MOZAK ile Oluşan Kelimeler (MOZAK Kelime Türetme)
MOZAK harflerinden oluşan 19 kelime bulunuyor. MOZAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Mozak kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.
5 Harfli Kelimeler
MOZAK10
4 Harfli Kelimeler
KOZA8, ZOKA8, ZAMK8, KOMA6, MOKA6
3 Harfli Kelimeler
ZOM8, KOZ7, ZAM7, KAZ6, KOM5, OMA5, KAM4
2 Harfli Kelimeler
AZ5, OM4, AM3, MA3, OK3, AK2
AK
- Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı
- Bu renkte olan
-
Beyaz leke
Bir gözünde akı var.
- Temiz
- Dürüst
-
Sıkıntısız, rahat
Ak günler göresin.
Ata Sözleri ve Deyimler
- ak akçe kara gün içindir
- ak dediğine kara demek
- ak don kara don geçitte belli olur
- ak gün ağartır, kara gün karartır
- akı ak karası kara
- akı karası geçitte belli olur
- akım derken bokum demek
- ak koyun kara koyun geçit başında belli olur
- ak koyunu gören içi dolu yağ sanır
- ak koyunun kara kuzusu da olur
- ak köpeğin pamuk pazarına zararı vardır
- akla karayı seçmek
- ak sakaldan yok sakala gelmek
Birleşik Kelimeler: ak ağa, akağaç, akamber, akasma, akbaba, akbakla, akbalık, akbalıkçıl, akbasma, akbaş, ak benek, akbuğday, akburçak, akciğer, akçöpleme, akdarı, ak demir, akdiken, akdoğan, akdut, ak gözlü, akgünlük, akhardal, ak kan, akkaraman, akkarınca, akkavak, akkefal, akkelebek, akkor, akkuş, akkuyruk, aklevrek, ak madde, akmantar, ak pak, akpas, akpelin, ak saçlı, aksakal, ak sakallı, aksedir, aksoğan, aksöğüt, aksu, aksuna, aksungur, ak sülümen, aktaş, aktavşan, aktöre, aktutma, ak yazı, ak yel, ak yem, Ak Yıldız, akyuvar, akzambak, yüzü ak, göz akı, yumurta akı, yüz akı
AM
- Dişilik organı
- Amerikyum elementinin simgesi
OK
- Yayla atılan, ucunda sivri bir demir bulunan ince ve kısa tahta çubuk
- Yön göstermek amacıyla belli yerlere konulabilen, oka benzer işaret
-
At arabası, kağnı vb. araçlarda koşum hayvanlarının bağlandığı ağaç
Dörtnala koşan bir yük arabasının oku böğrüme çarptı. - Ömer Seyfettin
- Bir dairede bir kirişin ortasında bu kirişi gören yayın ortasına indirilen doğru parçası
Ata Sözleri ve Deyimler
- ok atmak
- ok gibi (yerinden) fırlamak
- ok yaydan (veya yayından) çıkmak
Birleşik Kelimeler: ok meydanı, ok yılanı, suoku
KAM
- Şaman
- Zevk, mutluluk, tat
Ata Sözleri ve Deyimler
- kâm almak
OM
- Kemiklerin toparlak ucu
- Elektrikte iletkenin direnç birimi
KOM
- Ağıl, davar ağılı
- Yayla evi
- Bir kimseye ait küçük yerleşim yeri, çiftlik
OMA
- Kalça kemiği
- Bel kemiği
AZ
-
Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik, çok karşıtı
Heykel konularının parmakla sayılacak kadar az olduğunu ileri sürüyordu. - Bedri Rahmi Eyuboğlu
- Alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aza çoğa bakmamak
- aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz
- aza sormuşlar: "nereye?", "çoğun yanına" demiş
- az ateş çok odunu yakar
- az bulmak
- az buz olmamak
- az değil
- az gelmek
- az görmek
- az günün adamı olmamak
- azı çoğa saymak (veya tutmak)
- az kaldı (veya kalsın)
- az kaz, uz kaz, boyunca kaz
- az olsun, uz olsun
- az söyle, çok dinle
- az tamah çok ziyan getirir
- az veren candan, çok veren maldan
- az yiyen çok uyur, çok yiyen güç uyur
Birleşik Kelimeler: az az, az alıcı, az buçuk, az çok, az daha, azel, az gelişmiş, az sonra, en az, azar azar, en azından
- Azot elementinin simgesi
KOMA (Kelime Kökeni: Fransızca coma)
- Bazı hastalıklar, yaralanmalar, zehirlenmeler sırasında görülen anlama, duyma ve hareketin büsbütün veya az çok kaybolmasıyla beliren bilinç kaybı durumu
Ata Sözleri ve Deyimler
- komadan çıkmak
- komaya girmek
- Eşit olmayan iki ses arasında kulakla seçilebilecek en küçük aralık
MOKA (Kelime Kökeni: (Moka şehrinin adından))
- Çok kokulu bir tür kahve
- Bu kahveden yapılan içecek
KAZ
-
Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser)
Kazı yıkayıp temizlemişler, sonra da parçalayıp tencereye koymuşlar. - Çetin Altan
- Budala
Ata Sözleri ve Deyimler
- kaz gelen yerden tavuk esirgenmez
- kazı koz anlamak
- kazın ayağı öyle değil
Birleşik Kelimeler: kaz adımı, kazayağı, kazboku, kaz kafalı, kazkanadı, kaz tüyü, deniz kazı, yaban kazı
KOZ (Kelime Kökeni: Farsça gavz, goz)
- Ceviz
- İskambil oyunlarında diğer kâğıtları alabilen, onlara üstün tutulan belirli renk ve işaretteki kâğıt
-
Başarı fırsatı olan elverişli durum, saldırış ve savunma fırsatı
Başvurduğu bu olağanüstü tabiyede varlığını değil, yokluğunu koz olarak kullanmıştır. - Haldun Taner
- Karşısındakini alt edecek etkili şey
Ata Sözleri ve Deyimler
- koz kırmak
- kozu kaybetmek
- kozunu paylaşmak (veya pay etmek)
- koz vermek
Birleşik Kelimeler: koz helva
ZAM (Kelime Kökeni: Arapça żamm)
-
Bir şeyin fiyatını artırma, bindirim
Hayat pahalılığı arttıkça işçi gündeliklerine yeni zam istekleri gelecek. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- zam gelmek
- zam görmek
- zam yapmak
Birleşik Kelimeler: zammetmek, zam paketi, fiilî hizmet zammı, itibari hizmet zammı
KOZA (Kelime Kökeni: Farsça ġūze)
-
İçinde tohum veya krizalit bulunan korunak, kozalak
Pamuk kozası. İpek kozası.
- İpek böceğinin ördüğü ve içine kapandığı korunak
Ata Sözleri ve Deyimler
- koza çekmek
- kozasına çekilmek
ZOKA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Büyük balıkları tutmakta kullanılan, küçük balık biçiminde, ucu iğneli kurşun parçası
- Aldatıcı şey, tuzak, hile
Ata Sözleri ve Deyimler
- zokayı yutmak