MEDYUNUŞÜKRAN Harflerini İçeren 6 Harfli Kelimeler

MEDYUNUŞÜKRAN harflerini içeren 6 harfli 36 kelime bulunuyor. 6 harfli MEDYUNUŞÜKRAN kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DÜŞMEK14, DÜŞMAN14, RÜŞEYM14, UYUŞMA14, KÜŞADE13, DUYMAK12, MEDYUN12, RADYUM12, ŞUNDAN12, DÜRMEK11, DUAYEN11, KUŞMAR11, KURŞUN11, KARDEŞ11, MEŞKUR11, MEYDAN11, MENŞUR11, ŞÜKRAN11, ŞÜREKA11, UYUNMA11, UYUMAK11, YUMRUK11, DURMAK10, KUŞANE10, KURMAY10, KÜRDAN10, KUDEMA10, KAŞMER10, MUNDAR10, RENYUM10, YUNMAK10, DERMAN9, KURUMA9, NUMUNE9, NAKDEN8, MANKEN7

MANKEN (Kelime Kökeni: Fransızca mannequin)

[isim]

  • Genellikle modaevlerinde giysileri alıcılara gösterme işiyle görevli kimse, model
  • Ressam ve heykeltıraşların gerektikçe model olarak kullandıkları, türlü biçimleri alabilen eklemli, çoğunlukla tahtadan yapılmış insan veya hayvan örneği
  • Terzilerin, giysi denemek, sergilemek için kullandıkları insan vücudu biçimindeki tahta, mukavva vb. kalıp

Ata Sözleri ve Deyimler

  • manken gibi

Birleşik Kelimeler: konu mankeni

NAKDEN (Kelime Kökeni: Arapça naḳden)

[zarf]

  • Para olarak

    Karı koca üç senede bir apartman, bir konak ve nakden altmış beş bin lira yediler. - Nazım Hikmet

  • Peşin olarak

DERMAN (Kelime Kökeni: Farsça dermān)

[isim]

  • Güç, takat, mecal

    Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var? - Karacaoğlan

  • İlaç

[mecaz]

  • Çıkar yol, çare

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dermanı kesilmek

KURUMA

[isim]

  • Kurumak işi

    O zaman güneşe bakan bu güzelim çayırlara oturup kurumayı bekliyorduk. - Ayla Kutlu

[kimya]

  • Boyanın çözücüsünün buharlaşması veya bağlayıcısının kimyasal tepkime gibi çeşitli yollarla sert bir film oluşması

NUMUNE (Kelime Kökeni: Farsça numūne)

[isim]

  • Örnek

    Ahlak bozukluğu adına ne kadar rezillik varsa her biri için orada numuneler bulunabilir. - Ahmet Rasim

  • sıfat Göstermelik

DURMAK

[nesnesiz]

  • Hareketsiz durumda olmak

    Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • İşlemez olmak, çalışmamak

    Bileğimdeki saat durmuş. - Aka Gündüz

  • Bir yerde bir süre oyalanmak, eğlenmek, eğleşmek, tevakkuf etmek

    Yolda nerede çeşme gördümse durdum, elimi yüzümü yıkadım, su içtim. - Necati Cumalı

  • Dinmek, kesilmek

    Yağmur durdu.

  • Varlığını sürdürmek

    Türklerin yüzlerce yıl önceki kitabeleri hâlâ duruyor.

  • Var olmak

    Bu kadar dersim dururken sinemaya nasıl gideyim?

  • Beklemek, dikilmek

    Oturacak değil, ayakta duracak yer yok. - Reşat Nuri Güntekin

  • Yaşamak

    Anneannen duruyor mu?

  • Birisinin malı olarak bulunmak veya o malla ilişkisi olmak

    Yazlık eviniz hâlâ duruyor mu?

  • Kalmak

    Artık çok durmamış, yanındaki hanımla birlikte balodan çıkmış. - Mahmut Yesari

  • Bir yerde olmak veya bulunmak

    Aspirin getirmeyeceğini adı gibi biliyordu çünkü çekmecesinde dokunulmamış bir kutu duruyordu. - Tarık Buğra

  • Belli bir durumda, bir görevde bulunmak

    Her gelişimde ben de maçları seyreder, kaleci dururdum. - Haldun Taner

  • Ara vermek

    Sabahtan beri hiç durmadım.

  • Bir konuyla çok ilgilenmek, üstüne düşmek

[yardımcı fiil]

  • Kök veya gövdeleri sonuna -a (-e) zarf-fiil eki almış fiillere gelerek süreklilik bildiren birleşik fiiller oluşturur: Çalışadurmak, bakadurmak, getiredurmak, yiyedurmak gibi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • dur! (veya durun!)
  • durdu durdu, turnayı gözünden vurdu
  • durduğu yerde (veya durduk yerde)
  • dur durak (veya dur dinlen veya dur otur) yok

Birleşik Kelimeler: duran top, durmuş oturmuş, dursuz duraksız, durup dinlenmeden, durup durup, durup dururken, süreduran

KUŞANE (Kelime Kökeni: Türkçe kuş + Farsça ḫāne)

[isim]

[halk ağzında]

  • Özellikle kuş etlerini pişirmekte kullanılan, yayvan, küçük tencere

KURMAY

[isim]

[askerlik]

  • Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla bitirmiş subay, erkânıharp

[sıfat]

  • Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan (subay)

    Bir de erkek kardeşleri varmış, bir kurmay binbaşı. - Memduh Şevket Esendal

Birleşik Kelimeler: kurmay başkanı, genelkurmay

KÜRDAN (Kelime Kökeni: Fransızca cure-dent)

[isim]

  • Dişleri temizlemek için kullanılan küçük, ince çöp

    Babam paranın üstünü kürdanlarla birlikte olduğu gibi aldı, cebine koydu; garsona hiç bahşiş bırakmadı. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kürdan gibi

KUDEMA (Kelime Kökeni: Arapça ḳudemā)

[isim]

[eskimiş]

  • Eskiler, eski insanlar
  • Eskiliği bakımından ileri gelenler, öne çıkanlar

    Kudemanın şiirde iddiaları ancak kendi şiirlerinin bambaşka bir cevher olduğu sadedine kadar giderdi. - Yahya Kemal Beyatlı

KAŞMER

[isim]

  • Soytarı

MUNDAR

[sıfat]

[halk ağzında]

  • 343 murdar

RENYUM (Kelime Kökeni: Fransızca rhénium)

[isim]

[kimya]

  • Atom numarası 75, atom ağırlığı 186,2, yoğunluğu 21 olan ve 3150 °C'de eriyen, parlak beyaz renkte bir element (simgesi Re)

YUNMAK

[nesnesiz]

[halk ağzında]

  • Yıkanmak

    Kuyunun başında mevtam yunuyor / Düşmanlarım kıs kıs olmuş gülüyor - Halk türküsü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • yunmuş arınmış (veya yıkanmış)

DÜRMEK

[-i]

  • Bir şeyi kıvırıp silindir biçiminde kendi üzerine sarmak

    Kâğıdı dürmek. Halıyı dürmek.

  • Bir şeyi üst üste katlamak