MUHAYYERBUSELİK Harflerini İçeren 8 Harfli Kelimeler
MUHAYYERBUSELİK harflerini içeren 8 harfli 34 kelime bulunuyor. 8 harfli MUHAYYERBUSELİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
MUHAYYEL18,
ESMERLİK
-
Esmer olma durumu
Su hep akıyor, toprak her an biraz daha koyulaşarak esmerliğini buluyordu. - Tarık Buğra
SERİLMEK
-
Serme işi yapılmak
Sanki sedirlerine Bursa ipeklileri serilen bizim odalarımız değildi. - Orhan Seyfi Orhon
-
Bir yere uzanıp yatmak
Yorgun ve bitkin, korkudan tir tir titrer bir hâlde salın üstüne serildik. - Nazım Hikmet
Ata Sözleri ve Deyimler
- serilip serpilmek
- serilip yatmak
ASKERİYE (Kelime Kökeni: Arapça ʿaskeriyye)
- Askerlik
BİRLEMEK
- Bir etmek, tek duruma getirmek
- Tanrı'nın birliğini dile getirmek
BELİRMEK
-
Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek
Yarı yola yaklaştığında, köprünün karşı ucunda, ona doğru gelen bir karaltı belirdi. - Ayşe Kulin
-
Bir düşünce veya durum kesin bir biçim almak, tebellür etmek
Kafasında günden güne çeşitli düşünceler, çeşitli kaygılar beliriyordu. - Orhan Hançerlioğlu
-
İyice görünür ve anlaşılır bir durum almak, tebarüz etmek
İki kaşının arasında, yaşından ziyade asabiyetini ele veren birkaç çizgi belirdi. - Elif Şafak
BERKEMAL (Kelime Kökeni: Farsça ber + Arapça kemāl)
-
Mükemmel, pek iyi
Kendisine olan itimat ve sevgimiz berkemaldir. - Feridun Fazıl Tülbentçi
EKSERİYA (Kelime Kökeni: Arapça eks̱eriyyā)
-
Genellikle
Birçok seviyelere göre güzellik olan şeyler ekseriya çirkinliktir. - Yahya Kemal Beyatlı
KAMERİYE
-
Bahçelerde yazın oturulmak için yapılan, kafes biçiminde, kubbeli, üstü yeşilliklerle sarılan süslü çardak
Kim şu kameriyede oturmuş, şu çiçeklerden kim toplamıştı? - Sait Faik Abasıyanık
KEMALİYE
- Erzincan iline bağlı ilçelerden biri
YERİLMEK
- Yerme işine konu olmak, kötülenmek
ELMASİYE (Kelime Kökeni: Arapça elmāsiyye)
- Dondurulmuş meyve suyundan yapılan bir pelte türü
HAREKELİ
- Hareke konulmuş
KURUMSAL
- Kurumla ilgili
- Değişik birim ve fonksiyonlarıyla bir kurumun niteliklerine tam anlamıyla sahip olan
MUKABELE (Kelime Kökeni: Arapça muḳābele)
- Karşılık verme, karşılama, karşılık
- Karşı gelme, başkaldırma
-
Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi
Tevfik'in kızı selatin camilerine ramazanda mukabele için büyük ücretlerle çağrılıyordu. - Halide Edip Adıvar
- Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma
Ata Sözleri ve Deyimler
- mukabelede bulunmak
- mukabele etmek
- mukabele okumak
BİREYSEL
- Bireyle ilgili olan, bireye özgü olan, ferdî
Birleşik Kelimeler: bireysel emeklilik