[isim]

• Belli belirsiz hissedilen hafif yel, nefha

  Güneş gene alevlendi, kavak yapraklarına türkü söyleten serin esinti dindi. - Tarık Buğra

[isim]

• Esnemek işi

  Mahmur, esnemelerle dolu bir sesle tanıdık adları sıraladı. - Attila İlhan

[isim]

• Edinilen, kazanılan şey

[isim]

• İstemek işi

  Birinden bir şey istemenin işkence çekmekle eş değer olduğunu anlayacaktık. - Ayla Kutlu

[isim]

• Dayanak

[eskimiş]

• Mevki, makam

  Annem ata, arabaya, kendi tabirince mansıba, mesnede, hanımefendiliğe can atan bir kadındı. - Halide Edip Adıvar

[isim]

[bitki bilimi]

• Erken olgunlaşan ince kabuklu bir tür siyah üzüm

[isim]

• Denemek işi, sınama

  Bu denemeleri yaptığıma hiç pişman değilim. Bugüne kadar yararlıklarını görüyorum. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Son biçimini bulmamış, taslak durumunda olan

  İlk deneme dalış günü gelince, denizcilerde büyük bir coşkunluk, bir tören havası vardı. - Halikarnas Balıkçısı

[edebiyat]

• Herhangi bir konuda yeni ve kişisel görüşlerle bezenmiş bir anlatım içinde sunulan düzyazı türü

  Öykülerimde, denemelerimde beni yazmaya iten yüreğimin taşmasıdır. - Necati Cumalı

[isim]

• Eyitmek işi

[isim]

• Açlık etkisiyle midede duyulan tedirginlik

• Korku veya heyecan sebebiyle duyulan eziklik, sıkıntı

[isim]

• Kazanma, iktisap

[isim]

• Edinmek işi, kazanma, iktisap

  Nasıl bir iş edinmeyi tasarladığını anlıyorum şimdi. - Nazım Hikmet

[sıfat]

• Kentlileşmiş, kırsallıktan kurtulmuş, uygar

  Orada medeni bir insan gibi yaşamak, hasılı oraya yerleşmek istiyordu. - Yahya Kemal Beyatlı

[zarf]

• Uygar biçimde

  Çok ayıp oldu; sözlerini, istediğini daha medeni anlatabilirdi. - Kerim Korcan

[isim]

[eskimiş]

• Hanım arkadaş

• Hanım sultanın, yüksek makamda bulunan kadınların yardımcısı olan hanım

[zarf]

• Gelecek sene

[isim]

[müzik]

• Mızrap