MUVAFFAKİYETSİZ Harflerini İçeren 7 Harfli Kelimeler

MUVAFFAKİYETSİZ harflerini içeren 7 harfli 36 kelime bulunuyor. 7 harfli MUVAFFAKİYETSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MUSAFFA22, MUKAFFA21, VAKFİYE21, KAFFESİ20, TEVAFUK20, UZVİYET19, İZAFİYE18, MEVZUAT18, VAZİYET18, ZİYAFET18, ZAFİYET18, ATAVİZM17, KİMYEVİ16, SAFİYET16, TASFİYE16, TAVSİYE16, VASİYET16, AVUTMAK15, İTFAİYE15, KİFAYET15, TAKVİYE15, KASAVET14, SİKATİF14, İMTİYAZ13, MUKTEZA12, MUKTEZİ12, UZATMAK12, ETKİSİZ11, KAMUTAY11, KİYASET10, KUTSAMA10, SİYAKAT10, SİYATİK10, MASTİKA9, SAKAMET9, SEMİTİK9

MASTİKA (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Sakız rakısı

    Elinde kesme kristal bir sürahi, kadeh boşaldıkça koşup mastika dolduruyor. - Attila İlhan

  • Sakız ağacından çıkarılan reçine

SAKAMET (Kelime Kökeni: Arapça saḳāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Bozukluk, yanlışlık, eksiklik

SEMİTİK (Kelime Kökeni: Fransızca sémitique)

[isim]

  • Yahudi

KİYASET (Kelime Kökeni: Arapça kiyāset)

[isim]

[eskimiş]

  • Akıllıca davranış, akıllılık

KUTSAMA

[isim]

  • Kutsamak işi, takdis

SİYAKAT (Kelime Kökeni: Arapça siyāḳat)

[isim]

[eskimiş]

  • Genellikle devlet dairelerinde kullanılmış bir yazı türü

SİYATİK (Kelime Kökeni: Fransızca sciatique)

[isim]

[tıp]

  • Kalça siniri

[halk ağzında]

  • Kalça sinirlerinde oluşan ağrılı hastalık

ETKİSİZ

[sıfat]

  • Etkisi olmayan, kuvvetsiz, tesirsiz, nötr

Ata Sözleri ve Deyimler

  • etkisiz hâle getirmek

KAMUTAY

[isim]

[eskimiş]

  • Türkiye Büyük Millet Meclisinin genel kurulu

MUKTEZA (Kelime Kökeni: Arapça muḳteżā)

[sıfat]

  • Gerekli

[isim]

  • Bir iş yapılırken gerekli işlemlerin bütünü

MUKTEZİ (Kelime Kökeni: Arapça muḳteżī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Gerekli

UZATMAK

[nesnesiz]

  • Uzamasına sebep olmak, uzamasını sağlamak

    Saç uzatmak. Tırnak uzatmak.

[-i]

  • Başı, kolları veya bacakları bir yere yöneltmek

    Koğuşun açık duran kapısından hastalar başlarını uzatıp koridordakilere, yerde duran sedyeye bakıyorlar. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • Bir şeyi vermek için birine yöneltmek

    Şu köşe rafında toz şeker kutusu var, uzatıver bana. - Aka Gündüz

  • Germek

    İp uzatmak.

  • Konuşmayı, tartışmayı sürdürmek

    Her iki odadan üçer beşer kişi lakırtıyı uzattılar. - Memduh Şevket Esendal

[-e]

  • Vermek, göndermek

    Can, topu Zeki'ye uzattı..

[-i]

  • Süreyi artırmak, temdit etmek

    Yıllardır beklediği bu zevkli anları mümkün olduğu kadar uzatmak istediği her hâlinden belliydi. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • uzatmayalım

İMTİYAZ (Kelime Kökeni: Arapça imtiyāz)

[isim]

  • Başkalarına tanınmayan özel, kişisel hak veya şart, ayrıcalık

    Hem bu sayede sen artık yüzüme bakmak imtiyazını kazanan biricik erkeksin. - Nazım Hikmet

[hukuk]

  • Fabrika kurmak, maden işletmek vb. için bir kişi veya kuruluşa devlet tarafından verilen özel izin

[tarih]

  • Gedik

KASAVET (Kelime Kökeni: Arapça ḳasāvet)

[isim]

[eskimiş]

  • Üzüntü, tasa, kaygı, sıkıntı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kasavet çekmek
  • kasavet etmek

SİKATİF (Kelime Kökeni: Fransızca siccatif)

[sıfat]

[kimya]

  • Yükseltgenerek polimerleşmeye uygun olan

[isim]

  • Özellikle maden birleşiklerinden oluşan, katalitik özellikler taşıyan ve çabuk kurumasını sağlamak amacıyla boya, vernik ve yağlı boyalara az miktarda katılan madde