Mev ile Başlayan Kelimeler
MEV ile başlayan 43 kelime bulunuyor. Başında MEV olan kelimeler ve kelime anlamları.
Ayrıca, "İçinde mev olan kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
15 Harfli Kelimeler
MEVHİBEİİLAHİYE34
11 Harfli Kelimeler
MEVLEVİHANE28, MEVZİLENMEK22
10 Harfli Kelimeler
MEVZUBAHİS28, MEVKUFİYET26, MEVCUDİYET25, MEVLEVİLİK23, MEVZİLENME21
9 Harfli Kelimeler
MEVSİMSİZ22, MEVLİTHAN20, MEVSİMSEL19, MEVSİMLİK18
8 Harfli Kelimeler
MEVZUSUZ24, MEVKUFEN22, MEVCUDAT21
7 Harfli Kelimeler
MEVLEVİ20, MEVHİBE20, MEVZULU19, MEVZUAT18, MEVDUAT17, MEVKUTE15
6 Harfli Kelimeler
MEVSUF21, MEVKUF20, MEVHUM19, MEVCUT17, MEVZUN17, MEVZİİ16, MEVİZE16, MEVSUK15, MEVSİM15, MEVRUT14, MEVLUT14, MEVKUT14, MEVLİT13,
5 Harfli Kelimeler
MEVZU16, MEVZİ15, MEVDU15, MEVUT13, MEVTA12, MEVLA12, MEVKİ12
4 Harfli Kelimeler
MEVT11
MEVT (Kelime Kökeni: Arapça mevt)
- Ölüm
Birleşik Kelimeler: basübadelmevt
MEVTA (Kelime Kökeni: Arapça mevtā)
-
Ölü, ölmüş kimse
Kimi mevtasına kefen biçmiyor / Kimi helal rızkı yiyip içmiyor. - Seyrani
MEVLA
-
Tanrı
Bakalım Mevla'm neler eyler, ne eylerse güzel eyler. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- Mevla'sına kavuşmak
- Efendi, sahip, malik
Ata Sözleri ve Deyimler
- mevlasını bulmak
MEVKİ (Kelime Kökeni: Arapça mevḳiʿ)
-
Yer, mahal
Gelibolu civarında Akbaş mevkisinde bir cephane deposu vardı. - Atatürk
-
Makam
Senelerce devletin yüksek mevkilerinde bulundu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Bazı ulaşım araçlarında yolculara veya tiyatro, sinema vb. yerlerde seyircilere sağlanan konfora ve bilet ücretlerine göre düzenlenmiş yer
İkinci mevki sıralar oldukça dolmuş, localardan ise ancak bir ikisi tutulmuş. - Memduh Şevket Esendal
-
Durum
Hey Allah'ım! Ben ne müşkülatlı bir mevkide kalmışım şimdi. - Osman Cemal Kaygılı
Ata Sözleri ve Deyimler
- mevkisi olmak
Birleşik Kelimeler: birinci mevki, kilit mevki, lüks mevki, müstahkem mevki
MEVLİT (Kelime Kökeni: Arapça mevlid)
- Hz. Muhammed'in doğumunu, hayatını anlatan mesnevi
-
Bu mesnevinin okunduğu dinî tören
Daha mevlit bitmeden dört aydır yağmayan yağmur dışarısını sel içinde bıraktı. - Ömer Seyfettin
- Doğma, doğum
- Doğum yeri, insanın doğduğu yer
Birleşik Kelimeler: mevlit alayı, Mevlit Kandili, mevlit şekeri, büyük mevlit ayı, küçük mevlit ayı
MEVALİ (Kelime Kökeni: Arapça mevālī)
- Osmanlı Devleti'nde görev yapan yüksek dereceli ilim adamları
MEVUT (Kelime Kökeni: Arapça mevʿūd)
- Vadolunmuş, söz verilmiş
MEVRUT (Kelime Kökeni: Arapça mevrūd)
-
Gelen, gelmiş
Dâhiliye Nezaretinden mevrut telgrafta dahi azimetim bildirilmekte. - Atatürk
MEVLUT (Kelime Kökeni: Arapça mevlūd)
- Yeni doğmuş çocuk
MEVKUT (Kelime Kökeni: Arapça mevḳūt)
- Süreli, periyodik
MEVKUTE (Kelime Kökeni: Arapça mevḳūte)
- Belli zaman aralıkları ile çıkan yayın, süreli yayın, periyodik
MEVSUK (Kelime Kökeni: Arapça mevs̱ūḳ)
- Belgeye dayanan, doğru, doğruluğuna güvenilen, sağlam
MEVSİM (Kelime Kökeni: Arapça mevsim)
-
Yılın, güneşten ısı, ışık alma süresi ve dolayısıyla iklim şartları bakımından farklılık gösteren dört bölümünden her biri, sezon
Bütün bir mevsim vur patlasın çal oynasın, eğlenildi. - Sait Faik Abasıyanık
-
Bazı atmosfer olaylarının en çok belirdikleri zaman
Yağmur mevsimi. Fırtına mevsimi.
-
Herhangi bir ekimin yapıldığı veya bir ürünün yetiştiği dönem
Kütahya'ya bir kiraz ve Bursa'ya bir şeftali mevsiminde gitmiştim. - Aka Gündüz
-
Herhangi bir şeyin etkinlik dönemi, sezon
Tiyatro mevsimi.
-
Zaman, dönem, çağ
Sevda mevsimi gelince kuşlar bin türlü teranelerle minimini göğüslerini yırtarlar. - Reşat Nuri Güntekin
-
Yaşamın bir bölümü
Yaşamın kış mevsimi yaşlılıktır.
Birleşik Kelimeler: ölü mevsim, av mevsimi, avlanma mevsimi, yağmur mevsimi
MEVZİ (Kelime Kökeni: Arapça mevżiʿ)
- Yer, mahal
-
Bir askerî birliğin yeri veya bu birlik tarafından ele geçirilen bölge
Ne olursa olsun, bizim vazifemiz cephaneyi topçu mevzilerine yetiştirmektir. - Aka Gündüz
MEVDU (Kelime Kökeni: Arapça mevdūʿ)
- Emanet edilmiş, verilmiş, bırakılmış