MUVAFFAKİYETSİZ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MUVAFFAKİYETSİZ harflerini içeren 6 harfli 87 kelime bulunuyor. 6 harfli MUVAFFAKİYETSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MEVSUF21, TAVZİF21, TEFVİZ21, VAFTİZ21, VAZİFE21, MEVKUF20, MAFEVK19, SAFFET19, TAVSİF19, FİKTİF18, TEVKİF18, TEVFİK18, MUVAZİ17, TEZYİF17, ZAVİYE17, MEVZİİ16, SAZEVİ16, TEVAZU16, İZAFET15, KAZEVİ15, KUVEYT15, MEVSUK15, MUSEVİ15, VİZİTE15, AVUTMA14, AFİYET14, FİYAKA14, KAFİYE14, MİSVAK14, MEVKUT14, MUTFAK14, SKAVUT14, SAVMAK14, SEZYUM14, SEMAVİ14, VİKAYE14, AVUKAT13, İSTİFA13, İSTİVA13, KASVET13, TEVSİK13, TAKVİM13, TEKSİF13, VESİKA13, VESAİT13, VESAİK13, VASATİ13, ATAVİK12, İTİKAF12, İKTİFA12, KAVAİT12, TEMYİZ12, VAKETA12, YAZMAK12, KAZİYE11, TAZYİK11, TAZİYE11, UZATMA11, UZAMAK11, ZAYİAT11, AZİMET10, AZAMET10, ATEİZM10, MİKYAS10, SİYMEK10, SAYMAK10, YUTMAK10, YASMAK10, İKTİZA9, MESKUT9, MUSİKİ9, MAKSUT9, MAİYET9, MUSKAT9, YİTMEK9, YATMAK9, MİSTİK8, MİSKET8, MAKSAT8, SATMAK8, TAKSİM8, TAKİYE8, ASETİK7, AKAMET7, İSTEKA7, İSTİKA7, İKAMET7

ASETİK (Kelime Kökeni: Fransızca acétique)

[sıfat]

[kimya]

  • Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan

Birleşik Kelimeler: asetik asit

AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)

[isim]

[eskimiş]

  • Kısırlık, verimsizlik

[mecaz]

  • Başarısızlık, sonuçsuzluk

    Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • akamete uğramak

İSTEKA (Kelime Kökeni: İtalyanca stecca)

[isim]

  • Bilardo oyununda toplara vurmak için kullanılan sopa
  • İstika
  • Basımevlerinde kitap formalarını kırmak, katlamak için kullanılan sert tahta veya kemikten yapılmış araç

İSTİKA (Kelime Kökeni: İtalyanca stecca)

[isim]

  • Ayakkabıların altını parlatmak için kunduracıların kullandığı kemik, isteka

İKAMET (Kelime Kökeni: Arapça iḳāmet)

[isim]

  • Bir yerde oturma, eğleşme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikamete memur edilmek
  • ikamet etmek

MİSTİK (Kelime Kökeni: Fransızca mystique)

[sıfat]

[felsefe]

  • Gizemci
  • Gizemsel

    Gaipten sesler duyuyor, ruhuna fısıldanan mistik şiirler yazıyordu artık. - Yusuf Ziya Ortaç

MİSKET (Kelime Kökeni: Fransızca muscat)

[isim]

  • Mis üzümünden yapılan şarap
  • Misket üzümü

Birleşik Kelimeler: misket üzümü, Bornova misketi, Yalova misketi

[isim]

  • Bomba ve şarapnellerin içinde bulunan kurşun veya demir tanelerin adı

    Yalnız miralayın sağ bacağını bir gülle misketi fena hâlde hırpalamış. - Nazım Hikmet

  • Bilye

    Çocuk muyuz da iki miskete, üç gazoz kapağına bahse girelim? - Elif Şafak

Birleşik Kelimeler: misket domates, misket oyunu

[isim]

[halk ağzında]

  • Ankara ve çevresinde oynanan bir tür halk oyunu
  • Bu oyunun müziği

MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)

[isim]

  • İstenilen şey, amaç, gaye, erek

    Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • maksat gütmek
  • maksat hasıl olmak
  • maksat muhabbet olsun

SATMAK

[-i]

  • Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek

    Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra

[nesnesiz]

[mecaz]

  • Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak

[mecaz]

  • Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek

[mecaz]

  • Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek

[argo]

  • Bir yolunu bularak birinden ayrılmak

    Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • satıp savmak

Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar

TAKSİM (Kelime Kökeni: Arapça taḳsīm)

[isim]

  • Parçalara bölme, bölüştürme

    Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu. - Attila İlhan

[eskimiş]

[matematik]

  • Bölme

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının doğaçlama yöntemiyle yaptığı müzik

    Davullar çalarken kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor. - Aka Gündüz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • taksim etmek

Birleşik Kelimeler: Allah taksimi, kul taksimi

TAKİYE (Kelime Kökeni: Arapça taḳiyye)

[isim]

  • Mezhep belirtmeme, gizleme

[mecaz]

  • Olduğundan farklı görünme

[eskimiş]

  • Sakınma, çekinme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • takiye yapmak

İKTİZA (Kelime Kökeni: Arapça iḳtiżā)

[isim]

[eskimiş]

  • Gerekli olma, gerekme

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iktiza etmek

MESKÛT (Kelime Kökeni: Arapça meskūt)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Söylenmemiş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meskût geçmek
  • meskût kalmak

MUSİKİ (Kelime Kökeni: Arapça mūsīḳī)

[isim]

  • Müzik

    Musikisinde bir taraftan din / Bir taraftan bütün hayat akmış - Yahya Kemal Beyatlı

[mecaz]

  • Kulağa hoş gelen sesler dizisi

    Şiirin musikisi demek, resmin musikisi demek gibi bir şeydir. - Nurullah Ataç

Birleşik Kelimeler: edvar musikisi, mehter musikisi

MAKSUT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣūd)

[sıfat]

[eskimiş]

  • İstenen, niyet edilen, güdülen, amaçlanan