[isim]

[eskimiş]

[hukuk]

• Müslüman bir erkeğin nikâh esnasında eşine vermeyi kabullendiği mal veya para

[isim]

[eskimiş]

[fizik]

• Odak

[isim]

• Sıkıntı

  Her mihnet kabulüm yeter ki / Gün eksilmesin penceremden - Cahit Sıtkı Tarancı

Ata Sözleri ve Deyimler

• mihnet çekmek

[isim]

[mineraloji]

• Mihenk taşı

[mecaz]

• Birinin değerini, ahlakını anlamaya yarayan ölçüt

Ata Sözleri ve Deyimler

• mihenge vurmak

[isim]

[eskimiş]

• Konuk

  Dilde gam var şimdilik lütfeyle gelme ey sürur / Olamaz bir hanede mihman mihman üstüne - Rasih

[sıfat]

• Kalıcı

  Tren en aşağı yarın sabaha kadar burada mihmandır. - Reşat Nuri Güntekin

Ata Sözleri ve Deyimler

• mihman olmak

[sıfat]

[eskimiş]

• Düşünmeden, ölçülerek değil de yalnızca alışkanlığın verdiği kolaylıkla veya yalnız kasların hareketiyle yapılan (iş, hareket vb.)

  Mihaniki bir sükûn ile keserini eline aldı. - Ömer Seyfettin

[sıfat]

• Sıkıntılı, eziyetli olan

• Sıkıntı, eziyet çeken (kimse)

[isim]

• Hindistan'da racadan daha büyük hükümdarlara verilen unvan

[isim]

[din bilgisi]

• Cami, mescit vb. yerlerde Kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmış olan oyuk veya girintili yer

  Cennetten, cehennemden bahseden ihtiyar imamı, mihrabın yanındaki kürsüye çıkardı. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

• Umut bağlanan yer

  Bir mihrap istiyorum, önünde diz çökmeye. - Behçet Kemal Çağlar

[isim]

• Konukçu

[isim]

[eskimiş]

• Eksen

  Bir dolap beygiri gibi bir mihverin etrafında dönüp dolaşarak ağaçları muayene eder, zerzevatları sulardı. - Reşat Nuri Güntekin

[sıfat]

[mecaz]

• Önemli

  Biz onların mihver kelimelerini ve meselelerini âdeta atlayarak geçeriz. - Ahmet Hamdi Tanpınar

[sıfat]

• Sıkıntısız, eziyetsiz olan

• Emek verilmeden elde edilen

  Mihnetsiz aş, ya karın ağrıtır ya baş.

[isim]

• Konukçuluk

[isim]

• Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri

[isim]

• Eskişehir iline bağlı ilçelerden biri