MUHACERET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
MUHACERET harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli MUHACERET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
HACET12,
EMARE (Kelime Kökeni: Arapça emāre)
-
Belirti, iz, ipucu
Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)
-
Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi
İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay
- Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı
Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre
MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)
-
Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü
Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit
- Uğursuz
TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)
- Bir tür yaban turpu
- Samsun iline bağlı ilçelerden biri
ARMUT (Kelime Kökeni: Farsça emrūd)
- Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç (Pirus communis)
-
Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi
Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Çok bön, çok aptal
Ata Sözleri ve Deyimler
- armudun iyisini (dağda) ayılar yer
- armudun önü, kirazın sonu
- armudun sapı var, üzümün (veya kirazın) çöpü var demek
- armudu soy ye, elmayı say ye
- armut dalının dibine düşer
- armut gibi
- armut piş ağzıma düş!
Birleşik Kelimeler: armut hoşafı, armut kabağı, armut kompostosu, armut kurusu, armut top, akça armudu, Amerikan armudu, bey armudu, çakal armudu, dağ armudu, deveci armudu, Hint armudu, Japon armudu, yaban armudu
MURAT (Kelime Kökeni: Arapça murād)
- İstek, dilek
-
Amaç, erek, gaye
Günlerdir gelip bizimle sohbet ediyorsun. Muradın nedir? - Necip Fazıl Kısakürek
Ata Sözleri ve Deyimler
- murada (veya muradına) ermek
- muradı gözünde kalmak
- murat almak
- murat etmek
MUARE (Kelime Kökeni: Fransızca moiré)
- Dalgalı parıltılar verilmiş olan bir kumaş türü, kareli kumaş
- Bu kumaştan yapılan
MECRA (Kelime Kökeni: Arapça mecrā)
- Yatak
- Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu
Ata Sözleri ve Deyimler
- mecrası değişmek
- mecrasında gitmek
CEMRE (Kelime Kökeni: Arapça cemre)
- Şubat ayında birer hafta arayla havada, suda ve toprakta oluştuğu sanılan sıcaklık yükselişi
Ata Sözleri ve Deyimler
- cemre düşmek
EHRAM (Kelime Kökeni: Arapça ehrām)
- Piramit
- Piramit
HAREM (Kelime Kökeni: Arapça ḥarem)
-
Saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, selamlık karşıtı
Harem, ihtiyar hatunların bembeyaz patiska sedirli küçük köşe odalarında kalmıştı. - Falih Rıfkı Atay
- Bu bölümde oturan kadınların hepsi
-
Karı, eş
Gelen doktormuş, bizim doktor Hüsnü Bey. Haremim hastalanmış da. - Refik Halit Karay
Birleşik Kelimeler: harem ağası, harem kâhyası, harem selamlık
RUMCA
- Rumların kullandığı, yeni Yunancanın bir lehçesi
- Bu dille yazılmış olan
HUMAR (Kelime Kökeni: Arapça ḫumār)
- İçki veya uyku sersemliği
HURMA (Kelime Kökeni: Farsça ḫurmā)
- Hurma ağacı
- Bu ağacın tatlı meyvesi
Birleşik Kelimeler: hurma ağacı, hurma tatlısı, balçık hurması, Hint hurması, Japon hurması, Trabzon hurması
HAMUR (Kelime Kökeni: Arapça ḫamīr)
- Unun su veya başka sıvılarla yoğrulmuş durumu
- Kâğıtta tür, nitelik
- İyi pişmemiş (ekmek ve hamur işleri)
- Öz, asıl, maya
Ata Sözleri ve Deyimler
- hamur açmak
- hamur gibi
- hamur tutmak
Birleşik Kelimeler: hamur boya, hamur çorbası, hamur işi, hamur tahtası, hamur tatlısı, hamur teknesi, hallihamur, çömlek hamuru, deve hamuru, milföy hamuru
- Ağrı iline bağlı ilçelerden biri