MUHAYYERSÜMBÜLE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MUHAYYERSÜMBÜLE harflerini içeren 5 harfli 115 kelime bulunuyor. 5 harfli MUHAYYERSÜMBÜLE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MÜBAH14, MÜHÜR14, BEHEY13, HEYBE13, HUSYE13, HÜLYA13, HÜRYA13, HAYBE13, SÜYÜM13, SABUH13, YAHEY13, BÜRÜM12, BUHAR12, HUMMA12, MÜHRE12, SÜBYE12, YÜSRÜ12, ALEYH11, BUYMA11, BEHRE11, BEHER11, ESHAM11, EBLEH11, HUMAR11, HURMA11, HÜRLE11, HAMSE11, HAMUR11, HABER11, HARBE11, MUHAL11, MAHUR11, SÜRÜM11, SUBYE11, SUBAY11, SAHUR11, SEMAH11, ALBÜM10, EYYAM10, EHRAM10, HELME10, HAMEL10, HAMLE10, HAREM10, MEYUS10, MUMYA10, MÜMAS10, MEHLE10, MEHEL10, MEBUS10, RÜSUM10, SAHRE10, SEHER10, ÜRÜME10, YUMMA10, BURSA9, BURMA9, BULMA9, BASUR9, MESMU9, MEMBA9, MASUM9, RUMBA9, RAHLE9, SÜMER9, SÜRME9, SUBRA9, SABUR9, UYSAL9, YEREY9, ALMUS8, AMBER8, BAREM8, EYLEM8, EMAYE8, MESUL8, MAMUR8, MAMUL8, MALUM8, MEMUR8, MEMUL8, RÜESA8, RUBLE8, SAMUR8, SERUM8, ÜSERA8, ÜLSER8, ÜMERA8, ÜREME8, YELME8, YERME8, YULAR8, ESMER7, ESAME7, ELMAS7, EMSAL7, MESEL7, MUARE7, MARUL7, MELES7, MELAS7, MERES7, MERAM7, RESUL7, SUARE7, SALUR7, SEMER7, SERME7, SELAM7, USARE7, ULEMA7, YEREL7, AMELE6, EMARE6, REMEL6

AMELE (Kelime Kökeni: Arapça ʿamele)

[isim]

  • Gündelikle çalışan işçi

    Tuğla harmanındaki ameleler etrafı aradılar. - Sait Faik Abasıyanık

Birleşik Kelimeler: amele pazarı, amele taburu, amele yanığı, tanzifat amelesi

EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)

[isim]

[eskimiş]

  • Belirti, iz, ipucu

    Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

REMEL (Kelime Kökeni: Arapça remel)

[isim]

[edebiyat]

  • Aruz ölçülerinden biri

[müzik]

  • Klasik Türk müziğinde bir usul

ESMER (Kelime Kökeni: Arapça esmer)

[isim]

  • Siyaha çalan buğday rengi
  • Kurşuni renk

    Sazlı köyü ayaklandığı zaman gökyüzü daha esmerdi ve ayaz insanın yüzünü ısırıyordu. - Tarık Buğra

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Esmer yüzünün hafifçe kızardığını, gözlerinin garip bir ışıkla yanmaya başladığını görüyoruz. - Esat Mahmut Karakurt

[sıfat]

  • Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan (kimse), yağız

    Bir düğün dansında ayaklarının pırıltısını seyrettiği esmer kızla evlendi. - Halikarnas Balıkçısı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esmere al bağla, karşısına geç ağla

Birleşik Kelimeler: esmer amber, esmer buğday, esmer küf, esmer küfler, esmer su yosunları, esmer şeker, esmer un, barut esmeri

ESAME (Kelime Kökeni: Arapça esāmī)

[isim]

[eskimiş]

  • Adlar, isimler

Ata Sözleri ve Deyimler

  • esamesi okunmamak

ELMAS (Kelime Kökeni: Arapça elmās)

[isim]

  • Yerin derinliklerinde bulunan, billurlaşmış arı karbon
  • Mücevher olarak kullanılan, saydam, değerli taş

    Bazı nadir inciler, elmaslar vardır ki onların biri yalnız saltanat tacı olabilir. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu

[sıfat]

  • Bu taşlarla yapılmış

    Elim değmişken elmas kılıcımla canını cehenneme yollayayım. - Turan Oflazoğlu

  • Elmastıraş

Ata Sözleri ve Deyimler

  • elmas gibi

Birleşik Kelimeler: elmastıraş, kara elmas, camcı elması

EMSAL (Kelime Kökeni: Arapça ems̱āl)

[isim]

  • Benzer, eş, denk

    Tarihte o ana kadar emsali görülmedik bir ticari kepazelik devri açılmıştı. - Ercüment Ekrem Talu

  • Yaşıt
  • Örnek

[eskimiş]

[matematik]

  • Katsayı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emsal olmak
  • emsal oluşturmak
  • emsal vermek

MESEL (Kelime Kökeni: Arapça mes̱el)

[isim]

[eskimiş]

  • Örnek alınacak söz

    Büyükannemin sık sık kullandığı bir mesel belleğimde beliriyor. - Haldun Taner

  • Atasözü
  • Eğitici hikâye veya masal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mesel olmak

Birleşik Kelimeler: darbımesel, iradımesel

MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)

[isim]

  • Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş

[sıfat]

  • Bu kumaştan yapılan

MARUL (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[bitki bilimi]

  • Birleşikgillerden, geniş ve uzun olan yeşil yaprakları taze olarak yenilen bir bitki (Lactuca sativa)

    Anası mutfakta bir tabağa marul doğruyor. - Yusuf Atılgan

Birleşik Kelimeler: acı marul, kıvırcık marul, yabani marul, deniz marulu, eşek marulu, yağ marulu

MELES

[isim]

[halk ağzında]

  • Beli çökük at

MELAS (Kelime Kökeni: Fransızca mélasse)

[isim]

  • Şeker üretiminde, billurlaşan şeker alındıktan sonra kalan şekerli posa

MERES

[isim]

[halk ağzında]

  • Köpeğin yaşı

MERAM (Kelime Kökeni: Arapça merām)

[isim]

  • İstek

    Benim meramım sana yalnız bir şey sormak. - Ömer Seyfettin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • meram (veya meramını) anlatmak
  • meram etmek
  • meramın elinden bir şey kurtulmaz

[isim]

  • Konya iline bağlı ilçelerden biri

RESUL (Kelime Kökeni: Arapça resūl)

[isim]

[din bilgisi]

  • Kendisine kitap indirilmiş peygamber

[eskimiş]

  • Haberci