Mak ile Biten 7 Harfli Kelimeler
MAK ile biten 7 harfli 173 kelime bulunuyor. Sonu MAK olan 7 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.
Ayrıca, "Mak ile başlayan 7 harfli kelimeler. İçinde Mak olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.
CIVIMAK19,
ARANMAK
-
Arama işine konu olmak
Ertesi günü uygun pansiyon aranacaktı. - Tarık Buğra
-
İsteklisi bulunmak
Çok aranan bir kitap.
-
Eksikliği duyulmak
Bugünlerde soba aranıyor.
- Kendi kendine bir şeyler aramak
-
Şart koşulmak
Asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz. - Anayasa
-
Olumsuz, kötü davranışlarda bulunarak zor duruma düşmek
Sen aranıyorsun âdeta.
- Kendisine eş veya sevgili aramak
Ata Sözleri ve Deyimler
- aranıp taranmak
ARATMAK
- Arama işini bir başkasına yaptırmak
-
Özletmek
Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun. - Refik Halit Karay
Ata Sözleri ve Deyimler
- aratmamak
ANLAMAK
-
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak
Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum. - Ahmet Ümit
- Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek
- Sorup öğrenmek
-
Doğru ve yerinde bulmak
Hani bunu anladık ama!
-
Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek
Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım. - Mithat Cemal Kuntay
-
Bir şey hakkında bilgisi bulunmak
Hele bir de denizcilikten anlamıyorsanız su üstünde bahadırlık göstermek yerine beceriksizlik göstereceksiniz demektir. - İsmet Özel
-
Yarar sağlamak
Bu ilaçtan hiçbir şey anlamadım.
Ata Sözleri ve Deyimler
- anladımsa arap olayım
- anlarsın ya!
- anlayalım!
- anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
- anlayıp dinlemek
ATANMAK
-
Bir göreve getirilmek, tayin edilmek
Doğu'ya atanan bir arkadaşları hakkında konuştuklarını işitiyorum yanlarından geçerken. - Ahmet Ümit
Birleşik Kelimeler: açıktan atanmak, asaleten atanmak, vekâleten atanmak
ATLAMAK
-
Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak
Duvardan atlamak. Hendekten atlamak.
-
Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak
Çukura atlamak.
-
Binmek
Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum. - Sait Faik Abasıyanık
- Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek
- Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek
-
Sınıfı okumadan geçmek
Birinci sınıfı atladı.
-
İnmek
Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu? - Sait Faik Abasıyanık
- Yanılmak, aldanmak
- Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- atladı geçti Genç Osman!
Birleşik Kelimeler: atlaya zıplaya
ALLAMAK
- Kırmızı duruma getirmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- allamak pullamak
AKLAMAK
-
Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek
Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı
ALARMAK
- Kızarmak
- Ala renkli duruma gelmek
İNANMAK
-
Bir şeyi doğru olarak benimsemek
Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez. - Nurullah Ataç
-
Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek
Ben size inanırım.
-
Bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek
Bu başın bir kadına değil, bir hamala ait olduğuna inanmak zor değildi. - Peyami Safa
-
Sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek
Tanrı'ya inanmak.
-
Kanarak aldanmak
Her reklama inanmayın.
- İman etmek
KANAMAK
- Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek
- Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek
Ata Sözleri ve Deyimler
- kanayan yara olmak
KARAMAK
-
Hor görmek
Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme - Karacaoğlan
- Karalamak, kara çalmak, lekelemek
- Kötülemek, yermek
KALKMAK
-
Gitmek üzere yerinden ayrılmak
Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.
-
Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak
Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil
-
Uyanarak yataktan ayrılmak
İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin
-
Yukarı doğru yükselmek
Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.
-
Taşıtlar yola çıkmak
Tren saat onda kalktı.
-
Uçmak, havalanmak
Uçak pistten kalktı.
-
Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak
Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı
-
Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak
At, art ayakları üzerine kalktı.
-
Kabarmak, ayrılmak
Masanın kaplaması kalktı.
-
Derlenip götürülmek
Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal
-
Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek
Hasta bir haftaya kadar kalkar.
-
Varlığı, hayatı son bulmak
Halifelik kalktı.
-
Yok olmak, artık bulunmamak
Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.
-
Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek
Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı
-
Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak
Yasanın bu maddesi kalktı.
-
Uygulanmaz olmak
Sıkıyönetim kalktı.
-
Güncelliğini yitirmek
Bu âdet çoktan kalktı.
-
Bir durumdan başka bir duruma geçmek
Dörtnala kalkmak.
Tırısa kalkmak.
-
Başka yere gitmek, taşınmak
O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı
-
Ayakta beklemek
Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay
Ata Sözleri ve Deyimler
- kalkıp kalkıp oturmak
Birleşik Kelimeler: düşe kalka
TARAMAK
-
Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal
-
Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak
Birdenbire uzun bir ışık sol tarafımızdaki sırtları taradı. - Halide Edip Adıvar
- Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
- Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
- Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek
-
Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek
Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler. - Haldun Taner
-
Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek
Dergileri taramak.
- Dikkatle bakmak, süzmek
- Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak
- Hastalıkların kişiler arasındaki seyrini takip edebilmek amacıyla düzenli aralıklarla yapılan inceleme
TARTMAK
- Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak
- Bir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak
-
Binek hayvanlarının dizginlerini çekmek
Süvari daima dizginleri tartıp kısrağı zapta muktedir olduğunu ihsas etmeli. - Ömer Seyfettin
-
Bir şeyin bütün sonuçlarını düşünmek, hesap etmek
Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi. - Adalet Ağaoğlu
-
Dikkatle incelemek, değer biçmek
Başını ellerinin içine alarak evvela kendini bir tartmak istedi. - Peyami Safa
Birleşik Kelimeler: tartarak yenme
ARINMAK
- Temizlenmek
-
Katışıksız, arı (I) duruma gelmek
Arınmış bir dilse çok kez arıtıcıların başarısıdır. - Nermi Uygur
-
Rahatlamak
Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner