MARKSÇI Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
MARKSÇI harflerini içeren 5 harfli 25 kelime bulunuyor. 5 harfli MARKSÇI kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Marksçı ile başlayan 5 harfli kelimeler. İçinde Marksçı olan 5 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
SIÇMA11,
IRMAK
-
Çoğunlukla denize dökülen, özellikle genişliği ve taşıdığı su niceliği bakımından en büyük akarsu, nehir
Sakarya sanki adı duyulmadık hatta adı konmadık bir ırmaktı. - Tarık Buğra
Ata Sözleri ve Deyimler
- ırmağı geçerken at değiştirilmez
- ırmak kenarına çeşme yapılmaz
Birleşik Kelimeler: ırmak roman, deli ırmak
KASIR (Kelime Kökeni: Arapça ḳaṣr)
-
Köşk
Padişah bu kasırdan donanmanın sefere çıkışını izlermiş. - Ahmet Ümit
KIRMA
- Kırmak işi
- Pili
-
Kırılmış veya dövülmüş tahıl
Buğday kırması.
- Basılı kâğıtları forma durumuna getirmek için belli yerlerinden bükme ve katlama işi
-
Ot bitmeyen bayır
Yeşerir bayırlar, çöller, kırmalar / Nakışların bugün dört yanın dağlar. - Âşık Ali İzzet
-
Ortasından kırılarak doldurulan (tüfek)
Mustafa, kırma tüfeğe bir kurşun sürdü. - Yaşar Kemal
-
Melez
Arap kırması bir at.
- Yabancı etkilerle özgün niteliğini yitirmiş olan
Birleşik Kelimeler: divani kırması, minare kırması
RAKIM (Kelime Kökeni: Arapça rāḳim)
- Yükselti
SARIK
-
Sarılarak meydana getirilen başlık
O artık sarığı ile, cübbesi ve lapçınları ile tam bir hoca efendi idi. - Tarık Buğra
- Kavuk, fes gibi bazı başlıkların üzerine sarılan tülbent, şal vb
KISMA
- Kısmak işi
Birleşik Kelimeler: kısma ad
KASIM (Kelime Kökeni: Arapça ḳāsim)
- Yılın on birinci ayı, son teşrin, teşrinisani
- Kışın başlangıcı sayılan 8 Kasım günü başlayıp Hıdırellez'in ilk günü olan 6 Mayıs'a kadar altı ay süren dönem
Ata Sözleri ve Deyimler
- kasımdan on gün evvel ek, on gün sonra ekme
Birleşik Kelimeler: kasımpatı
MISRA (Kelime Kökeni: Arapça miṣrāʿ)
- Dize
SIRMA
-
Altın yaldızlı veya yaldızsız ince gümüş tel
Açık gri etrafı iki parmak kalınlığında sarı sırma işlemeli, gayet zarif bir kumaş. - Refik Halit Karay
-
Bu telden yapılmış veya bu tel gibi olan
Altın yaldızlı ve siyah çiçekli aynalar duvarlara sırma kordonlarla asılıdır. - Salâh Birsel
- Rütbe gösteren şerit
Birleşik Kelimeler: sırma saç
SIMAK
- Kırmak, bozmak
- Yenmek, mağlup etmek
SIKMA
-
Sıkmak işi
Bu vicdan azabının demirden pençesi yüreğini sıkmaya başlıyordu. - Yakup Kadri Karaosmanoğlu
- Bir tür pantolon veya şalvar
- Bayat ekmeğin su ile ıslatılıp sıkılmasıyla elde edilen malzemeyi un, tuz ve suyla yoğurup hamur durumuna getirdikten sonra arasına kavrulmuş soğan, peynir konularak pişirilen bir yemek
-
Sımsıkı bağlanmış
Sırtına giymiş sıkma sayayı / Yedeğine almış ağca mayayı - Halk türküsü
- Sıkılmaya, suyu alınmaya elverişli (portakal)
- Dar bir tür kadın yeleği
Birleşik Kelimeler: sıkma baş, sıkma köfte
SARIM
- Sarma işi
- Bir şeyi bir kez saracak miktar
- Elektromıknatıslarda makara biçiminde sarılan iletken telin her bir halkası
ÇIKAR
- Dolaylı bir biçimde elde edilen kazanç, menfaat, yarar
Ata Sözleri ve Deyimler
- çıkar gözetmek
- çıkarına bakmak
- çıkarını tepmek
Birleşik Kelimeler: çıkar budak, çıkar yol
ÇIKRA
- Sık çalı
ÇIRAK (Kelime Kökeni: Farsça çerāġ)
- Zanaat öğrenmek için bir ustanın yanında çalışan kimse
-
Dükkânda ayak işlerine bakan kimse
Ekseriya bahçıvan, uşak, bakkal çırağı ile karşılaşırdım. - Refik Halit Karay
- Saray, daire vb. büyük yerlerde yıllarca hizmet ettikten sonra geçimi sağlanarak başka yerde yaşamasına izin verilen kimse
Ata Sözleri ve Deyimler
- çırak almak
- çırak çıkarmak
- çırak vermek