MİKROPLAŞMAK Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MİKROPLAŞMAK harflerini içeren 6 harfli 37 kelime bulunuyor. 6 harfli MİKROPLAŞMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ŞAPRAK13, ŞAPLAK13, KOPMAK12, MİKROP12, PROMİL12, KOŞMAK11, KAPLAM11, KAPMAK11, KAPORA11, OKŞAMA11, PARMAK11, PAROLA11, KİRLOŞ10, KAPARİ10, KALPAK10, KAŞMİR10, KAŞKOL10, PARLAK10, AŞİKAR9, ŞALAKİ9, ŞAKRAK9, KORKMA8, KALOMA8, OKRAMA8, OKLAMA8, AMİRAL7, ALAKOK7, KLORİK7, KARAİM7, KARMAK7, KALİKO7, KALKMA7, KALMAK7, KALORİ7, MALKAR7, MARKKA7, ARKAİK6

ARKAİK (Kelime Kökeni: Fransızca archaïque)

[sıfat]

  • Güzel sanatlarda klasik çağ öncesinden kalan

[edebiyat]

  • Konuşulan ve yazılan dilde, kullanımdan düşmüş olan (eski söz veya deyim)

AMİRAL (Kelime Kökeni: Fransızca amiral)

[isim]

[askerlik]

  • Rütbesi general ile aynı olan deniz subayı

    Amiralin sözlerine inanmak lazım, boş konuşmaz. - Feridun Fazıl Tülbentçi

Birleşik Kelimeler: büyük amiral, koramiral, oramiral, tuğamiral, tümamiral, visamiral

ALAKOK (Kelime Kökeni: Fransızca à la coque)

[isim]

  • Rafadan yumurta

    Sabahleyin kendisine bir alakok ziyafeti çekecekti. - Hüseyin Rahmi Gürpınar

KLORİK (Kelime Kökeni: Fransızca chlorique)

[isim]

[kimya]

  • Klorik asit

Birleşik Kelimeler: klorik asit, hidroklorik asit

KARAİM (Kelime Kökeni: İbranice)

[isim]

  • Çoğu Türk soyundan olan ve genellikle Polonya ve Litvanya topraklarında oturan bir Musevi topluluğu, Karay

KARMAK

[-i]

  • Karıştırmak, birbirine katmak

[nesnesiz]

  • Toz durumundaki bir şeyi sıvı ile karıştırarak çamur veya hamur durumuna getirmek

    Yapı için harç karmak. Boya karmak.

Birleşik Kelimeler: betonkarar

KALİKO (Kelime Kökeni: (Hindistan'da Kalküta şehrinin adından))

[isim]

  • Pamuk iplikleriyle yapılan ilk cilt bezi

KALKMA

[isim]

  • Kalkmak işi

    Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz. - Tomris Uyar

KALMAK

[nesnesiz]

  • Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek

    Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. - Tarık Buğra

  • Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak

    Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. - Osman Cemal Kaygılı

[-de]

  • Konaklamak, konmak

    Hemen karargâha yerleşmezsem ne geri dönebilir ne de otelde kalabilirdim. - Falih Rıfkı Atay

[-le]

  • Oturmak, yaşamak

    Tam beş sene benimle beraber kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

  • Eğleşmek
  • Hayatını sürdürmek, yaşamak

    O aileden bir bu çocuk kaldı.

  • Varlığını korumak, sürdürmek

    Eniştemizin iptidai kalmış huyları da vardı. - Abdülhak Şinasi Hisar

[-de]

  • Oyalanmak, vakit geçirmek

    Kısa bir süre tezgâhın önünde kaldı. - Necati Cumalı

  • Sınıf geçmemek

    Çocukların içinde kalanlar da var geçenler de.

[-de]

  • İşlemez, yürümez duruma gelmek

    Araba yarı yolda kaldı.

[-e]

  • İleriye atılmak, ertelenmek

    Mahkeme ayın on sekizine kaldı. - Sait Faik Abasıyanık

[-de]

  • Bir şeyle kaplanmak, bir şeye bulanmak

    Oda duman içinde kaldı.

[-de]

  • Bir işi belli bir noktada bırakmak, ara vermek

    Bugün iş maddesinde kaldık.

[-den]

  • Miras olarak geçmek

    Çiftlik ana babasından kalmış.

[-den]

  • Yapamamak

    Misafir geldi, gezmeden kaldık.

  • Belli bir gelirle geçinmek zorunda bulunmak

    Refika, valide, iki kerime kaldık mı biz iki bin kuruş tekaüt maaşına. - Haldun Taner

[-le]

  • Yetinmek

    Yalnız dayak atmakla kalmadı, onu işinden de çıkardı.

[-le]

  • Sınırlanmak

    Amasya'da iken karşılaştığımız vaziyet yalnız Şeyh Recep Vakası ile kalmadı. - Atatürk

  • Herhangi bir durumu sürdürmek

[yardımcı fiil]

  • Olmak, herhangi bir durumda bulunmak

    Fatma'nın yemek çantası olmasaydı dün aç kalmıştık. - Falih Rıfkı Atay

[yardımcı fiil]

  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e), -ıp (-ip) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur

    Bakakalmak.

    Şaşakalmak.

    Donakalmak. Şaşırıp kalmak. Donup kalmak.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... den kalır yeri yok
  • ... ye kalsa (veya kalırsa)
  • kaldı ki

Birleşik Kelimeler: kala kala, geri kalmış

KALORİ (Kelime Kökeni: Fransızca calorie)

[isim]

[fizik]

  • Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi, ısın
  • Besinlerin, dokular içinde yanarak vücudun sıcaklık ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü

    Dimağ ve beden cevherlerini döken çocukları hesaplı bir kalori ile beslemek lazımdı. - Cahit Uçuk

Birleşik Kelimeler: büyük kalori, kilokalori

MALKAR

[isim]

  • Kuzey Kafkasya'da Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nde yaşayan, Türk soyundan bir halk ve bu halktan olan kimse, Balkar

MARKKA (Kelime Kökeni: Fince)

[isim]

[eskimiş]

  • Finlandiya para birimi, mark

KORKMA

[isim]

  • Korkmak işi

    İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır. - Samiha Ayverdi

KALOMA (Kelime Kökeni: İtalyanca caloma)

[isim]

[denizcilik]

  • Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kaloma etmek (veya vermek)

OKRAMA

[isim]

  • Okramak işi