MİSAFİRHANE Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
MİSAFİRHANE harflerini içeren 6 harfli 33 kelime bulunuyor. 6 harfli MİSAFİRHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
FERSAH17,
MİNARE (Kelime Kökeni: Arapça menāre)
-
Camilerde müezzinin ezan okuduğu, sela verdiği, şerefesi olan, çoğunlukla taştan, yüksek ve ince yapı
Sokak kapısını çalarken minarede akşam ezanı okunuyordu. - Yusuf Ziya Ortaç
Ata Sözleri ve Deyimler
- minare de doğru ama içi eğri
- minare gibi
- minareyi çalan kılıfını hazırlar
- minareyi yaptırmayan yerden bitmiş sanır
Birleşik Kelimeler: minare boyu, minaregölgesi, minare kırması, şeytanminaresi
MARİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca marina)
- Yat limanı
SİNARA (Kelime Kökeni: Rumca)
- Büyük zoka
SERİAN (Kelime Kökeni: Arapça serīʿan)
- Çabucak
MİSİNA (Kelime Kökeni: İtalyanca messina)
- Yapay ve sentetik ham maddeden tek kat çekilmiş, değişik kalınlıkta iplik
-
Balıkçıların olta ipi olarak kullandıkları kıl veya naylondan iplik
Kopmuş, çürümüş misinaları tamir ediyor, paslı iğneleri değiştiriyordu. - Sait Faik Abasıyanık
MANİSA
- Türkiye'nin Ege Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
Birleşik Kelimeler: Manisa kebabı, Manisa lalesi
MERSİN (Kelime Kökeni: Rumca)
-
Mersingillerden, Güney ve Batı Anadolu dağlarında yetişen, yaprakları yaz kış yeşil kalan, gıda ve parfüm sanayisinde ham madde olarak kullanılan, meyvesi murt adıyla bilinen, esansı çıkarılan, beyaz çiçekli, güzel kokulu bir ağaç, mersin ağacı, sazak (Myrtus communis)
Evlerinin önü mersin / Sular akmaz tersin tersin - Halk türküsü
Birleşik Kelimeler: mersin ağacı, mersin balığı, mersin morinası, yaban mersini
- Türkiye'nin Akdeniz Bölgesi'nde yer alan illerinden biri
SİNEMA (Kelime Kökeni: Fransızca cinéma)
- Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran veya perde üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi
-
Film göstermeye yarayan özel bir makineyle görüntülerin beyaz perdeye yansıtıldığı salon veya yapı
Bir haber bırakıp mahallenin sinemasına girdi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Güzel sanatların dalı olarak yansıtılmaya uygun olan filmleri gerçekleştirme ve yaratma sanatı, beyaz perde, yedinci sanat
Sinemanın zevkimizi dışarıdan idare ettiği devirde yaşıyoruz. - Hasan Âli Yücel
Birleşik Kelimeler: sinema endüstrisi, sinema perdesi, sinema salonu, sinema sanatçısı, sinema sanayisi, sinemasever, sinema tekniği, açık hava sineması
SARMAN
- Azman, iri
- Sarı tüylü kedi
SAMANİ (Kelime Kökeni: Türkçe saman + Arapça -ī)
- Saman rengi, açık sarı
- Bu renkte olan
AHİREN (Kelime Kökeni: Arapça āḫiren)
- Son zamanlarda, son günlerde, yakınlarda
- Son olarak
NEHARİ (Kelime Kökeni: Arapça nehārī)
-
Gündüzlü
En arka sırada, derslerde nadiren gözüken bir nehari talebe yalnız başına oturuyordu. - Sait Faik Abasıyanık
- Gündüzlü olarak
HARAMİ (Kelime Kökeni: Arapça ḥarāmī)
-
Hırsız, haydut, eşkıya
Olur mu canım, bu kudurmuş, şehirde, bunca haraminin ortasında nasıl yalnız kalır Suat, nasıl bensiz yaşar! - Attila İlhan
HARMAN (Kelime Kökeni: Farsça ḫirmen)
- Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
-
Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor. - Reşat Nuri Güntekin
-
Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi
Çay harmanı. Tütün harmanı.
- Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon
- Herhangi bir şeyin toplu hâlde bulunduğu, işlendiği veya satıldığı yer
-
Herhangi bir şeyin çok bulunduğu yer
Yiğidin harman olduğu yer.
Ata Sözleri ve Deyimler
- harman çevirmek
- harmanda dirgen yiyen sıpa, yılına kadar acısını unutmaz
- harman döven öküzün ağzı bağlanmaz
- harman dövmek
- harman dövmek keçinin işi değil
- harman etmek (veya yapmak)
- harmanı kaldırmak
- harman savurmak
- harman sonu dervişlerindir
- harman yakarım diyen orağa yetişmemiş
- harman yel ile, düğün el ile
Birleşik Kelimeler: harmandalı, harman sonu, harman yeri, tuğla harmanı
RAHMAN (Kelime Kökeni: Arapça raḥmān)
- Herkese, her canlıya merhamet eden (Tanrı)