MUTAASSIPLIK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
MUTAASSIPLIK harflerini içeren 6 harfli 69 kelime bulunuyor. 6 harfli MUTAASSIPLIK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
KUMPAS13,
ATALIK
- Ataya yakışır davranış, babalık
TASLAK
-
Bir şeyi, bir sanat veya edebiyat eserini ana çizgileriyle, türlü bölümleriyle belirten ön çalışma
Evet, diye devam ettim, hikâyen henüz taslak hâlinde. - Refik Halit Karay
- Eskiz
- Usta olmadığı hâlde kendini ustaymış gibi göstermeye çalışan kimse
Birleşik Kelimeler: kabataslak
ATKILI
- Atkısı olan
ATILMA
-
Atılmak işi
Vezin ve kafiyenin atılması, lirizmden yüz çevirme, imge kullanılmaması, şiirde yenilik sayılıyordu. - Selâhattin Hilav
ÂMÂLIK
- Görme engellilik
AKITMA
-
Akıtmak işi, isale
Oğlunun o eciş bücüş burnunun dikine gitmeye başladığı günlerde, tüm ilgisini ve sevgisini büyük kızına akıtmaya başlamıştı. - Elif Şafak
- Hayvanların, özellikle atların alınlarında bulunan ve burunlarına doğru uzanan beyaz leke
- Un, süt, yağ, yumurta, şeker veya pekmezle yoğrularak cıvık bir duruma getirilen hamurun kızgın sac üzerinde pişirilmesiyle yapılan bir tatlı türü
- Enli bilezik
IKLAMA
- Iklamak işi
KUTSAL
- Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes
-
Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen, kutsi, mukaddes, lahut
Aşkın kutsal tarafına inanmamı sarhoşluk belirtisi diye yorumladım. - Halide Edip Adıvar
-
Bozulmaması, dokunulmaması, karşı çıkılmaması gereken, üstüne titrenilen
Demokraside, insanın en doğal, en kutsal hakları bir pazarlık konusu olur. - Necati Cumalı
- Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan
Birleşik Kelimeler: dış kutsal
KAMALI
-
Kaması olan
Kamalı top.
KASALI
- Kasası olan
MUTLAK (Kelime Kökeni: Arapça muṭlaḳ)
-
Salt
Eskilerden üstün olmasa da onlar kadar mutlak bir roman yazmak istiyorum. - Halide Edip Adıvar
- Kendi başına var olan, hiçbir şeye bağlı olmayan, bağımsız, saltık
-
Kesinlikle
Hele hükümdar liyakatsizse böyle bir murakabeye mutlak ihtiyaç vardır. - Cemil Meriç
Birleşik Kelimeler: mutlak değer, mutlak mera, mutlak nem, mutlak sıcaklık, mutlak sıfır
MAKTUL (Kelime Kökeni: Arapça maḳtūl)
- Öldürülmüş, öldürülen
Ata Sözleri ve Deyimler
- maktul düşmek (veya olmak)
MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)
-
İstenilen şey, amaç, gaye, erek
Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- maksat gütmek
- maksat hasıl olmak
- maksat muhabbet olsun
MATLIK
- Mat olma durumu
MASLAK (Kelime Kökeni: Arapça maṣlāḳ)
-
Sürekli su akan boru
İlerideki maslaktan su doldurmaya giden simsiyah bir zenci kızının yakasından asıldı. - Osman Cemal Kaygılı
- Boruları aşırı basınçtan korumak amacıyla su yolu üzerinde yapılan içi su dolu hazne
- Büyük yalak