MUNZAM ile Oluşan Kelimeler (MUNZAM Kelime Türetme)
MUNZAM harflerinden oluşan 21 kelime bulunuyor. MUNZAM kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Munzam kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
6 Harfli Kelimeler
MUNZAM12,
5 Harfli Kelimeler
UZMAN10, UMMAN8
4 Harfli Kelimeler
UZAM9, UMMA7, MAUN6
3 Harfli Kelimeler
MUZ8, ZUM8, ZAM7, MUM6, NAZ6, ZAN6, NAM4
2 Harfli Kelimeler
UZ6, AZ5, AM3, MA3, UN3, AN2
AN (Kelime Kökeni: Arapça ān)
-
Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası, lahza, dakika
Zira göçebelerin hayatı her an yardımlaşmalarını gerektirir. - Cemil Meriç
Ata Sözleri ve Deyimler
- anı anına uymamak
- an meselesi
Birleşik Kelimeler: anbean, bir an, eş anlı
- İki tarla arasındaki sınır
-
Zihin
An bulanıklığı. An yorgunluğu.
AM
- Dişilik organı
- Amerikyum elementinin simgesi
UN
- Öğütülerek toz durumuna getirilmiş tahıl ve başka besin maddeleri
Ata Sözleri ve Deyimler
- un ufak etmek
- un ufak olmak
- ununu elemek, eleğini asmak
Birleşik Kelimeler: un çorbası, un helvası, esmer un, has un, özlü un, balık unu, buğday unu, et unu, galeta unu, kan unu, mısır unu, pirinç unu, soya unu, yulaf unu
NAM (Kelime Kökeni: Farsça nām)
-
Ad (I)
Çemberlitaş'ta bir kahvede sizin namınıza bir mektup varmış. - Peyami Safa
- Ün
Ata Sözleri ve Deyimler
- nam almak
- namı nişanı kalmamak
- nam kazanmak
- nam salmak
- nam vermek
Birleşik Kelimeler: bednam, namıdiğer
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
MAUN (Kelime Kökeni: (Amerika yerlilerinin dillerinden))
- Tespih ağacıgillerden, Hindistan ve Honduras'ta yetişen büyük bir orman ağacı, akaju (Swietenia mahagoni)
- Bu ağacın parlak kırmızımtırak renkte, sert ve iyi cilalanan kerestesi
-
Bu keresteden yapılan
Emekli ajan, alınmış gibi maun masanın arkasında oturan kişiyi süzdü. - Osman Aysu
MUM (Kelime Kökeni: Farsça mūm)
- Bir fitilin etrafına erimiş bal mumu, içyağı, stearik asit veya parafin dökülerek genellikle silindir biçiminde dondurulan ince, uzun aydınlatma aracı
- Bal mumu
- Işık şiddeti birimi, kandela
-
Bazı böcekler ve bitkiler tarafından salgılanan, böceklerin deri ve tüylerini, bitkilerin yüzeyini kaplayarak koruyucu görev yapan, içinde serbest yağ asitleri, alkoller ve doymuş hidrokarbonlar bulunan esterler
En bilinen mum, arıların yaptığı bal mumudur.
Ata Sözleri ve Deyimler
- muma döndürmek (veya çevirmek)
- mum dibine ışık vermez
- mum etmek
- mum gibi
- mum kesilmek
- mumla aramak
- mumla aratmak
- mum olmak
- mum tutturmak
- mum yakmak
- mum yanmayınca pervane dönmez (veya yanmaz)
- mum yapıştırmak
Birleşik Kelimeler: mum ağacı, mum ampul, mum boyası, mum cilası, mum çiçeği, mum direk, mum duruşu, mumhane, mum palmiyesi, mumsöndü, bal mumu, eğir mumu, mühür mumu, yer mumu
NAZ (Kelime Kökeni: Farsça nāz)
- Kendini beğendirmek amacıyla yapılan davranış, cilve, eda
-
İsteksiz gibi görünerek yalvartmak amacıyla yapılan davranış
Çok naz âşık usandırır.
- Şımarıkça davranış
Ata Sözleri ve Deyimler
- naz etmek
- nazı geçmek
- nazına katlanmak
- nazını çekmek
ZAN (Kelime Kökeni: Arapça ẓann)
-
Sanı
Kapıyorum zannıyla kilitlemişim, diyordu. - Mithat Cemal Kuntay
Ata Sözleri ve Deyimler
- zan altında bulunmak
- zannına düşmek
Birleşik Kelimeler: zannetmek, zanneylemek, zannolunmak, hüsnüzan, suizan
UZ
- İyi, güzel
- İşe yatkın, becerikli, mahir
Birleşik Kelimeler: eli uz
- Masallarda az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik tekerlemesinde `uzak` anlamında kullanılan bir söz
Birleşik Kelimeler: uzgören, uzgörür, uz iletişim
UMMA
-
Ummak işi
Kız kardeşinden imdat ummanın faydasızlığını görünce şu cevabı verdi. - Peyami Safa
ZAM (Kelime Kökeni: Arapça żamm)
-
Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim
Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- zam gelmek
- zam görmek
- zam yapmak
Birleşik Kelimeler: zammetmek, zam paketi, fiilî hizmet zammı, itibari hizmet zammı
UMMAN (Kelime Kökeni: Arapça ʿummān)
-
Okyanus
O, bütün hayatı dalgalı bir ummanda ve kaptan köprüsünde geçen kocasından, sahilde sessiz bir balıkçı kulübesine mahsus bir yaşayış istemez. - Necip Fazıl Kısakürek
MUZ (Kelime Kökeni: Arapça mūz)
- Muzgillerden, sıcak bölgelerde yetişen, bir çenekli, çok yıllık bir bitki (Musa sapientum)
- Bu bitkinin kendine özgü hoş kokulu, tatlı, besleyici, kalın kabuklu, uzun meyvesi
ZUM (Kelime Kökeni: İngilizce zoom)
- Optik kaydırma
Ata Sözleri ve Deyimler
- zum yapmak