MEŞAKKATSİZ Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler
MEŞAKKATSİZ harflerini içeren 6 harfli 24 kelime bulunuyor. 6 harfli MEŞAKKATSİZ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
TAŞİZM13,
ASETİK (Kelime Kökeni: Fransızca acétique)
- Sirkeyle ilgili, sirkeyle aynı özellikleri taşıyan
Birleşik Kelimeler: asetik asit
AKAMET (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳāmet)
- Kısırlık, verimsizlik
-
Başarısızlık, sonuçsuzluk
Bu mücadeleden ruhumun yorgun düştüğünü, akamete mahkûm kaldığını görüyorum. - Hüseyin Cahit Yalçın
Ata Sözleri ve Deyimler
- akamete uğramak
AKSEKİ
- Antalya iline bağlı ilçelerden biri
İSTEKA (Kelime Kökeni: İtalyanca stecca)
- Bilardo oyununda toplara vurmak için kullanılan sopa
- İstika
- Basımevlerinde kitap formalarını kırmak, katlamak için kullanılan sert tahta veya kemikten yapılmış araç
İKAMET (Kelime Kökeni: Arapça iḳāmet)
- Bir yerde oturma, eğleşme
Ata Sözleri ve Deyimler
- ikamete memur edilmek
- ikamet etmek
KATMAK
-
Bir şeyin içine, üstüne veya yanına, niteliğini değiştirmek veya niceliğini artırmak için başka bir şey eklemek, karıştırmak
Sirkeye su katmak.
-
Bir araya getirmek
Fadime, bu yavru bolluğu arasında kuzuları çocuklara ve çocukları kuzulara katarak en olgun bir saadet içinde yaşamış. - Halide Edip Adıvar
-
Birlikte göndermek
Kafileye muhafız katmak.
- Döllenmeyi sağlamak için erkek hayvanı dişinin yanına salmak
KASKET (Kelime Kökeni: Fransızca casquette)
-
Genellikle erkeklerin giydiği, önü siperli başlık
Kaldırımın önünde esas vaziyete geçip kasketini çıkardı. - Orhan Kemal
TAKMAK
-
Bir şeyi başka bir yere uygun bir biçimde tutturmak, iliştirmek, geçirmek
Gözlüğünü takıp masaya eğildi. - Refik Halit Karay
-
Düğün vb. törenlerde takı armağan etmek
Geline pırlanta yüzük takmışlar.
-
Ad, lakap koymak
Ona bu adı kim takmıştır, ne zaman takmıştır, bilemiyor. - Haldun Taner
-
Kuşanmak
Kılıç takmak.
-
Kendisiyle birlikte götürmek, yanına almak veya arkasından izletmek
Arabaya hafiye kıyafetinde polis memurları da takıyorlar. - Yusuf Ziya Ortaç
-
Biriyle olumsuz olarak uğraşmak
Matematik öğretmeni ona taktığı için dersten kaldı.
-
Borç bırakmak
Bu eve asilzadelerin biri girip öteki giderdi. Giden kirayı takar, gelen ortalığı kasıp kavururdu. - Peyami Safa
-
Önemsemek, önem vermek, tınmak
Dün koskoca bir mebus kızıyken, bir zamanların Şalvarlı Nuriyesi'ni takar mıyım? - Adalet Ağaoğlu
-
Sınavını başaramamak
Bütün derslerden takarak sınıfta kaldı.
Ata Sözleri ve Deyimler
- takıp takıştırmak
Birleşik Kelimeler: asım takım, bultak
KESMİK
- Kesilmiş sütün koyu bölümü
- Başakla karışık iri saman
- Taş gibi olmuş toprak parçası
KASMAK
- Kasları gergin duruma getirmek
- Kısaltmak
- Daraltmak
- Bölmek, ayırmak
- Baskısı altında tutmak
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasıp kavurmak
Birleşik Kelimeler: kasım kasım
MİSKET (Kelime Kökeni: Fransızca muscat)
- Mis üzümünden yapılan şarap
- Misket üzümü
Birleşik Kelimeler: misket üzümü, Bornova misketi, Yalova misketi
-
Bomba ve şarapnellerin içinde bulunan kurşun veya demir tanelerin adı
Yalnız miralayın sağ bacağını bir gülle misketi fena hâlde hırpalamış. - Nazım Hikmet
-
Bilye
Çocuk muyuz da iki miskete, üç gazoz kapağına bahse girelim? - Elif Şafak
Birleşik Kelimeler: misket domates, misket oyunu
- Ankara ve çevresinde oynanan bir tür halk oyunu
- Bu oyunun müziği
MAKSAT (Kelime Kökeni: Arapça maḳṣad)
-
İstenilen şey, amaç, gaye, erek
Bugün oraya gitmeden evvel, Maarif idaresine uğradım. Maksadım evrakı geriye almaktı. - Reşat Nuri Güntekin
Ata Sözleri ve Deyimler
- maksat gütmek
- maksat hasıl olmak
- maksat muhabbet olsun
SİKMEK
- Erkek cinsel ilişkide bulunmak
SATMAK
-
Bir değer karşılığında bir malı alıcıya vermek
Geniş arazisini parselleyip sattı. - Tarık Buğra
- Kendinde olmayan bir şeyi var gibi göstermek, taslamak
- Bir kimse, kendini veya başkasını olduğundan daha önemli, yetkili ve değerli göstermek
- Bir çıkar karşılığında bir şeyi gözden çıkarmak, feda etmek
-
Bir yolunu bularak birinden ayrılmak
Yanımdakini satamazsam size gelemeyeceğim.
Ata Sözleri ve Deyimler
- satıp savmak
Birleşik Kelimeler: yapsat, çoksatar
TAKSİM (Kelime Kökeni: Arapça taḳsīm)
-
Parçalara bölme, bölüştürme
Bu antlaşmalar, Osmanlı Devleti'nin taksimini öngörüyordu. - Attila İlhan
- Bölme
-
Klasik Türk müziğinde faslın başında ve ortasında çalgıcının doğaçlama yöntemiyle yaptığı müzik
Davullar çalarken kemanlar taksim yapıyor, kanunlar derin bir ezgi ile titreşirken bando coşuyor. - Aka Gündüz
Ata Sözleri ve Deyimler
- taksim etmek
Birleşik Kelimeler: Allah taksimi, kul taksimi