Muk ile Başlayan Kelimeler
MUK ile başlayan 55 kelime bulunuyor. Başında MUK olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Muk ile biten kelimeler. İçinde muk olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
MUKAVEMETSİZLİK28,
13 Harfli Kelimeler
MUKABELECİLİK20
12 Harfli Kelimeler
MUKAVEMETSİZ25, MUKADDESATÇI23, MUKAVELENAME21
11 Harfli Kelimeler
MUKAVELESİZ23, MUKAVEMETÇİ23, MUKAVEMETLİ20, MUKABELESİZ19, MUKALLİTLİK13
10 Harfli Kelimeler
MUKAVELELİ18, MUKADDESAT17, MUKABELECİ17, MUKADDERAT16, MUKAYESELİ15, MUKABELELİ14, MUKARRERAT12
9 Harfli Kelimeler
MUKAVEMET18, MUKADDİME16, MUKADDEMA16, MUKATAALI12, MUKARENET11
8 Harfli Kelimeler
MUKAVVES23, MUKAVELE16, MUKADDEM15, MUKADDES15, MUKADDER14, MUKAYYET14, MUKAYYİT14, MUKASSEM13, MUKAYESE13, MUKTEBES13, MUKTEDİR12,
7 Harfli Kelimeler
MUKAVVA21, MUKAFFA21, MUKAVVİ21, MUKAVİM16, MUKTEZA12, MUKTEZİ12, MUKASSİ11, MUKABİL11, MUKATAA9
6 Harfli Kelimeler
MUKOZA12, MUKRİZ11, MUKAAR8
5 Harfli Kelimeler
MUKUS9, MUKİM8, MUKNİ7
MUKNİ (Kelime Kökeni: Arapça muḳnī)
- İnandıran, ikna eden
MUKAAR (Kelime Kökeni: Arapça muḳaʿʿar)
- İçbükey
MUKİM (Kelime Kökeni: Arapça muḳīm)
- Bir yerde, bir evde oturan, eğleşen, ikamet eden
MUKATAA (Kelime Kökeni: Arapça muḳāṭaʿa)
- Kesim
MUKUS (Kelime Kökeni: Fransızca mucus)
- Solunum yolları ve sindirim organlarının hücreleri tarafından salgılanan madde
MUKALLİT (Kelime Kökeni: Arapça muḳallid)
- Taklitçi
MUKANNEN (Kelime Kökeni: Arapça muḳannen)
- Belli, belirli, kesinleşmiş, şaşmaz
- Kanun durumuna gelmiş, kanunlaşmış
MUKARRER (Kelime Kökeni: Arapça muḳarrer)
- Kararlaşmış, kararlaştırılmış
Ata Sözleri ve Deyimler
- mukarrer bulunmak
MUKATTAR (Kelime Kökeni: Arapça muḳaṭṭar)
- Damıtılmış, damıtık
MUKARENET (Kelime Kökeni: Arapça muḳārenet)
- Yaklaşma, kavuşma, bitişme
- Yakınlık
MUKTESİT (Kelime Kökeni: Arapça muḳteṣid)
- Tutumlu
MUKASSİ (Kelime Kökeni: Arapça muḳassī)
-
Sıkıntılı
Meyhane mukassi görünür taşradan amma / Bir başka ferah, başka letafet var içinde - Nedim
MUKABİL (Kelime Kökeni: Arapça muḳābil)
-
Bir şeye karşılık olarak yapılan, bir şeyin karşılığı olan
Düşmanlarla beraber Anadolu'da mukabil teşkilat yapmak üzere yetmiş beş kişi kadar göndermiş. - Atatürk
- Bir şeyin karşısında bulunan
-
Karşılıklı
Hatta bir halıdaki mukabil iki şekilden bile biri diğerine tamamıyla müşabih değildir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu
-
Karşılık olarak
Bir iki iyi habere mukabil her gün nice kaza ve bela haberleri verir. - Abdülhak Şinasi Hisar
-
Rağmen
Oraya altın parlaklığı veren guruplara mukabil buradan her sabah pırıl pırıl bir güneş doğduğunu da ben çok defalar gördüm. - Asaf Halet Çelebi
MUKRİZ (Kelime Kökeni: Arapça muḳriż)
- Ödünç para veren, borç veren
MUKARRERAT (Kelime Kökeni: Arapça muḳarrerāt)
- Alınan kararlar, kararlaştırılmış şeyler