MUZAFFERİYET Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MUZAFFERİYET harflerini içeren 6 harfli 28 kelime bulunuyor. 6 harfli MUZAFFERİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

FREZYA17, MAZRUF17, TEZYİF17, FİRUZE16, İZAFET15, AFİYET14, FERYAT14, MEFRET13, TARİFE12, TEMYİZ12, EZİYET11, MEZURA11, TURİZM11, TAZİYE11, AZİMET10, ATEİZM10, ERİMEZ10, TEARUZ10, ZEAMET10, EYİTME9, MAİYET9, TERAZİ9, ARİYET8, ETRİYE8, RİAYET8, ERİTME7, EMARET7, İMARET7

ERİTME

[isim]

  • Eritmek işi

[fizik]

  • Metallerde erimeyi sağlamak amacıyla dökümden önce yapılan ısıtma işlemi

[sıfat]

  • Eritilerek elde edilen

Birleşik Kelimeler: eritme peynir

EMARET (Kelime Kökeni: Arapça emāret)

[isim]

  • Beylik

İMARET (Kelime Kökeni: Arapça ʿimāret)

[isim]

  • İmarethane

Birleşik Kelimeler: imarethane

ARİYET (Kelime Kökeni: Arapça ʿāriyet)

[isim]

[eskimiş]

  • Ödünçleme

    Öteden beriden ariyet de bir şeyler buluruz. - Sait Faik Abasıyanık

[hukuk]

  • Belli bir taşınır malın kullanımının geri verilmek şartıyla bedelsiz olarak bir kimseye bırakılması

ETRİYE (Kelime Kökeni: Fransızca étrier)

[isim]

[mimarlık]

  • Dikme kiriş bağlantılarında direnci sağlayan sargı

RİAYET (Kelime Kökeni: Arapça riʿāyet)

[isim]

  • Uyma, boyun eğme

    Edep ve erkâna riayet lazım. - Refik Halit Karay

  • Sayma, saygı, ağırlama, itibar etme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • riayet etmek

EYİTME

[isim]

  • Eyitmek işi

MAİYET (Kelime Kökeni: Arapça maʿiyyet)

[isim]

  • Üst görevlinin yanında bulunan kimseler, alt kademedekiler

Birleşik Kelimeler: maiyet memuru

TERAZİ (Kelime Kökeni: Farsça terāzū)

[isim]

  • Bir kolun iki ucuna asılı iki kefeden oluşan tartı, mizan
  • Elektronik tartma aracı
  • İp cambazlarının dengeyi sağlamak için kullandıkları uzun sırık

[teknik]

  • Su terazisi

[spor]

  • Vücudun, asılarak veya dayanarak yere paralel bulunduğu denge duruşu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • teraziye vurmak

Birleşik Kelimeler: yaylı terazi, kuyumcu terazisi, su terazisi

[isim]

[gök bilimi]

  • Zodyak üzerinde Başakla Akrep arasında bulunan takımyıldızın adı

AZİMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿazīmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Gidiş

    Dâhiliye Nezaretinden mevrut telgrafta dahi azimetim bildirilmekte. - Atatürk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • azimet etmek

ATEİZM (Kelime Kökeni: Fransızca athéisme)

[isim]

[felsefe]

  • Tanrıtanımazlık

ER

[isim]

  • Erkek

    Noksansız bir çeyiz ve düğünle iyi bir ere verilen Zeynep'in hissesi ayrılmıştır. - Tarık Buğra

[mecaz]

  • İşini iyi bilen, yetenekli kimse

    Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister. - Nurullah Ataç

[sıfat]

[mecaz]

  • Kahraman, yiğit

[askerlik]

  • Rütbesiz asker, nefer

    Düşman erleri arasında Fransızlar da vardır. - Salâh Birsel

[halk ağzında]

  • Koca

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ere gitmek (veya varmak)
  • ere vermek
  • erim er olsun da yerim çalı dibi olsun
  • erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat aşını
  • er kocar, gönül kocamaz
  • er lokması er kursağında kalmaz
  • er olan ekmeğini taştan çıkarır
  • er oyunu üçe kadar

Birleşik Kelimeler: erbaş, er bezi, erdişi, er ekmeği, er kişi, er meydanı, er suyu, acemi er, komando er, tam er, avcı eri, emir eri, gönül eri, hizmet eri, iş eri, sanat eri, yazın eri

[zarf]

[halk ağzında]

  • Erken

    Er sabah kalktım ki sular çağlıyor - Halk türküsü

Birleşik Kelimeler: er ekmeği, er geç

[kimya]

  • Erbiyum elementinin simgesi

TEARUZ (Kelime Kökeni: Arapça teʿāruż)

[isim]

[eskimiş]

  • Çatışma, birbirine ters düşme

ZEAMET (Kelime Kökeni: Arapça zeʿāmet)

[isim]

  • Tımar

EZİYET (Kelime Kökeni: Arapça eẕiyyet)

[isim]

  • Zulüm
  • Sıkıntı veya güçlük

    Ama bunca eziyete sırf oğlunun hatırı için katlandığına emin değildi artık. - Ayşe Kulin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eziyet çekmek
  • eziyet etmek
  • eziyet vermek

Birleşik Kelimeler: gâvur eziyeti