MUHARRİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MUHARRİK harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli MUHARRİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

HUMAR11, HURMA11, HAMUR11, MUHİK11, MAHUR11, HURRA10, HAKİM10, HARİM10, İHRAM10, MAHİR10, RAHİM10, HAKİR9, HARİR9, İKRAH9, KAHİR9, KURAM7, KURMA7, KUMAR7, İKRAM6, MARKİ6, İKRAR5

İKRAR (Kelime Kökeni: Arapça iḳrār)

[isim]

[eskimiş]

  • Saklamayıp doğruca söyleme, açıkça söyleme
  • Bildirme
  • Benimseme, onama, kabul, tasdik

    Sükût ikrardan gelir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikrar etmek
  • ikrar vermek

İKRAM (Kelime Kökeni: Arapça ikrām)

[isim]

  • Konuğu ağırlama
  • Bir şeyi armağan olarak verme, sunma

    Üstat, bunların ikram olduğunun farkında değildi. - Çetin Altan

  • Alışverişte satıcının alıcıya yaptığı indirim
  • Sunulan şey

    Konuklarına ikramları çoktu.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikramda bulunmak
  • ikram etmek
  • ikram görmek

Birleşik Kelimeler: izazuikram, izzetüikram

MARKİ (Kelime Kökeni: Fransızca marquis)

[isim]

  • Bazı Batı devletlerinde kont ile dük arasındaki bir soyluluk unvanı

KURAM

[isim]

  • Uygulamalardan bağımsız olarak ele alınan soyut bilgi
  • Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin bütünü

    İnsanlar da görünen dünyanın bir parçası olarak bu kurama girerler. - Haldun Taner

  • Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü, nazariye, teori

    Onun bir başka anlamı da bir düşüncenin, bir kuramın soyutça anlatılmasından doğar. - Salâh Birsel

Birleşik Kelimeler: bilgi kuramı, bilim kuramı, değer kuramı

KURMA

[isim]

  • Kurmak işi

[sıfat]

  • Prefabrik

    Kurma ev.

Birleşik Kelimeler: yeniden kurma

KUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḳimār)

[isim]

  • Ortaya para koyarak oynanan talih oyunu

    Ağır bir kumar borcunu ödemek zorunda kalan soylular gibiydi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kumar oynamak

Birleşik Kelimeler: kumar ebesi, kumarhane

HAKİR (Kelime Kökeni: Arapça ḥaḳīr)

[sıfat]

  • Aşağı görülen, değersiz

    O hâlde, insanın yaratılması, kendini hakir bilmesi, aşağı görmesi içindir. - Necip Fazıl Kısakürek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hakir görmek

HARİR (Kelime Kökeni: Arapça ḥarīr)

[isim]

[eskimiş]

  • İpek

İKRAH (Kelime Kökeni: Arapça ikrāh)

[isim]

[eskimiş]

  • Tiksinme, iğrenme
  • İsteği dışında bir şey yaptırma

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikrah etmek
  • ikrah getirmek

KAHİR (Kelime Kökeni: Arapça ḳāhir)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Kahreden, zorlayan
  • Baskın gelen, ezen, ezici

Birleşik Kelimeler: kahir ekseriyet

HURRA

[ünlem]

  • Genellikle Batılı uluslarda hep bir ağızdan `yaşa` anlamlı destek vermek amacıyla kullanılan bir söz

HAKİM (Kelime Kökeni: Arapça ḥakīm)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Bilge

[din bilgisi]

  • Her şeyi bilen (Tanrı)

[sıfat]

  • Egemenliğini yürüten, buyruğunu yürüten, sözünü geçiren, egemen

    Arkasında yavaş fakat çok hâkim bir ses işitmişti. - Aka Gündüz

  • Başta gelen, başta olan, baskın çıkan
  • Duygu, davranış vb.ni iradesiyle denetleyebilen (kimse)

    Bir kere sinirlerine bu kadar hâkim oyuncu görmedim. - Haldun Taner

  • Yüksekten bir yeri bütün olarak gören

    Denize hâkim bir köşk.

[isim]

[hukuk]

  • Yargıç

    Bir hâkimin çok ciddi, bir satıcının çok mültefit, bir askerin çok otoriter olması meslekleri icabıdır. - Mehmet Kaplan

  • Baskın

Ata Sözleri ve Deyimler

  • hâkim olmak

Birleşik Kelimeler: hâkim rüzgâr, hâkimevi, reddihâkim, sorgu hâkimi

HARİM (Kelime Kökeni: Arapça ḥarīm)

[isim]

[eskimiş]

  • Girilmesi yabancıya yasak olan, kutsal tutulan, korunulan yer

Birleşik Kelimeler: harimiismet

İHRAM (Kelime Kökeni: Arapça iḥrām)

[isim]

  • Hacıların örtündükleri dikişsiz bürgü
  • Yün yaygı
  • Hacca veya umreye giden Müslüman'ın dinî olarak yapılması yasak olmayan bazı şeyleri kendisine yasaklaması

[eskimiş]

  • Yunanların, Romalıların, günümüzde de Berberilerin büründükleri geniş, beyaz, yünlü çarşaftan giysi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ihrama girmek
  • ihramdan çıkmak

MAHİR (Kelime Kökeni: Arapça māhir)

[sıfat]

  • Becerikli, yetenekli

    Erkek aldatmakta çok mahirsin. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

  • Uzman, işini iyi bilen, usta

    Hiçbir hareketi tanımıyor, sadece mahir bir madrabaz edasıyla çıkarına bakıyor. - Etem İzzet Benice