MORALİST Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MORALİST harflerini içeren 5 harfli 26 kelime bulunuyor. 5 harfli MORALİST kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

MİTOS8, MOLAS8, SİRMO8, SORMA8, SOLMA8, İSLAM7, MİLAS7, MİSAL7, MİRAS7, MORAL7, ORTAM7, SİRTO7, SORTİ7, SORİT7, STİLO7, SALTO7, SALİM7, TOMAR7, İRSAL6, LORTA6, MİLAT6, MİRAT6, ROTİL6, SATİR6, TAMİR6, TALİM6

İRSAL (Kelime Kökeni: Arapça irsāl)

[isim]

[eskimiş]

  • Gönderme

LORTA (Kelime Kökeni: İtalyanca lorta)

[isim]

  • Ayakkabı kalıbının çapı

    Baş lorta. Orta lorta. Aşağı lorta.

MİLAT (Kelime Kökeni: Arapça mīlād)

[isim]

  • Hz. İsa'nın doğduğu gün

[mecaz]

  • Herhangi bir olayın başlangıcı

    Bütün uzay araştırmacıları için yepyeni bir milattı bugün. - Murathan Mungan

Birleşik Kelimeler: milattan önce, milattan sonra, badelmilat, kablelmilat

MİRAT (Kelime Kökeni: Arapça mirʾāt)

[isim]

[eskimiş]

  • Ayna

ROTİL (Kelime Kökeni: Fransızca rotule)

[isim]

  • Otomobilin ön düzeninde bulunan, her yöne dönebilen ve mafsal olarak kullanılan küre biçiminde bir parça

SATİR (Kelime Kökeni: Fransızca satire)

[isim]

[edebiyat]

  • Yergi

TAMİR (Kelime Kökeni: Arapça taʿmīr)

[isim]

  • Onarma, onarım

[mecaz]

  • Yapılan bir yanlışı, kusuru düzeltmeye çalışma

    Mademki bir münasebetsizlik etmişsin, bunu tamire imkân yok muydu? - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • tamir etmek
  • tamire vermek
  • tamir görmek

Birleşik Kelimeler: tamirhane, tamir takımı

TALİM (Kelime Kökeni: Arapça taʿlīm)

[isim]

  • Öğretim
  • Alıştırma

    Sudan çıktıktan sonra tabanca ile nişan talimi yapardık. - Yahya Kemal Beyatlı

[askerlik]

  • Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi

    Eğil dağlar, eğil üstünden aşam / Yeni talim çıkmış varam alışam - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • talim etmek
  • talim etmek

Birleşik Kelimeler: talimhane, talimname

İSLAM (Kelime Kökeni: Arapça islām)

[isim]

[din bilgisi]

  • Müslümanlık

Birleşik Kelimeler: İslam gizemciliği, İslam hukuku, şeyhülislam

MİLÂS

[isim]

  • Muğla iline bağlı ilçelerden biri

MİSAL (Kelime Kökeni: Arapça mis̱āl)

[isim]

  • Örnek olarak alınabilen, gösterilen şey, örnek

    Cumhuriyet tarihimizde bunun iki misali vardır. - Falih Rıfkı Atay

  • Benzer

    Bir namazlık saltanatın olacak / Taht misali o musalla taşında - Cahit Sıtkı Tarancı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • misal göstermek

Birleşik Kelimeler: söz misali

MİRAS (Kelime Kökeni: Arapça mīrās̱)

[isim]

[hukuk]

  • Birine, ölen bir yakınından kalan mal mülk, para veya servet, kalıt, bırakıt, tereke

[mecaz]

  • Kalıtım yoluyla gelen herhangi bir özellik

[mecaz]

  • Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey

    Hatta bazıları mesleğin püf noktalarını anlatan kitaplar yazıp tecrübelerini gelecek nesillere miras bırakmışlardı. - İhsan Oktay Anar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mirasa konmak
  • miras helal, hele al demişler
  • miras yemek

Birleşik Kelimeler: mirasyedi, reddimiras, baba mirası

MORAL (Kelime Kökeni: Fransızca morale)

[isim]

  • Bir insanın ruhsal gücü, manevi güç, maneviyat

    Morali bozuk bir insan.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • moral bulmak
  • morali bozulmak
  • moralini bozmak
  • moral vermek

Birleşik Kelimeler: moral çöküntüsü, moral eğitimi, moral eğitim merkezi

ORTAM

[isim]

  • Canlı bir varlığın içinde bulunduğu doğal veya maddi şartların bütünü

    Şu dehşet ortamının altında koskoca bir yalnızlar dünyası yatıyor. - Adalet Ağaoğlu

  • Bir topluluğun veya toplulukların hareket alanı, platform

[mecaz]

  • Bir kimsenin veya bir insan topluluğunun yaşayışını etkileyen ruhsal, toplumsal ve kültürel etkilerin bütünü

    Sanat ortamı. Çalışma ortamı.

[ruh bilimi]

  • Nesnel ve toplumsal yönlerle bazen kişinin iç dünyasını da kapsayan yakın çevre, vasat

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ortama ayak uydurmak
  • ortama uymak
  • ortam yaratmak

Birleşik Kelimeler: çoklu ortam, ekolojik ortam, iletişim ortamı, kültür ortamı, veri ortamı

SİRTO (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

[müzik]

  • Türk müziğinde genellikle neşeli ve hareketli nağmeler içeren bir tür oyun havası
  • Ayağın yere sürtülerek veya yerde kaydırılarak oynanmasına dayalı, kadın erkek beraber oynanan bir tür halk oyunu