MENOLUNMAK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MENOLUNMAK harflerini içeren 5 harfli 35 kelime bulunuyor. 5 harfli MENOLUNMAK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

KONUM8, LOKUM8, MAMUL8, MALUM8, MEMUL8, MEMNU8, OKUMA8, OKUME8, UMMAK8, UMMAN8, KONMA7, KUMAN7, KUMLA7, LOKMA7, MAKUL7, MELON7, MELUN7, NUMEN7, NAMLU7, ONMAK7, ONLUK7, OLMAK7, ULEMA7, EMLAK6, KOLAN6, KANUN6, KANON6, KALEM6, KEMAL6, KEMAN6, KELAM6, MALEN6, MANEN6, MEKAN6, AKLEN5

AKLEN (Kelime Kökeni: Arapça ʿaḳlen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Akıl gereğince, akıl yönünden

EMLAK (Kelime Kökeni: Arapça emlāk)

[isim]

  • Ev, arsa, bahçe vb. taşınamayan mal ve mülklerin ortak adı, taşınmazlar, gayrimenkul

    Eline geçen serveti emlake yatırıyordu. - Ercüment Ekrem Talu

Birleşik Kelimeler: emlak bürosu, emlak kredisi, emlak vergisi

KOLAN

[isim]

  • At, eşek vb. hayvanların semerini veya eyerini bağlamak için göğsünden aşırılarak sıkılan yassı kemer

    Adam döndü, beygirinin semerini almak için kolanını çözmeye başladı. - Necati Cumalı

  • Dokuma, deri, kenevir vb. maddelerden yapılan yassı ve enlice bağ

[halk ağzında]

  • Yünden veya iplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kolan çekmek
  • kolan vurmak

Birleşik Kelimeler: kolan balığı

KÂNUN (Kelime Kökeni: Arapça kānūn)

[isim]

[eskimiş]

  • Eski takvimde yer alan kânunusani, kânunuevvel ay adlarında geçen `ateş ocağı` anlamındaki söz

    Eski tabirle kânunları yani aralık ve ocak aylarını sevmem. - Burhan Felek

Birleşik Kelimeler: ilk kânun, son kânun

[isim]

[hukuk]

  • Yasa
  • Geçerli olan kural

    Dünyanın en büyük kanunu, nefsini müdafaa ve muhafaza etmek için karnını doyurmaktır. - Abdülhak Şinasi Hisar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanun çıkarmak
  • kanunu çiğnemek

Birleşik Kelimeler: kanun adamı, kanun dışı, kanun hükmünde kararname, kanun koyucu, kanun layihası, kanun maddesi, kanunname, kanun sözcüsü, kanun tasarısı, kanun teklifi, kanunuesasi, vazııkanun, arz talep kanunu, orman kanunu, üç hâl kanunu

[isim]

[müzik]

  • Dikdörtgen biçiminde, bir köşesi kesik, yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan, tırnak adı verilen çalgıçlarla çalınan ince saz çalgısı

    Kanunun ilk kez Farabi tarafından yapıldığı söylenir.

KANON (Kelime Kökeni: Fransızca canon)

[isim]

[müzik]

  • Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki veya daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün

KALEM (Kelime Kökeni: Arapça ḳalem)

[isim]

  • Yazma, çizme vb. işlerde kullanılan çeşitli biçimlerde araç

    Kâğıt, kalem, mürekkep, hepsi masanın üstündedir. - Falih Rıfkı Atay

  • Resmî kuruluşlarda yazı işlerinin görüldüğü yer

    Kalemindeki odacıya aylığını kırdırırmış. - Sermet Muhtar Alus

  • Yontma işlerinde kullanılan ucu sivri veya keskin araç

    Taşçı kalemi.

    Oymacı kalemi.

  • Çeşit, tür

    Üç kalem erzak.

    Beş kalem ilaç.

[mecaz]

  • Bazı deyimlerde yazı

    Kaleme almak.

[mecaz]

  • Yazar

    Peyami Safa, edebiyatımızın usta kalemlerindendir.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalem açmak
  • kalem çekmek
  • kaleme (veya kaleme kâğıda) sarılmak
  • kaleme almak
  • kaleme gelmek
  • kaleminden çıkmak
  • kaleminden kan damlamak
  • kalemine dolamak
  • kalemi olmak
  • kalemiyle yaşamak (veya geçinmek)
  • kalem kırmak
  • kalem oynatmak

Birleşik Kelimeler: kalem açacağı, kalem aşısı, kalem beyi, kalem efendisi, kalem erbabı, kalem işi, kalem kalem, kalem kaşlı, kalem kavgası, kalem kömürü, kalem kulaklı, kalem kutusu, kalem parmaklı, kalem pil, kalem sahibi, kalem savaşçısı, kalem şuarası, kalemtıraş, bir kalem, ceffelkalem, çalakalem, dolma kalem, kamış kalem, kara kalem, kömür kalem, kurşun kalem, pastel kalem, özel kalem, sabit kalem, tükenmez kalem, bacakkalemi, boya kalemi, çamur kalemi, çelik kalemi, divan kalemi, dudak kalemi, faz kalemi, harcama kalemi, heykelci kalemi, kalafat kalemi, kontrol kalemi, kopya kalemi

KEMAL (Kelime Kökeni: Arapça kemāl)

[isim]

  • Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
  • Eder, tutar

    Tozu kaldı ise bir paket al, saçak tütün iç. Bunun kemali altmış para! - Memduh Şevket Esendal

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kemal bulmak
  • kemale ermek (veya gelmek)

Birleşik Kelimeler: kemaliafiyet

KEMAN (Kelime Kökeni: Farsça kemān)

[isim]

[müzik]

  • Dört teli olan, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz

    Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu. - Ömer Seyfettin

[eskimiş]

  • Yay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • keman gibi

Birleşik Kelimeler: keman yayı

KELAM (Kelime Kökeni: Arapça kelām)

[isim]

[eskimiş]

  • Söz

    Mecliste arif ol kelamı dinle / El iki söylerse sen birin söyle - Karacaoğlan

  • Söyleyiş biçimi, söyleme

[din bilgisi]

  • Başta Tanrı'nın varlığı, birliği, peygamberlik ve ahiret olmak üzere İslamiyetin ana ilkelerini konu edinen bilim

Birleşik Kelimeler: Kelam-ı Kadim, kelamıkibar, edebikelam, hasılıkelam, velhasılıkelam, dünya kelamı

MALEN (Kelime Kökeni: Arapça mālen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Malca

MANEN (Kelime Kökeni: Arapça maʿnen)

[zarf]

[eskimiş]

  • Kişinin iç dünyası yönünden, manevi bakımdan, maddeten karşıtı

    Milletini maddeten ve manen yükseltmek istemeyen adam nasıl samimi Türkçü olabilir. - Orhan Seyfi Orhon

MEKÂN (Kelime Kökeni: Arapça mekān)

[isim]

  • Yer, bulunulan yer
  • Ev, yurt

[eskimiş]

[gök bilimi]

  • Uzay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • mekân tutmak

Birleşik Kelimeler: mekân akustiği, mekân grupları, mekân zarfı, başmekân, cennetmekân, tebdilimekân

KONMA

[isim]

  • Konmak işi

    Şiirde biçim, gerekli parçaların yerli yerine konmasıdır. - Behçet Necatigil

KUMAN

[isim]

[tarih]

  • Kıpçak

KUMLA

[isim]

  • Kumluk yer, geniş kumsal