsun!

Birleşik Kelimeler: mübarek ay, mübarek gün, mübarek otu

MÜNŞEAT (Kelime Kökeni: Arapça munşeʾāt)

[isim]

[edebiyat]

  • Sanatlı düzyazı veya mektupların toplandığı dergi
  • Kaleme alınmış, yazılmış şeyler

MÜNAZAA (Kelime Kökeni: Arapça munāzaʿa)

[isim]

[eskimiş]

  • Ağız kavgası, çekişme, münakaşa
  • İki taraf arasındaki kavga, düşmanlık