[isim]

• Kumarda ortaya sürülen para

[isim]

[eskimiş]

• Terazi

• Tartı, ölçü aleti

• Ölçü

[matematik]

• Sağlama

[ticaret]

• Bir tüccarın, ticari durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığı hesap özeti

[isim]

[denizcilik]

• Üç veya daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk

[isim]

• Huy, yaradılış, tabiat, karakter

  Bilmem buna aceleci mizacım müsaade edecek mi? - Necip Fazıl Kısakürek

[eskimiş]

• İnsan vücudunun fizyolojik yapısı, sağlık

[isim]

[tiyatro]

• Düzentileme

  Piyes falsoları, yersiz mizansenleriyle devam ediyor. - Cahit Uçuk

[mecaz]

• Düzenti

  Bu bir mizansendi, inceden inceye düzenlenmiş bir sahne. - Tarık Buğra

[isim]

[edebiyat]

• Gülmece

  İnci gibi güzel bir yazısı ve mizaha da istidadı varmış. - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat]

• İçinde gülmece bulunan, gülmece niteliği taşıyan (yazı, karikatür vb.)

[sıfat]

• Mizacı herhangi bir özellikte olanı

  Sizin kadar zıt mizaçlı ikizler görülmemiştir herhâlde. - Elif Şafak

[isim]

• Islak saçın sarılıp sıcak hava yardımıyla kurutulmasından sonra fırça ve tarakla yapılan tarama biçimi

[sıfat]

• Mizahı andıran, mizaha benzeyen, mizah gibi, mizahımsı

[sıfat]

• Merdümgiriz

• İnsandan nefret eden (kimse)

[sıfat]

[eskimiş]

• Herkesin huyuna ve keyfine göre davranan, nabza göre şerbet vermesini bilen (kimse)

[isim]

• Gülmece sanatçısı

  Yusuf Ziya'nın yeni mizahçıları keşfeden eksperliği ve patronluğu sayesinde mizah yazarlığı bir meslek hâlini almaya başladı. - Haldun Taner

[sıfat]

• Sağlığı iyi olmayan, rahatsız, keyifsiz

[sıfat]

• Mizahsı