MULTİPLEKS Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MULTİPLEKS harflerini içeren 5 harfli 54 kelime bulunuyor. 5 harfli MULTİPLEKS kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KUPES11, PUSET11, ELİPS10, KLİPS10, KUPLE10, TEPSİ10, PİKET9, PELİT9, TEPKİ9, TEPİK9, MESUT8, MESUL8, İSMET7, İSTEM7, KİMSE7, KUTSİ7, KULİS7, KESİM7, KETUM7, LEMİS7, MİSEL7, METİS7, MUTKİ7, MELUL7, SİTEM7, SİLME7, SELİM7, ESKİL6, EMLİK6, İTMEK6, İSTEK6, İLMEK6, İMLEK6, KULLE6, KESİT6, LİSTE6, MİLEL6, METİL6, MELİK6, SİLLE6, SETİK6, SEKİL6, TELSİ6, TELİS6, ETLİK5, ELLİK5, İLKEL5, İLLET5, KİTLE5, KELLİ5, TİKEL5, TELLİ5, TEKLİ5, TEKİL5

ETLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
  • Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer

ELLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Eldiven
  • Ekin biçerken sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç

[denizcilik]

  • Yelken dikenlerin kullandığı, madenî yüksüğü olan meşin eldiven

İLKEL

[sıfat]

  • İlk durumunda kalmış olan, gelişmesinin başında bulunan, iptidai, primitif

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Sanatta yalın bir nitelik gösteren, yapmacıksız olan, primitif
  • Basit, karmaşık olmayan

    Gayet ilkel bir dokuma tezgâhında harıl harıl çalışan iki işçi gördüm. - Fikret Otyam

[isim]

  • Özellikle XIV-XV. yüzyıllarda İtalyan ressamlarına, Orta Çağ sonlarında Avrupa ressamlarına verilen ad

[mecaz]

  • Eğitimsiz, kültürsüz, görgüsüz

[felsefe]

  • Zaman bakımından en eski olan, iptidai, primitif

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ilkel kalmak

Birleşik Kelimeler: ilkel memeliler, ilkel toplum

İLLET (Kelime Kökeni: Arapça ʿillet)

[isim]

  • Hastalık

    Ben şarlatan değilim, oğlum. Bu illetin devası bendedir. - Peyami Safa

[mecaz]

  • Hastalık derecesine varan alışkanlık

    Ya sayfa sayfa mektup yazmak illetine tutulmuş olanlara ne diyeyim? - Hüseyin Cahit Yalçın

[mecaz]

  • Bozukluk

    Bu radyonun bir illeti var.

[sıfat]

[teklifsiz konuşmada]

  • Kızdıran, sinirlendiren (şey veya kimse)

[eskimiş]

[felsefe]

  • Sebep

Ata Sözleri ve Deyimler

  • illet etmek
  • illet olmak

Birleşik Kelimeler: köstebek illeti

KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)

[isim]

  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

  • Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle

[tıp]

  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle

KELLİ

[edat]

[halk ağzında]

  • `Sonra` edatı gibi, çıkma durumundaki sözlerin ardı sıra geldiğinde birbirine bağladığı iki yargıdan birincisini zorlayıcı bir sebep olarak gösteren bir söz

    Sen meram ettikten kelli, tekeden süt çıkarırım, ağam! diyordu. - Halikarnas Balıkçısı

TİKEL

[sıfat]

  • Kısmi

[felsefe]

  • Bir türün bütün bireylerine değil de bir veya birkaç bireyine ilişkin olan, cüzi, tümel karşıtı

Birleşik Kelimeler: tikel önerme

TELLİ

[sıfat]

  • Teli olan
  • Teller takınmış, telle süslenmiş

    Telli gelin.

Birleşik Kelimeler: telli balıkçıl, telli çalgılar, telli duvaklı, telli otobüs, telli pullu, telli sazlar, telli turna, çiftetelli, ikitelli, onikitelli, üçtelli

TEKLİ

[isim]

  • Tek yataklı otel odası

[müzik]

  • Bir sanatçının tek eserinin veya o eserin değişik yorumlarının kaydedildiği kaset, plak vb

TEKİL

[isim]

[dil bilgisi]

  • Teklik

ESKİL

[isim]

  • Aksaray iline bağlı ilçelerden biri

EMLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Emme döneminde olan çocuk

    Koç yiğidin yanında olur yazısı / Ananın babanın emlik kuzusu - Halk türküsü

  • Zamanından daha geç doğan kuzu veya oğlak

İTMEK

[-i]

  • Bir şeyi güç uygulayarak ileri götürmek

    Erzak yüklü arabayı arkadan iten iki uşak, sırtı tırmandılar. - Halide Edip Adıvar

  • Kapı, pencere vb.ni güç uygulayarak açmak veya kapamak

    Yavaşça kapıyı itti, elinde yoğurt bakracıyla girdi. - Halide Edip Adıvar

  • Bulunduğu yerden aşağı düşürmek

    Suya itmek. Havuza itmek.

  • Sürüklemek, sevk etmek

    Bu oğlanı amcama itmek doğru değil, bir ara gönlünü almalı. - Ahmet Ümit

[fizik]

  • Bir cisim, belli bir yakınlıktaki başka bir cismi kendisinden uzaklaşmaya zorlamak, çekmek karşıtı

    Aynı cins elektrikli iki cisim birbirini iter.

İSTEK

[isim]

  • Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk

    Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu. - Çetin Altan

  • Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, meram, talep

    Bu adamın istekleri bitmiyor.

[dil bilgisi]

  • İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi

    Göreyim, göresin, göre.

[ruh bilimi]

  • Belirli bir gereksinimi karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • istek (veya isteğini) uyandırmak
  • istek duymak

İLMEK

[isim]

  • Çözülmesi kolay düğüm, eğreti düğüm, ilmik

    Kazak ördüm ağladım / İlmek ilmek bağladım - Halk türküsü

[-i]

  • Hafif bir düğüm yaparak bağlamak
  • Halı dokurken düğümleri bağlamak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iler tutar yeri olmamak (veya kalmamak)

[-e]

[halk ağzında]

  • Değmek, dokunmak