[isim]

• Eğimölçer

[-i]

• Dirgenle yaymak

[nesnesiz]

• Üzüntüye kapılmak, dertli duruma gelmek, kaygılanmak

  Beni vakitsiz koyup giden anamı düşünür dertlenirim. - Ahmet Muhip Dranas

[isim]

• Derinletmek işi

[nesnesiz]

• Denetleme işine konu olmak

[isim]

• Büyük ölçüde büyütme gücü olan teleskop, mikroskop vb. optik aletlerle incelenen nesnelerin oylumlarını ölçmede kullanılan alet

• Çok küçük uzunlukları ölçmeye, incelemeye yarayan alet

[matematik]

• Mikron

[isim]

• Demirletmek işi

[isim]

• Demirlenmek işi

[-i]

• Kapı ve pencerenin kol demirini takmak, kapatmak

  Pencereleri demirledikten sonra içim rahatladı.

[nesnesiz]

[denizcilik]

• Gemi demir atmak

  Onların her gelişinde uzakta demirleyen gemilerine alıştık. - Ayla Kutlu

[-le]

• Demire vurmak

  Hayran Baba'yı bir serseriyle birlikte demirlemişlerdi. - Falih Rıfkı Atay

[nesnesiz]

• Ergenleşmek

[nesnesiz]

• Birbiriyle eşit duruma gelmek

[isim]

• Etkinleşmek durumu

[kimya]

• Bir molekül, bir atom veya bir iyonun normal durumundan, enerji yönünden daha zengin ve kimyasal olaya girmeye hazır olduğu duruma geçmesi

[isim]

• Ekleştirmek işi

[sıfat]

[kimya]

• Isıalan

[-i]

• Bir düşünceyi, bir eseri, bir yargıyı inceleyerek doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek, tenkit etmek

  Toplum ve aile içindeki sorunları çözümleyen veya eleştiren oyunlar daha çok çağdaş Fransız tiyatrosunun etkisiyle yazılmıştır. - Metin And