[sıfat]

• Nemi olan, az ıslak, rutubetli, kuru karşıtı

  Hafif bir rüzgâr dalgası nemli saçlarının arasından geçti. - Peyami Safa

[mecaz]

• Yaşlı (göz)

[isim]

[kimya]

• Sıvı yağlarda ve margarinlerde bulunan oleik asidin bir esteri

[sıfat]

• Ben (I) bulunan

  Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş. - Sait Faik Abasıyanık

[edat]

• `Kadar` anlamında üstünlük derecesini belirten bir söz

  İnsan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığında cesareti de o denli delice idi. - Ayşe Kulin

[sıfat]

• Ağırbaşlı, sözleri ve davranışları ölçülü olan (kimse)

[isim]

[bitki bilimi]

• Turunçgillerden, 3-5 metre yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen, beyaz çiçekli bir ağaç (Citrus limonum)

• Bu ağacın sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyvesi, sulu zırtlak

Ata Sözleri ve Deyimler

• limon gibi

[sıfat]

• Yuvarlak ve bombeli (şapka)

  Köylü ve melon şapkalı adam orta yerde birleşirler. - Memduh Şevket Esendal

[isim]

• Binmek işi

  Önünde bel verip binicisinin binmesini kolaylaştırırdı. - Necati Cumalı

[isim]

• Bilmek işi

  Bir cemiyetin ilerlemesi, neyin ehemmiyetli olduğunu bilmeye bağlıdır. - Mehmet Kaplan

[felsefe]

• Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma

[felsefe]

• Bilgi edinmenin gaye ve sonucu

[sıfat]

• Çok demlenmiş, koyu (çay)

[zarf]

• Az önce, demincek, deminden

  Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım. - Mahmut Yesari

[isim]

• Kot vb. yapımında kullanılan bir tür pamuklu kumaş

[isim]

• Dilmek işi

• Dört köşe uzunlamasına kesilmiş ağaç

[isim]

• Dinmek işi

  Güneşin açması, yağmurun dinmesi, fırtınanın durulması beklenebilir. - Nazım Hikmet

[sıfat]

[eskimiş]

• Yapılmış, kurulmuş, bina olunmuş

[zarf]

• -den dolayı, -den ötürü

[isim]

[eskimiş]

• Arkadaş, yakın dost

• Yüksek makamdaki kişileri hoş sözlerle, güzel fıkra ve hikâyelerle eğlendiren kimse