MEDENİYETÇİLİK Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MEDENİYETÇİLİK harflerini içeren 5 harfli 159 kelime bulunuyor. 5 harfli MEDENİYETÇİLİK kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

DEMEÇ11, ÇEDİK10, DİKEÇ10, DİKÇE10, DEYİM10, EDİNÇ10, MİDYE10, NEYÇE10, YELEÇ10, YEDME10, ÇİMEK9, ÇİMEN9, ÇİTME9, ÇELME9, ÇEMEN9, ÇELİM9, ÇEKEM9, ÇEKİM9, ÇEKME9, DİYET9, DENEY9, DİKEY9, ELÇİM9, İMLEÇ9, İÇLEM9, İÇMEK9, MİÇEL9, NEMÇE9, YEDEK9, ÇİLEK8, ÇİNLİ8, ÇİTEN8, ÇENEK8, ÇENET8, ÇETİN8, ÇELİK8, ÇEKEL8, ÇELEK8, ÇELEN8, DİTME8, DEMLİ8, DEMİN8, DEMET8, DEMEK8, DELME8, DENİM8, DİLME8, DİLİM8, DİKME8, DİKİM8, DİNME8, DENME8, EYLEM8, ETÇİK8, ETÇİL8, ELÇEK8, İÇKİN8, İÇLİK8, İÇTEN8, İLENÇ8, LETÇE8, LEÇEK8, MEYİL8, MEDET8, NEDİM8, TEKÇİ8, YİTİM8, YİTME8, YETME8, YETİM8, YELME8, YEMEK8, YEMİN8, YENME8, DENET7, DENEK7, DELİK7, DİLEK7, DİKTE7, DİKİT7, DİKEN7, DİNLİ7, DİNEK7, DİKEL7, DENLİ7, ELDEN7, KENDİ7, NİYET7, TEYEL7, YİTİK7, YETKİ7, YELEK7, YELİN7, YENİK7, YENLİ7, YETİK7, YETKE7, ETMEK6, ETMEN6, EKLEM6, ELEME6, ENLEM6, ENEME6, ELMEK6, EMLİK6, İNMEK6, İTMEK6, İMLİK6, İLMİK6, İLMEK6, İMLEK6, İKLİM6, KİLİM6, KELEM6, LİMİT6, MİNİK6, MİTİL6, METİN6, METİL6, MELEK6, MELİK6, NEMLİ6, NİMET6, TEMİN6, TEMEL6, TEMEK6, TELEM6, TEKME6, ETENE5, ETKEN5, ETKİN5, ETLİK5, ETNİK5, EKİLİ5, ENTEL5, İTLİK5, İLETİ5, İLKİN5, İKİLİ5, KİTİN5, KİTLE5, KİLİT5, KİNLİ5, KETEN5, KENET5, LİNET5, LİKEN5, LİKİT5, NİKEL5, NİTEL5, TİLKİ5, TİKEL5, TELİN5, TELEK5, TEKNE5, TEKLİ5, TEKİN5, TEKİL5, TEKEL5

ETENE

[isim]

[anatomi]

  • Döl eşi

[bitki bilimi]

  • Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm

ETKEN

[isim]

  • Etki eden şey, faktör

    Bu sanatçıların çoğunun başarısında dış ülkelerde edindikleri sahne görgü ve kültürü etken olmuştur. - Metin And

[kimya]

  • Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan şey, müessir

[dil bilgisi]

  • Doğrudan doğruya öznenin yaptığı işi anlatan, öznesi belli olan fiil, etken fiil, aktif, aktif fiil, malum, edilgen karşıtı

    Kırmak, bilmek etken fiillerdir.

Birleşik Kelimeler: etken fiil, etken madde

ETKİN

[sıfat]

  • Hareketli, işleyen, çalışan, faal, aktif, dinamik

[felsefe]

  • Fiilde bulunan, etkinlik gösteren, edilgin karşıtı

[kimya]

  • Kimyasal tepkimelere katılma yatkınlığı gösteren (molekül, atom)

Birleşik Kelimeler: etkin okul, etkin öğretim, aşırı etkin, ışın etkin

ETLİK

[isim]

[halk ağzında]

  • Kış için etinden kıyma, kavurma, pastırma ve sucuk yapılan semiz hayvan
  • Buzdolabında et koymak için ayrılmış yer

ETNİK (Kelime Kökeni: Fransızca ethnique)

[sıfat]

[toplum bilimi]

  • Kavimle ilgili, budunsal, kavmî

EKİLİ

[sıfat]

  • Ekilmiş olan, mezru

    Ekili tarla.

ENTEL (Kelime Kökeni: Fransızca intellectuelle'den)

[sıfat]

  • Entelektüel olmaya özenen ancak bunun için gerekli olan niteliği kazanmamış (kimse)

[isim]

[mecaz]

  • Sahte aydın

    Gençlerin bazıları entellerle birlikte olmaktan gurur duyduklarını söylüyorlar. - Tomris Uyar

Ata Sözleri ve Deyimler

  • entel takılmak

İTLİK

[isim]

  • İtçe davranış

    Hatıralarda ırza ve namusa taarruzu, itliği kalmıştı. - Yahya Kemal Beyatlı

İLETİ

[isim]

  • Yazı veya sözle verilen, gönderilen bilgi, mesaj

İLKİN

[zarf]

  • Başta, başlangıçta, önce, iptida

    Ortalıkta gergin bir hava esiyordu, ilkin yadırgamadım. - Adalet Ağaoğlu

İKİLİ

[sıfat]

  • İki parçadan oluşan, kendinde herhangi bir şeyden iki tane bulunan

    İkili koltuğun kenarındaki ufacık, simsiyah delik, bebeği görmeye gelen bir akrabanın sigarasının külünden hatıraydı. - Elif Şafak

  • İskambil, domino vb. oyunlarda iki işareti bulunan (kâğıt veya pul)
  • İki taraf arasında yapılmış

    İkili anlaşma.

[isim]

[müzik]

  • İki çalgı veya iki ses için düzenlenmiş müzik parçası, düet

[isim]

  • İki kişiden oluşmuş topluluk

[isim]

  • İkili bahis

    İkili, bir liraya iki yüz yirmi lira verdi. - Necati Cumalı

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ikili oynamak

Birleşik Kelimeler: ikili averaj, ikili bahis, ikili çatı, ikili kök, ikili sigorta, ikili ünlü, ikili yatak, sıralı ikili

KİTİN (Kelime Kökeni: Fransızca chitine)

[isim]

[biyoloji]

  • Eklem bacaklıların ve kabukluların dış dokusunu oluşturan, bazı mantar ve likenlerde de rastlanan, dayanıklı ve esnek organik madde

KİTLE (Kelime Kökeni: Arapça kutle)

[isim]

  • Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kütle

    Kendimi bu acı ve acıklı kitlenin bir parçası gibi hissediyordum. - Halide Edip Adıvar

  • Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı, kütle

[tıp]

  • Kist

Birleşik Kelimeler: kitle haberleşmesi, kitle iletişimi, kitle turizmi, hedef kitle

KİLİT (Kelime Kökeni: Farsça kelīd, kilīd)

[isim]

  • Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti

    Sonunda kapının kilidi gözyaşlarıma dayanamadı. - Yusuf Ziya Ortaç

[denizcilik]

  • Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka

[halk ağzında]

  • Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kilidi küreği olmamak
  • kilit altına almak
  • kilit gibi olmak
  • kilit kürek altına almak
  • kilit kürek olmak
  • kilit vurmak

Birleşik Kelimeler: kilit dili, kilit mevki, kilit nokta, kilit sarma, kilit taşı, kilit yeri, asma kilit, bindirme kilit, gömme kilit, ispanyolet kilit, komple kilit, şifreli kilit, topuzlu kilit, bagaj kilidi, baston kilidi, donanım kilidi, emniyet kilidi

KİNLİ

[sıfat]

  • Kindar