MUKADDESAT Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
MUKADDESAT harflerini içeren 4 harfli 48 kelime bulunuyor. 4 harfli MUKADDESAT kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Mukaddesat ile başlayan 4 harfli kelimeler. İçinde Mukaddesat olan 4 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
DUMA8,
ATAK
-
Düşüncesizce her işe atılan, cüretkâr
Bütün çocuklar gibi onlar da haşarı, atak ve güreşçi idiler. - Reşat Nuri Güntekin
- Çevik, hareketli
- Geveze
- Aniden başlayan hastalık nöbeti
- Atılım
- Saldırı, saldırış, hücum, hamle, akın
- Gol atmak veya sayı kazanmak amacıyla yapılan akın, ofans
Ata Sözleri ve Deyimler
- atak yapmak
Birleşik Kelimeler: kontratak, panikatak
TAKA
-
Doğu Karadeniz bölgesine özgü yelkenli bir tür kıyı teknesi
Taka ile deniz yolculuğunun nasıl geçtiğini anlatmayacağım. - Ercüment Ekrem Talu
- Bozuk, zor çalışan veya eski kara taşıtları için kullanılan bir söz
ATMA
-
Atmak işi
Yolda giderken balgamını herkesin geçtiği yola atmayı çok doğal sayanı neden seveyim? - Adalet Ağaoğlu
Birleşik Kelimeler: cirit atma, çekiç atma, disk atma, gülle atma
AKUT (Kelime Kökeni: Almanca akut)
- İveğen
AKMA
- Akmak işi
- Reçine, çam sakızı, akındırık
Birleşik Kelimeler: akma hançer, akma sınırı
AKSE (Kelime Kökeni: Fransızca accès)
- Hastalık nöbeti, kriz
Birleşik Kelimeler: kalp aksesi
KASA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassa)
-
Para veya değerli eşya saklamaya yarayan çelik dolap
Arkaya doğru bir adım atıp sırtını meyhanecinin kasasına dayadı. - Sait Faik Abasıyanık
- Ticarethanelerde para alınıp verilen yer
-
Bazı oyunlarda oyunu yönetme veya para karşılığında fiş verme işi
Kasa kim?
- Vagon, kamyon veya traktörün yük taşımak için şasiye bağlanmış üst bölümünü oluşturan parça
-
Tahta veya sentetik maddelerden yapılmış, dört köşe, sağlam ambalaj parçası, sandık
Barın kapısı önünde bira kasaları yığılmıştı. - Attila İlhan
- Basımcılıkta dizgi harflerinin konulduğu gözlerden oluşan tabla
- Varlıklı kişinin harcamalarını yapan kimse
- Kapı ve pencerelerin sabit olarak tutturulduğu asıl çerçeve
- Birbiri üzerine istif edilerek yüksekliği ayarlanabilen atlama aracı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasayı devretmek
Birleşik Kelimeler: kasa defteri, kasa fişi, kasa sayımı, çelik kasa, kiralık kasa, şifreli kasa, yazar kasa
KÂSE (Kelime Kökeni: Farsça kāse)
-
Cam, çini, toprak vb.nden yapılmış derince çanak
Kocaman bakır kâsede kuskus çorbası vardı. - Nezihe Araz
Birleşik Kelimeler: kâseifağfur
KAST (Kelime Kökeni: Fransızca caste)
- Ayrıcalıklar bakımından yukarıdan aşağıya doğru kesin ölçülerle sınırlanmış bulunan, en koyu biçimiyle Hindistan'da görülen toplumsal sınıfların her biri
KAME (Kelime Kökeni: Fransızca camée)
- Değişik renkli üst üste iki katmandan oluşan ve üstteki katmanına kabartma bir desen yapılan değerli taş
KAMA
-
Silah olarak kullanılan, ucu sivri, iki ağzı da keskin uzun bıçak
Bu bıçak, sapına bez sarılmış, küçük çapta bir kamaydı. - Sait Faik Abasıyanık
- Açılmış olan boşluklarda tavan ve yanlardan taş veya cevher parçalarının düşmesini önlemek amacıyla tahkimat elemanları üstüne veya arkasına yerleştirilen bir tahkimat parçası
- Kütüğü yarmak için kullanılan ucu sivri, yassı, enli çivi, takoz, kıskı
-
Topun gerisini kapayan kapak
Köy değirmenlerinde top kaması döküldüğüne şahit oldum. - Aka Gündüz
- Oyunda kazanılan her parti
- Oyunda sayı
Ata Sözleri ve Deyimler
- kama basmak
META (Kelime Kökeni: Arapça metāʿ)
- Mal, ticaret malı
-
Sermaye
Batı'dan aldığımız öteberi arasında en kıymetli meta kendi memleketimizi karış karış dolaşma arzusu olmalıdır. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
SAAT (Kelime Kökeni: Arapça sāʿat)
-
Bir günlük sürenin yirmi dörtte birine eşit, altmış dakikalık zaman dilimi, zaman parçası
Beş altı mil ötedeki karşı kıyıya bir saatte varabilirdik ancak. - Azra Erhat
-
Vakit, zaman
Oyuncular meyus olmayarak gene saati geldiği vakit perdelerini açtılar. - Memduh Şevket Esendal
-
Bir işin yapıldığı belli bir zaman
Yemek saati.
Kahvaltı saati. Uyku saati. Çalışma saati.
-
Günün hangi anı olduğunu gösteren alet
Kolundaki krome saate göz attı. - Refik Halit Karay
-
Sayaç
Elektrik saati. Su saati.
Ata Sözleri ve Deyimler
- saat bir (veya iki, üç ...) yönünde
- saat bu saat
- saat gibi
- saat gibi işlemek
- saati çalmak
- saati saatine uymamak
- saat on bir buçuğu çalmak
- saat tutmak
Birleşik Kelimeler: saat açısı, saat ayarı, saat başı, saat camı, saat cebi, saat çiçeği, saat dairesi, saat dilimi, saat farkı, saat kulesi, saati saatine, alafranga saat, alaturka saat, ampersaat, ana saat, biyolojik saat, çalar saat, elektronik saat, ezani saat, guguklu saat, kilovatsaat, lümensaat, o saat, ölü saat, vatsaat, yerel saat, yeşil saat, zevalî saat, akşam saati, beslenme saati, bilek saati, cep saati, çalışma saati, çay saati, duvar saati, elektrik saati, eşref saati, ezan saati, güneş saati, iş saati, kol saati, konsol saati, kontrol saati, kum saati, masa saati, mesai saati, meydan saati, okuma saati, park saati, su saati, uyku saati, yaz saati, yıldız saati, altın saatler, indirim saatleri
SAKE (Kelime Kökeni: Fransızca saké)
- Pirinçten yapılan bir tür Japon rakısı
SAKA (Kelime Kökeni: Arapça saḳḳā)
- Evlere, çeşmeden su taşımayı iş edinmiş olan kimse
- Kırsal bölgelerde sulama işlerini düzenleyen ve denetleyen kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- saka beygiri gibi
- Saka kuşu
Birleşik Kelimeler: saka kuşu
- Baygınlık, kendinden geçme durumlarına yol açan bir hastalık