[sıfat]

• Vücudu gelişmiş, biçimli, atlet gibi

[spor]

• Atletleri ilgilendiren

  Atletik oyunlar.

[isim]

• Çabukluk, çeviklik

[isim]

• Ekti olma durumu

[sıfat]

• Söz dinleyen, buyruğa uyan, itaatkâr

  Kulluk bakımından da o kimseden daha âciz ve itaatlisi olamaz. - Necip Fazıl Kısakürek

[sıfat]

• Takkesi olan

[sıfat]

• Güçlü, dayanıklı

[isim]

• Anlayış

  Bunu böylece, belki de bir telakkiye göre küstahça yazmamı açık sözlülüğüme bağışlayın. - Nazım Hikmet

• Kabul etme, sayma

Ata Sözleri ve Deyimler

• telakki etmek
• telakki olunmak

[-e]

• İtme işi yapılmak

  Aniden hızla itildi kapı, şöyle bir sarsıldı çıngırak. - Elif Şafak

[isim]

[mineraloji]

• Amfibol cinsinden bir mineral türü

• İlk Çağ ağaç taşılı

[sıfat]

• Kemiği olan

  Zaten uzun boylu, iri kemikli olan Meryem, her geçen gün biraz daha kilo alıp irileşirken Musa yanlış programda yıkanmış el örgüsü kazak gibi çekivermişti. - Elif Şafak

• Kemikleri iyi gelişmiş

  Kemikli çocuk.

[mecaz]

• Çok zayıf, sıska

  Kuru, kemikli yüzü solgun, duruşu ciddi, kara gözleri kindardı. - Kerim Korcan

[isim]

[toplum bilimi]

• Kırım

  İlk katliamdan kaçan Müslümanların malı, mülkü, evi Makedonya muhacirlerine verilmiş. - Yahya Kemal Beyatlı

[sıfat]

• Sınırlı

[isim]

[kimya]

• Yeşil renkli, yontulup parlatılabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, bakır taşı

[isim]

• Maki yetişen yer

[sıfat]

• Madeni

• Metal gibi parlak olan (renk)

  Sigarasını koltuğun kenarına koyduğu metalik kül tablasına ezercesine basıyor. - Ahmet Ümit