MERDİVENEVİ Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
MERDİVENEVİ harflerini içeren 5 harfli 31 kelime bulunuyor. 5 harfli MERDİVENEVİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
VEREV17,
ERMİN (Kelime Kökeni: Fransızca hermine)
- Kakım
ERİME
-
Erimek işi
Dışarıda karlar erimeye başlamış. - Ahmet Ümit
Birleşik Kelimeler: aşırı erime, kemik erimesi
ENEME
- Enemek işi
İMREN
- Görülen bir şeyi veya benzerini edinme isteği, gıpta
DİREN
- Dirgen
DERİN
-
Dibi yüzeyinden veya ağzından uzak olan
Genç kız onun kırık dişli ağzının içindeki derin karanlığa bakıyor. - Ömer Seyfettin
- Yüzeyden içeri inen
-
Kendi türünde çok gelişmiş, en ileri durumda olan
Mevlâna gibi derin ve vectli bir insanın elinde ise belki en mütekâmil şeklini almış bulunuyordu. - Asaf Halet Çelebi
-
Yoğun
Henüz kapkaranlıktı dışarısı ve derin bir sessizlik içindeydi ev. - Ayşe Kulin
-
Uzun süren
Bir iki derin nefesten sonra teneffüsünün ritmi düzeldi. - Peyami Safa
-
Ayrıntılı
Hangi limana varacağını bilmeyen gemiciye derin bir denizcilik bilgisinin faydası ne? - İsmet Özel
-
İçten gelen
Bir yandan da bundan derin bir utanç duyuyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Dip
Körfezdeki dalgın suya bir bak göreceksin / Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde - Yahya Kemal Beyatlı
Ata Sözleri ve Deyimler
- derine inmek
Birleşik Kelimeler: derin derin, derin devlet, derin dondurucu, derin soğutma, derin soğutucu, derin uyku, uykusu derin
ERDEN
- Bakire
-
Bakire olarak, bakire bir biçimde
Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir. - Selim İleri
ENDER (Kelime Kökeni: Arapça ender)
-
Çok az, çok seyrek
Ender fırsatlarla gittiğim bu salaşın içi bana pek sempatik gelirdi. - Burhan Felek
-
Çok seyrek olarak, çok seyrek bir biçimde
Gözleri, ender görülen bir acıyla gölgelendi. - Halikarnas Balıkçısı
RENDE (Kelime Kökeni: Farsça rende)
- Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç
- Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, peynir, soğan, havuç vb.ni ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aleti
-
Bu aletle ufak parçalara ayrılmış şey
Peynir rendesi. Sabun rendesi.
DEMİR
- Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C'de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe)
-
Bu elementten yapılmış
Hemşiresiyle rıhtımın kenarındaki demir kanepeye oturdular. - Peyami Safa
-
Bu elementten yapılmış parça
Ocak demiri. Kapı demiri. Pencere demiri.
- Ayakkabı topuğuna veya ayakkabı burnuna aşınmayı önlemek için çakılan, özel olarak yapılmış madenden parça
-
Güçlü, kuvvetli, sert
O kadar çabuk uyanmıştı ki kalbinin demir bir elle sıkıldığını duydu. - Sait Faik Abasıyanık
- Çıpa
Ata Sözleri ve Deyimler
- demir almak
- demir atmak
- demire vurmak
- demir gibi
- demir ıslanmaz, deli uslanmaz
- demir nemden, insan gamdan çürür
- demir taramak
- demir tavında dövülür
- demir üzerinde
Birleşik Kelimeler: demir ağacı, demirbaş, demir bilek, demir boku, demir dikeni, demir hat, demirhindi, demirkapan, demir kapı, Demirkazık, demir kırı, demir leblebi, demir oksit, demir para, demir pası, Demirperde, demir perde, demir rengi, demir resmi, demir sülfat, demir yeri, demir yolcu, demir yolu, demir yumruk, ak demir, aydemir, çekme demir, çifte demir, çubuk demir, delikli demir, dişi demir, dökme demir, erkek demir, hasır demir, iğdemir, kütük demir, nervürlü demir, buz demiri, gözdemiri, ızgara demiri, kol demiri, köşe demiri, kulak demiri, L demiri, özek demiri, saban demiri, topuk demiri
DEMİN
-
Az önce, demincek, deminden
Demin aynanın arkasına baktım, bulamadım. - Mahmut Yesari
Birleşik Kelimeler: deminden beri
DENİM (Kelime Kökeni: İngilizce denim)
- Kot vb. yapımında kullanılan bir tür pamuklu kumaş
DİRİM
-
Hayat, yaşam
Ölüm burada bir sanatçının büyüsüyle yeniden dirime dönüşüyor. - Selim İleri
- Yaşama gücü
Birleşik Kelimeler: dirim bilimi, dirim konisi, dirim kurgu, dirim suyu, ölüm dirim
DİNME
-
Dinmek işi
Güneşin açması, yağmurun dinmesi, fırtınanın durulması beklenebilir. - Nazım Hikmet
DERME
- Dermek işi
- Aynı türden bir araya getirilmiş şeylerin hepsi, koleksiyon
Birleşik Kelimeler: derme çatma