MENZİLCİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler
MENZİLCİ harflerini içeren 4 harfli 22 kelime bulunuyor. 4 harfli MENZİLCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
İZCİ10,
ENLİ
-
Eni büyük olan, geniş
Kenarları gençliğinde işlediği enli dantellerle çevrili patiska örtülü minderlerde oturuyordu. - Cahit Uçuk
EMİN (Kelime Kökeni: Arapça emīn)
-
Güvenli
Bebesini emin ellere mi bırakmıştı acaba? - Ayşe Kulin
-
Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz
Dağlar hiçbir zaman emin değildir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
-
Şüphesi olmayan
Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Osmanlı Devleti'nde bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi
Şehremini.
Ata Sözleri ve Deyimler
- emin olmak
Birleşik Kelimeler: yediemin, defter emini, sandık emini, sürre emini, şehremini
ELİM (Kelime Kökeni: Arapça elīm)
-
Acıklı
Geçirmiş olduğum elim sergüzeştin ve sefaletin nihayete ermiş olduğu bir gündü. - Yahya Kemal Beyatlı
İNME
-
İnmek işi
Büzülüp kaldığım köşede sabahın bir an evvel olmasını, güneşin bir saat evvel arza inmesini bekliyorum. - Etem İzzet Benice
- Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, nüzul, paralizi
Ata Sözleri ve Deyimler
- inme inmek
Birleşik Kelimeler: dağdan inme, tepeden inme
İLMÎ (Kelime Kökeni: Arapça ʿilmī)
-
Bilimsel
Tarihin karmakarışık olayları ilmî metotlarla incelenebilir mi? - Cemil Meriç
İLME
- İlmek işi
İLİM (Kelime Kökeni: Arapça ʿilm)
-
Bilim
İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir - Yunus Emre
- Ayrıntı, özellik, nitelik
Ata Sözleri ve Deyimler
- ilminden anlamak
- ilmini almak
Birleşik Kelimeler: ilim adamı, ilmiahlak, ilmihâl, manevi ilim, ledün ilmi, müspet ilimler
LİME (Kelime Kökeni: Farsça līme)
- Parça
Birleşik Kelimeler: lime lime
MİNİ (Kelime Kökeni: Fransızca mini)
- Çok küçük veya kısa
Birleşik Kelimeler: mini etek
MİNE (Kelime Kökeni: Farsça mīnā)
- Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
- Saat kadranı
- Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku
- İnce ve parlak nakış
Birleşik Kelimeler: mine çiçeği, ağaç minesi
MENİ (Kelime Kökeni: Arapça menī)
- Erkeklerin cinsel organından salgılanan madde, er suyu, bel (III), atmık, dikel, sperm, sperma
ELCİ
-
Bazı yörelerde mevsimlik tarım işçisi toplayıp işçi ile işveren arasında aracılık yapan kimse
Elci, sen akran, iyi bir oğlan bize avans verecek. - Orhan Kemal
İNCİ
- İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi
- Bu tanelerden yapılmış
-
Bu tanelerden oluşan takı
Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu. - Necati Cumalı
- Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle
Ata Sözleri ve Deyimler
- inci (veya inciler) döktürmek
- inci gibi
Birleşik Kelimeler: inci balığı, inci çiçeği, inci taşı
İNCE
-
Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı
İnce minare. İnce değnek. İnce kitap.
-
Zayıf
Sarışın, kuru, ince bir kadındı. - Yahya Kemal Beyatlı
-
Taneleri ufak, iri karşıtı
İnce un. İnce kum.
-
Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı
İnce nakış.
-
Ayrıntılı
Bugün temizlikçi geliyor. Şöyle ince bir temizliğe... - Tomris Uyar
- Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar)
-
Tiz (ses), pes karşıtı
İnce bir çocuk sesinin hırçınlaştığı, ağladığı işitildi. - Reşat Nuri Güntekin
-
Hafif, gücü az
Hiçbir hareket bu gülüş kadar belirsiz ve ince değildir. - Sait Faik Abasıyanık
-
İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı
Aletler, uzun denemelerin, ince hesapların, birbirini tamamlayan bilgi ve diğer aletlerin mahsulüdür. - Mehmet Kaplan
-
Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı
Bu gülümseyişte, herkesin hemen seçemeyeceği bir ince alay gizli. - Adalet Ağaoğlu
Ata Sözleri ve Deyimler
- ince düşünmek
- ince eleyip (veya eğirip) sık dokumak
Birleşik Kelimeler: ince ağrı, ince ayrım, ince bağırsak, ince donanma, ince düşünceli, ince gül yağı, ince hastalık, ince iş, ince karın ağrısı, ince kesim, ince saz, ince ses, ince sıva, ince tutkal, ince ünlü, ince yağ, ince yapılı, ince zar, inceden inceye
İZİN (Kelime Kökeni: Arapça iẕn)
-
Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, ruhsat, icazet, mezuniyet
Ben dahi başka bir diyara gitmek için izin talep ederim. - Ahmet Kabaklı
-
Bir kimseye çalıştığı yerce verilen tatil
Yıllık iznini kullanıyor.
Ata Sözleri ve Deyimler
- izin almak
- izin çıkmak
- izin istemek
- izin koparmak
- izin vermek
- izne çıkmak (veya ayrılmak)
- izninizle
Birleşik Kelimeler: izinname, arama izni, çalışma izni, doğum izni, oturma izni, süt izni