MEŞRUİYET Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MEŞRUİYET harflerini içeren 5 harfli 23 kelime bulunuyor. 5 harfli MEŞRUİYET kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

YEMİŞ11, YEŞİM11, MEŞRU10, TEŞYİ10, ERMİŞ9, İŞEME9, REŞME9, ŞETİM9, İŞRET8, REŞİT8, ŞERİT8, TİRŞE8, TEŞRİ8, YİTME8, YETME8, YETİM8, YERME8, YETER7, ERİME6, METRE6, MERET6, TERME6, TERİM6

ERİME

[isim]

  • Erimek işi

    Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi

METRE (Kelime Kökeni: Fransızca mètre)

[isim]

[matematik]

  • Yer meridyen çemberinin kırk milyonda biri olarak kabul edilen, 100 cm'lik temel uzunluk ölçüsü birimi

    İskenderun Körfezi'ne sekiz yüz metre yukarıdan bakıyordum. - Refik Halit Karay

  • Genellikle desimetre, santimetre, milimetrelere bölünmüş ölçü aracı

Birleşik Kelimeler: metrekare, metreküp, metre sistemi, akselerometre, alkalimetre, alkolmetre, altimetre, ampermetre, anemometre, areometre, asidimetre, azotometre, barometre, bolometre, çelik metre, dansimetre, debimetre, dekametre, densimetre, desimetre, dilatometre, dinamometre, elektrodinamometre, elektrometre, fotometre, füzyometre, galvanometre, gazometre, grafometre, gramsantimetre, grizumetre, hektometre, hidrometre, higrometre, interferometre, kalorimetre, kilogrammetre, kilometre, klinometre, kolorimetre, kronometre, lüksmetre, manometre, manyetometre, mikrometre, milimetre, minimetre, odyometre, oleometre, ozonometre, ödyometre, parametre, parkmetre, pedometre, piknometre, pirometre, plüviyometre, polarimetre, radyometre, sakarimetre, sakkarometre, santimetre, sülfürimetre, şerit metre, takeometre, takimetre, takometre, taksimetre, tansiyometre, telefonometre, telemetre, termometre, voltametre, voltmetre

MERET (Kelime Kökeni: Arapça mārid)

[isim]

  • Sıkıntı veren, hoşlanılmayan şeyler veya kimseler için kullanılan sövgü sözü

    Ben de öyle söyledim. Bırakalım artık şu meredi, dedim. - Ahmet Ümit

[sıfat]

[halk ağzında]

  • Uğursuz

TERME (Kelime Kökeni: Farsça terme)

[isim]

[halk ağzında]

  • Bir tür yaban turpu

[isim]

  • Samsun iline bağlı ilçelerden biri

TERİM

[isim]

  • Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelime, ıstılah

    Bazıları ise terimlerimizi milletlerarası esaslara bağlamak davasındadırlar. - Falih Rıfkı Atay

[mantık]

  • Geleneksel mantıkta özne veya yüklem

[matematik]

  • Cebirsel bir anlatımda + veya - işaretleri arasında bulunan parçalardan her biri

[matematik]

  • Bir denklemde = işaretinin iki yanındaki anlatımlardan her biri

[matematik]

  • Bir kesrin pay ve paydasından her biri, had

Birleşik Kelimeler: terim bilimi, terimler dizgesi, büyük terim, küçük terim, orta terim, bir terimli, çok terimli, iki terimli

YETER

[sıfat]

  • İhtiyacı karşılayacak kadar olan, kâfi
  • ünl. “Kâfi, yetişir, yeterli” anlamlarında bir söz

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yeter derecede
  • yeteri kadar

Birleşik Kelimeler: yeter sayı

İŞRET (Kelime Kökeni: Arapça ʿişret)

[isim]

[eskimiş]

  • İçki içme

    İşret meclisi.

REŞİT (Kelime Kökeni: Arapça reşīd)

[sıfat]

[eskimiş]

[hukuk]

  • Ergin

Ata Sözleri ve Deyimler

  • reşit olmak

ŞERİT (Kelime Kökeni: Arapça şerīṭ)

[isim]

  • Dar, uzun dokuma veya kumaş parçası

    Güzel bir şeritle künyemi göğsüme bağladım ve gittim. - Falih Rıfkı Atay

  • Dar, uzun kıyı parçası

    Deniz şeridi. Kara şeridi.

  • Herhangi bir maddenin dar, düz, ince ve uzun parçası
  • Bir kara yolunda trafik çizgileri ile ayrılmış bölümlerden her biri

    Sol şerit geçişe ayrılmıştır.

[hayvan bilimi]

  • Şeritgillerden, vücudu yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı, tenya, sığır tenyası, sığır şeridi, abdestbozan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • şerit değiştirmek

Birleşik Kelimeler: şerit balığı, şerit ihlali, şerit makarna, şerit metre, şerit perde, manyetik şerit, sağ şerit, sol şerit, daktilo şeridi, emniyet şeridi, güvenlik şeridi, sahil şeridi, sığır şeridi, suşeridi, tırmanma şeridi, trafik şeridi

TİRŞE (Kelime Kökeni: Farsça terāşe)

[isim]

  • Yeşil ile mavi arası renk

[sıfat]

  • Bu renkte olan

    Rıhtım kenarlarında en taze yosunların tirşe çizgisi var. - Ruşen Eşref Ünaydın

  • Parşömen

Birleşik Kelimeler: tirşe gözlü

TEŞRİ (Kelime Kökeni: Arapça teşrīʿ)

[isim]

[eskimiş]

  • Yasama

Birleşik Kelimeler: teşri kuvveti

YİTME

[isim]

  • Yitmek işi

YETME

[isim]

  • Yetmek işi

Birleşik Kelimeler: yeni yetme

YETİM (Kelime Kökeni: Arapça yetīm)

[sıfat]

  • Babası ölmüş olan (çocuk), babasız

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yetimi okşamışlar, vay sırtım demiş

Birleşik Kelimeler: yetimhane

YERME

[isim]

  • Yermek işi, zem

    Bir hikâyeciyi övebilmek için ötekilerini ulu orta yermeye başladılar. - Sait Faik Abasıyanık