MEVİZE ile Oluşan Kelimeler (MEVİZE Kelime Türetme)

MEVİZE harflerinden oluşan 15 kelime bulunuyor. MEVİZE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Mevize kelimesinin anlamı nedir?" içeriklerine bakabilirsiniz.

6 Harfli Kelimeler

MEVİZE16

5 Harfli Kelimeler

MEVZİ15

4 Harfli Kelimeler

VİZE13, İVME11, EZME8, MEZE8

3 Harfli Kelimeler

ZEM7

2 Harfli Kelimeler

EV8, VE8, İZ5, ZE5, EM3, İM3, ME3, Mİ3

EM

[isim]

[halk ağzında]

  • İlaç, merhem

Ata Sözleri ve Deyimler

  • eme seme yaramamak
  • eme yaramak

İM

[isim]

  • İşaret
  • Alamet

Birleşik Kelimeler: im bilimi, çizgi im, kesme imi

ME

  • Türk alfabesinin on altıncı harfinin adı, okunuşu

[isim]

  • Koyun, kuzu vb. hayvanların çıkardığı ses

    Kara koyun kuzular kuzulamaz / Me deme - Fazıl Hüsnü Dağlarca

Mİ (Kelime Kökeni: İtalyanca mi)

[isim]

[müzik]

  • Gam dizisinde re ile fa arasındaki ses ve bu sesi gösteren nota işareti

İZ

[isim]

  • Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare

    Nihayet bir dönemeçte izlerin sahibini gördüm. - Sait Faik Abasıyanık

  • Bir şeyin dokunmasıyla geride kalan belirti

    Yüzünde birtakım diş ve tırnak izleri vardı. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Bir olay veya bir durumdan geride kalan belirti, ipucu, emare

    Cinayet izleri.

  • Bir olay, bir durum veya yaşayıştan geride kalan belirti, eser

    O çağ uygarlığından iz kalmadı.

[matematik]

  • Bir düzlemin başka bir düzlemle veya bir doğru ile kesişmesinden doğan ara kesit

Ata Sözleri ve Deyimler

  • iz bırakmak
  • izi belirsiz olmak
  • izinden yürümek
  • izine basmak
  • izine dönmek
  • izine düşmek
  • izine uymak
  • izini düşürmek
  • izini kaybetmek
  • izi silinmek
  • iz sürmek

Birleşik Kelimeler: iz düşümü, ayak izi, parmak izi

ZE

  • Türk alfabesinin yirmi dokuzuncu harfinin adı, okunuşu

ZEM (Kelime Kökeni: Arapça ẕemm)

[isim]

[eskimiş]

  • Bir kimseyi kötüleme, yerme, yergi

Birleşik Kelimeler: zemmetmek

EZME

[isim]

  • Ezmek işi
  • Sebzelerin ezilmesiyle yapılan meze
  • Soğan ve domatesin çok küçük parçalara bölünmesiyle hazırlanan bir meze türü
  • Bitkilerin etli ve yumuşak kısımlarını macun kıvamına getirmek üzere parçalama, katı ve telsel kısımlarını süzerek ayıklama işlemi

Birleşik Kelimeler: ezme boya, badem ezmesi, fıstık ezmesi, hamsi ezmesi, meyve ezmesi, patlıcan ezmesi, zeytin ezmesi

MEZE (Kelime Kökeni: Farsça meze)

[isim]

  • İçki içilirken yenilen yiyecek

    Salatayı, peyniri yenilediler. Bu kadar mezenin yenilip bu kadar içkinin içilmesi gene de bir saat sürmedi. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Eğlence, alay

EV

[isim]

  • Yalnız bir ailenin oturabileceği biçimde yapılmış yapı
  • Bir kimsenin veya ailenin içinde yaşadığı yer, konut, hane

    Ana oğul, yeni kiraladıkları eve bir pazar günü taşındılar. - Necati Cumalı

[mecaz]

  • Aile

    Evine bağlı bir adam.

[eskimiş]

  • Soy, nesil

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ev açmak
  • ev alma, komşu al
  • ev bozmak
  • evde kalmak
  • evdeki pazar (veya hesap) çarşıya uymaz
  • eve çıkmak
  • ev ev dolaşmak (veya gezmek)
  • evi ev eden avrat
  • ev işletmek
  • evlerden ırak (veya uzak)
  • evlere şenlik
  • ev tutmak

Birleşik Kelimeler: ev adamı, ev altı, ev bark, ev ekmeği, ev ekonomisi, ev eşyası, ev gezmesi, ev halkı, ev hanımı, ev işi, ev kadını, ev sahibi, ev sineği, ev yemeği, evi sırtında, genelev, konteyner ev, taşınır ev, yüzer ev, Allah'ın evi, arıtımevi, aşevi, ayevi, babaevi, bağ evi, bakımevi, basımevi, bıçkıevi, buğuevi, camevi, canevi, cemevi, cezaevi, ciltevi, çayevi, çiçekevi, dağ evi, dağıtımevi, damıtımevi, dernekevi, dikimevi, doğumevi, doyumevi, dökümevi, düğünevi, dümenevi, dünyaevi, düşkünlerevi, erkekevi, ezimevi, giyimevi, gökevi, gözevi, gözlemevi, hâkimevi, halkevi, hekimevi, huzurevi, hücre evi, ıslahevi, imamevi, kadınevi, kahveevi, kayakevi, kesimevi, kızevi, kitabevi, konukevi, kuş evi, merdivenevi, modaevi, müzikevi, oğlanevi, orduevi, orman evi, öğretmenevi, ölüevi, polisevi, radyoevi, randevuevi, sağlıkevi, sanatevi, sayrılarevi, sazevi, sergievi, sığınmaevi, taziyeevi, tecimevi, tutukevi, üretimevi, yapımevi, yargıevi, yarı açık cezaevi, yayınevi

VE

  • Türk alfabesinin yirmi yedinci harfinin adı, okunuşu

[bağlaç]

  • İki kelime veya iki cümle arasına girerek aralarında bir bağ olduğunu anlatan söz

    Galiba bir vehme kapılıyorum ve galiba bir hastalık beynimi kemiriyor. - Aka Gündüz

Birleşik Kelimeler: ve benzeri, ve diğeri, vesair, vesaire, veya, veyahut

İVME

[isim]

  • İvmek işi

[fizik]

  • Hareket eden nesnenin kısa bir zaman içinde, hızında oluşan değişmenin bu zamana oranı

    Ankara'da yer çekimi ivmesi 980 santimetre/saniyekaredir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ivme kazanmak

Birleşik Kelimeler: açısal ivme, ivmeölçer, ivmeyazar

VİZE (Kelime Kökeni: Fransızca visa)

[isim]

  • Bazı resmî kâğıtlara `görülmüştür` anlamında konulan işaret ve bu işareti koyma işi

[eğitim bilimi]

  • Ara sınav

[hukuk]

  • Bir ülkeye girmek veya bir ülkeden çıkmak için yetkili makamlardan alınması gerekli izin

    İçeriye girmen için vize mi bekliyorsun? İngiliz validenden izin mi gelecek? - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • vize almak

Birleşik Kelimeler: vize sınavı

[isim]

  • Kırklareli iline bağlı ilçelerden biri

MEVZİ (Kelime Kökeni: Arapça mevżiʿ)

[isim]

  • Yer, mahal

[askerlik]

  • Bir askerî birliğin yeri veya bu birlik tarafından ele geçirilen bölge

    Ne olursa olsun, bizim vazifemiz cephaneyi topçu mevzilerine yetiştirmektir. - Aka Gündüz

MEVİZE (Kelime Kökeni: Arapça mevʿiẓe)

[isim]

[eskimiş]

  • Vaaz
  • Öğüt

    Bu mevizeden sonra Alpaslan, hiçbir muhayyilenin tasavvur edemediği bu mehabetli manzaraya bir güneş azameti ile baktı. - Ahmet Hikmet Müftüoğlu