MANYAKÇA Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler
MANYAKÇA harflerini içeren 5 harfli 21 kelime bulunuyor. 5 harfli MANYAKÇA kelime türetme listesi ve kelime anlamları.
YAMAÇ11,
ANMAK
-
Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etmek veya onu düşünmek, zikretmek, hatırlamak
Onun bu fedakârlığını her yerde, her zaman minnetle anacağım. - Peyami Safa
- Bir armağanla birinin gönlünü almak
-
Adlandırmak
Onu, başka Tahirlerden ayırt etmek için `Temiz Tahir` diye anarlardı.
AKMAN
- Bozulmamış, saf, temiz
KANMA
- Kanmak işi
KAMAN
- Kırşehir iline bağlı ilçelerden biri
KAYAN
- Kayarak yer değiştiren
- Yassı, düz, kat kat oluşmuş taş
- Dağdan inen sel
YANAK
-
Yüzün göz, kulak ve burun arasındaki bölümü
Dedim dilber yanakların kızarmış / Dedi çiçek taktım gül yarasıdır - Âşık Ömer
- Lastik tekerlekli taşıtlarda lastiğin jant ile yere temas eden bölümü arasında kalan yan yüzeyi
Ata Sözleri ve Deyimler
- yanağına kan gelmek
- yanağından kan damlamak
Birleşik Kelimeler: yanak yanağa
AYMAK
-
Kendine gelmek, aklı başına gelmek, ayılmak
Bırak gece yarısı hoşbeşi Allah aşkına, aydım artık gidip yatayım. - Sait Faik Abasıyanık
- Gerçeği anlamak
ÇANAK
-
Toprak, metal vb. bir maddeden yapılmış yayvan, çukurca kap
Oradaki sigara çanağından bir Gelincik alıp yaktıktan sonra anlattı. - Burhan Felek
-
Göz çukuru
Kanlı çanaklarından fırlayan iri parlak gözleri, pek korkunç bakıyordu. - Ömer Seyfettin
- Çiçeğin en dışında bulunan yeşil yaprakların tümü
- Çevresine göre alçakta bulunan, derinliği genişliğinden az olan arazi
-
Göstermelik, yalan yanlış, önceden belirlenmiş sonucu almaya yönelik
O sayfaları hazırlayanlar karşımızdaki cephenin dolduruşuyla bir çanak anket düzenlediler. - Refik Erduran
Ata Sözleri ve Deyimler
- çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar
- çanak tutmak (veya açmak)
- çanak yalamak
Birleşik Kelimeler: çanak ağızlı, çanak anten, çanak çömlek, çanak üzengi, çanak yalayıcı, çanak yaprak, Çanakkale, ayrı çanak yapraklılar, bitişik çanak yapraklılar, bülbül çanağı, çadır çanağı, çirişçi çanağı, dilenci çanağı, ışık çanağı, şarap çanağı
KAYMA
- Kaymak (II) işi
- Herhangi bir nedenle filmin atlaması, görüntünün perdeye veya ekrana tam olarak gelmemesi
Birleşik Kelimeler: anlam kayması, toprak kayması
MAYNA (Kelime Kökeni: İtalyanca maina)
- Yelken indirme, fora karşıtı
-
Bırakılma, son verilme
Kavga mayna oldu.
-
`İndir` anlamında kullanılan bir seslenme sözü
Martı'ya beş metre kala `mayna!` diye bağrıldı. - Halikarnas Balıkçısı
Ata Sözleri ve Deyimler
- mayna etmek
YAMAK
-
Bir işte yardımcı olarak çalışan erkek
Eli yüzü düzgün, işgüzar bir yamağı mektupçu efendinin yanına kapılandıracaklar... - Ercüment Ekrem Talu
- Yeniçeri Ocağında topçu ve humbaracı gibi askerî kuruluşlarda aday olarak bulunan kimse
- Birinin etkisinde kalarak onun sözünden çıkmayan kimse
Birleşik Kelimeler: ağa yamağı
YAMAN
-
Güç, etki veya beceri bakımından alışılmışın üzerinde olan (kimse)
Sen yaman bir inkılapçı olacaksın Yıldız. - Aka Gündüz
- Kötü, korkulan (kimse)
-
Alışılmadık, olağanın dışında
Köhne çatısı yaman bir gürültü ile birdenbire sarsıldı. - Ercüment Ekrem Talu
YANMA
-
Yanmak işi
Vücudumda yanma ile beraber garip bir titreme de vardı. - Reşat Nuri Güntekin
- Bir cismin oksijenle birleşmesi sırasında ortaya çıkan olayların tümü
YAKMA
- Yakmak işi
Birleşik Kelimeler: yakma resim
AÇMAK
-
Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
Kapıyı açıp içeri giriyorum. - Adalet Ağaoğlu
-
Engeli kaldırmak
Karla kapanan yolu açmak.
-
Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
Kadın hamalı dışarı çıkardı, sonra çantasını açıp birkaç lira çıkardı. - Memduh Şevket Esendal
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak
-
Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Su borusunu açmak.
-
Alanını genişletmek
Anıtın çevresini açmak.
-
Birbirinden uzaklaştırmak
Kollarını açtı.
-
Yarmak
Çıbanı açmak.
-
Düğümü veya dolaşmış bir şeyi bu durumdan kurtarmak
Yumağı açmak.
- Bir toplantıyı, etkinliği başlatmak
- Bir kuruluşu, bir iş yerini işler duruma getirmek
-
Bir aygıtı, bir düzeneği çalıştırmak
Dönüş yolunda radyoyu açtık. - Elif Şafak
-
Alışverişi başlatmak
Bakan, tütün piyasasını açtı.
-
Rengin koyuluğunu azaltmak
Bu boyayı biraz daha açmalı.
-
Yakışmak, güzel göstermek
Bu renk odayı açtı.
- Ferahlık vermek
-
Beğenmek
Burası beni açmadı, başka yere gidelim.
- Bir konu ile ilgili konuşmak
-
Avunmak veya danışmak üzere söylemek, içini dökmek
Size derdimi açmaya geldim. - Falih Rıfkı Atay
- Satranç, poker vb. oyunları başlatmak
-
Yapmak, düzenlemek
Sınav açmak.
-
Ayırmak, tahsis etmek
Senin için üst katta bir oda açtık.
-
Görünür duruma getirmek
Kollarını, göğsünü açmış.
-
Bulutların dağılmasıyla gökyüzü aydınlanmak
Hava açtı.
-
Geçit sağlamak
İki oda arasına kapı açtık.
-
Sıkılganlığını, utangaçlığını gidermek
Öğretmen sürekli konuşuyor, öğrenciyi açmak istiyordu.
- Savaşla almak, fethetmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- aç gözünü, açarlar gözünü
- açma sırrını dostuna, o da söyler dostuna
- açtı ağzını, yumdu gözünü
Birleşik Kelimeler: yivaçar