MEDENİCİ Harflerini İçeren 4 Harfli Kelimeler

MEDENİCİ harflerini içeren 4 harfli 24 kelime bulunuyor. 4 harfli MEDENİCİ kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

CİDE9, CEDİ9, CEMİ8, DİMİ7, DEME7, EDİM7, İNCİ7, İNCE7, İMDİ7, MİDİ7, MİDE7, NİCE7, NECE7, NECİ7, DİNİ6, DİNE6, DENİ6, İNDİ6, EMİN5, EMEN5, İNME5, MİNİ5, MİNE5, MENİ5

EMİN (Kelime Kökeni: Arapça emīn)

[sıfat]

  • Güvenli

    Bebesini emin ellere mi bırakmıştı acaba? - Ayşe Kulin

  • Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz

    Dağlar hiçbir zaman emin değildir. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu

  • Şüphesi olmayan

    Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler. - Halit Ziya Uşaklıgil

[isim]

[tarih]

  • Osmanlı Devleti'nde bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi

    Şehremini.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • emin olmak

Birleşik Kelimeler: yediemin, defter emini, sandık emini, sürre emini, şehremini

EMEN

[isim]

[halk ağzında]

  • Bağ çubuğu, ağaç veya sebze dikmek için açılan çukur

İNME

[isim]

  • İnmek işi

    Büzülüp kaldığım köşede sabahın bir an evvel olmasını, güneşin bir saat evvel arza inmesini bekliyorum. - Etem İzzet Benice

[tıp]

  • Vücudun bir bölümünde hareket ve hissetmenin kalkması, felç, nüzul, paralizi

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inme inmek

Birleşik Kelimeler: dağdan inme, tepeden inme

MİNİ (Kelime Kökeni: Fransızca mini)

[sıfat]

  • Çok küçük veya kısa

Birleşik Kelimeler: mini etek

MİNE (Kelime Kökeni: Farsça mīnā)

[isim]

  • Metal eşya üzerine vurulan renkli cam katmanı
  • Saat kadranı
  • Dişlerin taç kısmını kaplayan beyaz ve sert doku

[mecaz]

  • İnce ve parlak nakış

Birleşik Kelimeler: mine çiçeği, ağaç minesi

MENİ (Kelime Kökeni: Arapça menī)

[isim]

[fizyoloji]

  • Erkeklerin cinsel organından salgılanan madde, er suyu, bel (III), atmık, dikel, sperm, sperma

DİNÎ (Kelime Kökeni: Arapça dīnī)

[sıfat]

  • Dinle ilgili, din üzerine, dinsel

    Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. - Anayasa

Birleşik Kelimeler: dinî bayram

DİNE

[isim]

[halk ağzında]

  • Konaklama yeri

    İsmini duyduklarımızın, bildiklerimizin kimi çayımdan, kimi dinemden geçti. - Falih Rıfkı Atay

DENİ (Kelime Kökeni: Arapça denī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Alçak, kötü, kişiliksiz (kimse)

İNDİ (Kelime Kökeni: Arapça ʿindī)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Herkesçe kabul edilebilecek bir temele bağlanamayıp yalnız bir kişinin kendi kanısına dayanan

    Bizden evvelki zamanların tarihleri hep değilse de ekseriyetle indi vesikalara istinat etmiştir. - Aka Gündüz

DİMİ (Kelime Kökeni: Rumca)

[isim]

  • Sıkı dokunmuş bir tür pamuklu kumaş

DEME

[isim]

  • Demek işi

    Çoğumuz hâlâ yazarım demeye çekiniriz. - Adalet Ağaoğlu

  • Anlam

    Bu söz ne demeye gelir?

[edebiyat]

  • Halk edebiyatında şiir

[edebiyat]

  • Genellikle Alevi şairlerin tarikatlarıyla ilgili konuları işleyen şiirlerine, kendilerince verilen ad

[edebiyat]

  • Ağıt

[halk ağzında]

  • Atasözü

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ... demeye getirmek
  • ... demeye kalmamak
  • demem o (ki)

EDİM

[isim]

  • Yapılmış, gerçekleşmiş iş, amel, fiil

    Günlük yaşamımıza şöyle bir baksak her edimimizin altında umutluluk bulunmadığını görürüz. - Melih Cevdet Anday

[felsefe]

  • İnsan davranışı

[hukuk]

  • Alacaklının isteyebileceği ve borçlunun yapmak zorunda olduğu davranış, ivaz

[ruh bilimi]

  • Belirli bir durumla karşılaştığı zaman kişinin yapabildiği davranış

Birleşik Kelimeler: edim bilimi

İNCİ

[isim]

  • İstiridye gibi bazı kavkılı deniz hayvanlarının içerisinde oluşan, değerli, küçük, sert, sedef renginde süs tanesi

[sıfat]

  • Bu tanelerden yapılmış
  • Bu tanelerden oluşan takı

    Yalıdaki ev, Dürnev Hanım'ın halılarını, incilerini gözden çıkarmasıyla kurtuldu. - Necati Cumalı

[teklifsiz konuşmada]

  • Yanlışlığı sebebiyle gülünç olan söz veya cümle

Ata Sözleri ve Deyimler

  • inci (veya inciler) döktürmek
  • inci gibi

Birleşik Kelimeler: inci balığı, inci çiçeği, inci taşı

İNCE

[sıfat]

  • Kendi cinsinden olanlara göre dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı

    İnce minare. İnce değnek. İnce kitap.

  • Zayıf

    Sarışın, kuru, ince bir kadındı. - Yahya Kemal Beyatlı

  • Taneleri ufak, iri karşıtı

    İnce un. İnce kum.

  • Aşırı özen gerektiren, kaba karşıtı

    İnce nakış.

  • Ayrıntılı

    Bugün temizlikçi geliyor. Şöyle ince bir temizliğe... - Tomris Uyar

  • Akışkanlığı çok olan, yoğun ve koyu olmayan (sıvılar)
  • Tiz (ses), pes karşıtı

    İnce bir çocuk sesinin hırçınlaştığı, ağladığı işitildi. - Reşat Nuri Güntekin

  • Hafif, gücü az

    Hiçbir hareket bu gülüş kadar belirsiz ve ince değildir. - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

  • İyiden iyiye, enikonu, ayrıntılı

    Aletler, uzun denemelerin, ince hesapların, birbirini tamamlayan bilgi ve diğer aletlerin mahsulüdür. - Mehmet Kaplan

[mecaz]

  • Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı

    Bu gülümseyişte, herkesin hemen seçemeyeceği bir ince alay gizli. - Adalet Ağaoğlu

Ata Sözleri ve Deyimler

  • ince düşünmek
  • ince eleyip (veya eğirip) sık dokumak

Birleşik Kelimeler: ince ağrı, ince ayrım, ince bağırsak, ince donanma, ince düşünceli, ince gül yağı, ince hastalık, ince iş, ince karın ağrısı, ince kesim, ince saz, ince ses, ince sıva, ince tutkal, ince ünlü, ince yağ, ince yapılı, ince zar, inceden inceye