MUKARENET Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MUKARENET harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli MUKARENET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

METRUK8, MUTENA8, NEMRUT8, REKTUM8, EMANET7, EMARET7, KERMEN7, KERTME7, KEMANE7, KEMENT7, KATMER7, MARKET7, MERTEK7, MERKAT7, NAMERT7, TEKMAN7, TEMREN7, ARKEEN6, EKARTE6, KRETEN6, KENTER6, NEKTAR6, TERANE6, TANKER6

ARKEEN (Kelime Kökeni: Fransızca archéen)

[isim]

[jeoloji]

  • Kambriyumlardan önce oluşan en eski yer katı

EKARTE (Kelime Kökeni: Fransızca écarté)

[sıfat]

  • `Saf dışı etmek, konu dışında tutmak` anlamındaki ekarte etmek, saf dışı edilmek, konu dışında tutulmak` anlamındaki ekarte olmak birleşik fiillerinde geçen bir söz

KRETEN (Kelime Kökeni: Fransızca crétin)

[isim]

[tıp]

  • Kretenizme tutulmuş kimse

KENTER (Kelime Kökeni: İngilizce canter)

[isim]

  • Atın hızlı ve düzenli gidişi

NEKTAR (Kelime Kökeni: Fransızca nectar)

[isim]

  • Meyvenin özü
  • Yunan mitolojisinde, içenleri ölümsüzlüğe kavuşturan tanrı içkisi

[bitki bilimi]

  • Bal özü

TERANE (Kelime Kökeni: Farsça terāne)

[isim]

[eskimiş]

[müzik]

  • Ezgi, makam, nağme

[mecaz]

  • Çok tekrarlandığından usanç verici bir durum alan söz

    Bu teraneleri çok işittik. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

TANKER (Kelime Kökeni: Fransızca tanker)

[isim]

  • Petrol, benzin gibi akaryakıt ürünleriyle, sanayi ile ilgili yağ, şarap vb. sıvı maddeleri taşıyan gemi veya kamyon

Birleşik Kelimeler: su tankeri

EMANET (Kelime Kökeni: Arapça emānet)

[isim]

  • Birine geçici olarak bırakılan ve teslim alınan kişice korunması gereken eşya, kimse vb., inam, vedia

    Emaneti olanlar burada her vakit bunlarla ilgilenecek bir çırak bulurlar. - Salâh Birsel

  • Bir kimse ile birine gönderilen şey

    İstanbul'dan getirdiğim emanetinizi akşam benden alınız.

  • Eşyanın ücret karşılığı geçici bir süre bırakıldığı yer
  • Can, ruh

    Allah emanetini alsın da kurtulayım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emanet ata binen tez iner
  • emanet bırakmak (veya etmek veya vermek)
  • emanete hıyanet olmaz
  • emanet eşeğin yuları gevşek olur
  • emanet hayvanın (veya eşeğin) kuskunu (veya paldımı) yokuşta kopar

Birleşik Kelimeler: emanet dolabı, şehremaneti

EMARET (Kelime Kökeni: Arapça emāret)

[isim]

  • Beylik

KERMEN

[isim]

[tarih]

  • Kale

KERTME

[isim]

  • Kertmek işi
  • Çentik

Birleşik Kelimeler: beşik kertme

KEMANE (Kelime Kökeni: Farsça kemāne)

[isim]

[müzik]

  • Keman ve kemençe yayı

[müzik]

  • Bir tür halk çalgısı
  • Delgi veya küçük torna çevirmek için kullanılan ok yayı biçimindeki araç

[denizcilik]

  • Ağaç gemilerde talimarın üst ucundaki kıvrım

Birleşik Kelimeler: kemane balığı, kemane çekme, kabak kemane

KEMENT (Kelime Kökeni: Farsça kemend)

[isim]

  • Hayvanları yakalamak için kullanılan, ucu ilmikli, kaygan uzun ip

[eskimiş]

  • İdam için kullanılan yağlı kayış

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kement atmak

KATMER

[isim]

  • Bir şeyi oluşturan katlardan her biri
  • Yağda veya sacda pişirilen bir börek türü
  • Arasına yağ ve kaymak sürülerek katlanmış yufka ekmeği

Ata Sözleri ve Deyimler

  • katmer kaldırmak

Birleşik Kelimeler: katmer katmer

MARKET (Kelime Kökeni: İngilizce market)

[isim]

  • Özellikle her türlü yiyecek maddesinin, ev, büro, mağaza vb. yerlere ait gereçlerin satıldığı dükkân

Birleşik Kelimeler: müzik market, süpermarket