MUASIRLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MUASIRLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 80 kelime bulunuyor. 6 harfli MUASIRLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞURASI12, ULAŞIM12, AŞIRMA11, AŞILMA11, ALIŞMA11, AKIŞMA11, ALAŞIM11, KUŞMAR11, KAŞIMA11, MAAŞLI11, MAŞUKA11, MAŞRIK11, MAŞALI11, SARKIŞ11, ŞURALI11, ŞAMAMA11, ŞAMALI11, ŞAKIMA11, UŞAKLI11, ULAŞMA11, KUŞLAR10, MUASIR10, MAŞALA10, ŞARKLI10, ASMALI9, ASILMA9, ISLAMA9, KUMALI9, KUMSAL9, MISKAL9, MARSIK9, MASURA9, SULAMA9, SALKIM9, ARMALI8, ASMARA8, AKASMA8, AKARSU8, AMALIK8, AMASRA8, AKSAMA8, IKLAMA8, IRAMAK8, IRKSAL8, KIRSAL8, KURALI8, KURAMA8, KUMRAL8, KARSLI8, KARASU8, KARIMA8, KAMALI8, KASALI8, LUSAKA8, MUKAAR8, MALAMA8, MASLAK8, MASARA8, SARKIL8, SARALI8, SARKMA8, SARMAL8, SARMAK8, SALMAK8, SAKALI8, ULAMAK8, ARKALI7, ASALAK7, ARAMAK7, ARALIK7, ARAKLI7, AKLAMA7, ALARMA7, KARALI7, KARAMA7, KAMARA7, KASARA7, MALKAR7, MAKARA7, SARAKA7

ARKALI

[sıfat]

  • Arkası olan

[mecaz]

  • Koruyanı, dayanağı olan, pistonlu, iltimaslı

    Kadronun dört yüzden yukarısı masabaşında bile oturmayan arkalıların. - Rıfat Ilgaz

ASALAK

[isim]

[biyoloji]

  • Bir canlıda sürekli veya geçici yaşayarak ona zarar veren başka canlı, parazit

[sıfat]

[mecaz]

  • Başkalarının sırtından geçinen (kimse), abacı, ekti, otlakçı, parazit, tufeyli

Birleşik Kelimeler: asalak bilimci, asalak bilimi, asalak bilimsel, asalaksavar, dış asalak, iç asalak, tam asalak, yarı asalak, yarım asalak, ağrıma asalakları

ARAMAK

[-i]

  • Birini veya bir şeyi bulmaya çalışmak

    Dükkânın içinde gözleriyle bir şeyler aradı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Araştırmak, yoklamak

    Ceplerini aramak.

  • Ziyarete, hatır sormaya gitmek

    Bir kere düştün mü ne arayan olur ne soran! - Burhan Felek

  • Bir şeyin yokluğunu duyarak geri gelmesini istemek, özlemek

    Seni çok arıyorum, Ziyacığım. - Cahit Sıtkı Tarancı

  • Önem verip istemek

    Ben böyle şeyleri aramam.

  • Bir kişiyle görüşmek üzere telefon etmek

    Bir adam, mütemadiyen telefonu açıp kapayarak ısrarla bir yeri arıyor. - Esat Mahmut Karakurt

[mecaz]

  • Şart koşmak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aramakla bulunmaz
  • arayan Mevla'sını da bulur, belasını da
  • arayıp (veya aramak) taramak
  • arayıp da bulamamak
  • arayıp sormak

ARALIK

[isim]

  • Ara

    İki masa arasında bir metre aralık var.

  • Uygun, elverişli durum, fırsat
  • Evin iki bölümü veya iki oda arasındaki dar geçit, geçenek, koridor
  • Yılın on ikinci ayı, ilk kânun, kânunuevvel
  • Tuvalet
  • Basımcılıkta harfler veya satırlar arasındaki açıklık, espas

[sıfat]

  • Yarı açık, tam kapanmamış

    İyice kararmış çarpık bir tahta kapı aralık duruyordu. - Çetin Altan

[ekonomi]

  • Borsada hisse senetlerinin alım satım emirlerinin verildiği süre

[fizik]

  • Bir sesi bir başka sesten, kalına veya inceye doğru ayıran uzaklık

[müzik]

  • İki nota arasındaki perde uzaklığı

[müzik]

  • Portenin paralel çizgileri arasındaki boşluk

    Portenin beş çizgisi arasında dört aralık vardır.

[spor]

  • Toplu beden eğitiminde art arda dizilenleri ayıran açıklık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aralık vermek

Birleşik Kelimeler: aralık korozyonu, aralık oyunu, bir aralık, dar aralık, o aralık, hava aralığı, tavan aralığı

[isim]

  • Iğdır iline bağlı ilçelerden biri

ARAKLI

[isim]

  • Trabzon iline bağlı ilçelerden biri

AKLAMA

[isim]

  • Aklamak işi, ibra

Birleşik Kelimeler: aklama belgesi

ALARMA

[isim]

  • Alarmak durumu

KARALI

[sıfat]

  • Karası (II) olan
  • Üzeri kalemle karalanmış

Birleşik Kelimeler: aklı karalı

KARAMA

[isim]

  • Karamak işi

KAMARA (Kelime Kökeni: İtalyanca camera)

[isim]

[denizcilik]

  • Gemilerde oda

    Annem kamaraya girdi, ben güverteye çıktım. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • İngiltere yasama meclisi

Birleşik Kelimeler: hesap kamarası, Lortlar Kamarası

KASARA (Kelime Kökeni: İtalyanca cassero)

[isim]

[denizcilik]

  • Geminin baş ve kıç tarafında, asıl güverteden yüksek olan kısa güverte

    Baş kasarası, kıç kasarası.

MALKAR

[isim]

  • Kuzey Kafkasya'da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Balkar

MAKARA (Kelime Kökeni: Arapça bekere)

[isim]

  • Üzerine iplik, tel, şerit vb. sarılan, kenarları çıkıntılı, ekseni boyunca delik silindir, bobin
  • Sürme kapak rayları üzerinde hareket edecek biçimde metal veya plastikten yapılmış değişik tiplerdeki sürme kapak aleti
  • Bir yükün yukarıya kaldırılmasını sağlayan araç

[denizcilik]

  • Ağır yüklerin kaldırılma ve indirilmesinde kullanılan, birbirine paralel iki veya daha çok tabla arasında dönen, kenarı çepeçevre oluklu tekerlek veya tekerleklerden oluşmuş mekanik alet

Ata Sözleri ve Deyimler

  • makara çekmek
  • makara gibi
  • makaraları koyuvermek (veya zapt edememek veya salıvermek)
  • makarasını çözmek
  • makaraya almak (veya sarmak)

SARAKA

[isim]

[argo]

  • Alay, istihza

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saraka etmek
  • sarakaya almak

ARMALI

[sıfat]

  • Arma bulunan