Mak ile Biten 7 Harfli Kelimeler

MAK ile biten 7 harfli 173 kelime bulunuyor. Sonu MAK olan 7 karekterli kelime listesi ve kelime anlamları.

Ayrıca, "Mak ile başlayan 7 harfli kelimeler. İçinde Mak olan 7 harfli kelimeler." içeriklerine bakabilirsiniz.

CIVIMAK19, SOĞUMAK18, UĞUNMAK17, APIŞMAK16, AĞRIMAK16, AĞINMAK16, ÇIRPMAK16, OVULMAK16, OVUNMAK16, SIVAMAK16, UĞRAMAK16, UÇUŞMAK16, AZIŞMAK15, AVUTMAK15, AVUNMAK15, AĞLAMAK15, AĞNAMAK15, AĞARMAK15, ÇARPMAK15, FARIMAK15, OFLAMAK15, UYUŞMAK15, UFLAMAK15, UFALMAK15, AVLAMAK14, BOŞAMAK14, MIZIMAK14, BOYAMAK13, BUDAMAK13, IŞITMAK13, IHLAMAK13, ILGAMAK13, IRGAMAK13, KIRPMAK13, OHLAMAK13, OLUŞMAK13, TOZUMAK13, UÇURMAK13, YAŞAMAK13, APARMAK12, AZITMAK12, AŞILMAK12, AŞINMAK12, AŞIRMAK12, ATIŞMAK12, AKIŞMAK12, AHLAMAK12, ACIKMAK12, ACINMAK12, ACITMAK12, AÇILMAK12, AÇINMAK12, ALIŞMAK12, DOKUMAK12, DAYAMAK12, İNHİMAK12, KOCAMAK12, KAPAMAK12, KAZIMAK12, KAŞIMAK12, MADIMAK12, OYULMAK12, OKŞAMAK12, ONAŞMAK12, SANÇMAK12, ŞAKIMAK12, TAŞIMAK12, UZATMAK12, UZANMAK12, UYUTMAK12, UYUNMAK12, UYULMAK12, ULAŞMAK12, AYIRMAK11, AYILMAK11, AYIKMAK11, AZALMAK11, BURKMAK11, BUNAMAK11, BULAMAK11, BASAMAK11, DOLAMAK11, DONAMAK11, ISITMAK11, ISINMAK11, ISIRMAK11, KAÇAMAK11, OSURMAK11, OYNAMAK11, OYLAMAK11, SOLUMAK11, SIRIMAK11, SUSAMAK11, SORUMAK11, SASIMAK11, UYARMAK11, UYANMAK11, UMULMAK11, YIKAMAK11, YIRTMAK11, YORTMAK11, YONTMAK11, YAMAMAK11, YASAMAK11, ABANMAK10, ASILMAK10, AYLAMAK10, ABRAMAK10, ADANMAK10, ADATMAK10, DALAMAK10, ISLAMAK10, IKINMAK10, ILINMAK10, ILITMAK10, KURUMAK10, KORUMAK10, OTURMAK10, ONULMAK10, OKUNMAK10, OKUTMAK10, OLUNMAK10, SINAMAK10, SULAMAK10, SARSMAK10, TIRSMAK10, UTULMAK10, UNUTMAK10, USANMAK10, ULUTMAK10, YALAMAK10, YARAMAK10, ARINMAK9, ARITMAK9, ANILMAK9, ANIRMAK9, ATILMAK9, AKITMAK9, ALINMAK9, AKSAMAK9, IKLAMAK9, KIRKMAK9, KINAMAK9, KORKMAK9, KARIMAK9, KAKIMAK9, OTARMAK9, OTLAMAK9, OKLAMAK9, OKRAMAK9, ONANMAK9, ONARMAK9, SARKMAK9, TIKAMAK9, TUTAMAK9, TANIMAK9, UTANMAK9, ULANMAK9, UNLAMAK9, ARANMAK8, ARATMAK8, ANLAMAK8, ATANMAK8, ATLAMAK8, ALLAMAK8, AKLAMAK8, ALARMAK8, İNANMAK8, KANAMAK8, KARAMAK8, KALKMAK8, TARAMAK8, TARTMAK8

ARANMAK

[nesnesiz]

  • Arama işine konu olmak

    Ertesi günü uygun pansiyon aranacaktı. - Tarık Buğra

  • İsteklisi bulunmak

    Çok aranan bir kitap.

  • Eksikliği duyulmak

    Bugünlerde soba aranıyor.

  • Kendi kendine bir şeyler aramak
  • Şart koşulmak

    Asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz. - Anayasa

  • Olumsuz, kötü davranışlarda bulunarak zor duruma düşmek

    Sen aranıyorsun âdeta.

  • Kendisine eş veya sevgili aramak

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aranıp taranmak

ARATMAK

[-e]

[-i]

  • Arama işini bir başkasına yaptırmak

[mecaz]

  • Özletmek

    Bana senden ayrı kaldığım günleri aratıyorsun. - Refik Halit Karay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • aratmamak

ANLAMAK

[-i]

  • Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak

    Yıldızın hemen altında, namluya benzer bir başka şekil var, bunun bir tabanca olduğunu anlamakta gecikmiyorum. - Ahmet Ümit

  • Yeni bilgileri eskileriyle bir araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek
  • Sorup öğrenmek
  • Doğru ve yerinde bulmak

    Hani bunu anladık ama!

  • Birinin duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek

    Kabul etmeyeceğini ben daha o gün anlamıştım. - Mithat Cemal Kuntay

[-den]

  • Bir şey hakkında bilgisi bulunmak

    Hele bir de denizcilikten anlamıyorsanız su üstünde bahadırlık göstermek yerine beceriksizlik göstereceksiniz demektir. - İsmet Özel

[nesnesiz]

[-den]

  • Yarar sağlamak

    Bu ilaçtan hiçbir şey anlamadım.

Ata Sözleri ve Deyimler

  • anladımsa arap olayım
  • anlarsın ya!
  • anlayalım!
  • anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az
  • anlayıp dinlemek

ATANMAK

[-e]

  • Bir göreve getirilmek, tayin edilmek

    Doğu'ya atanan bir arkadaşları hakkında konuştuklarını işitiyorum yanlarından geçerken. - Ahmet Ümit

Birleşik Kelimeler: açıktan atanmak, asaleten atanmak, vekâleten atanmak

ATLAMAK

[-den]

  • Bir engeli sıçrayarak veya fırlayarak aşmak

    Duvardan atlamak. Hendekten atlamak.

[-e]

[-den]

  • Yüksek bir yerden alçak bir yere, ayaküstü gelecek bir biçimde kendini bırakmak

    Çukura atlamak.

[-e]

  • Binmek

    Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum. - Sait Faik Abasıyanık

[-i]

  • Basında haberi zamanında verememek veya diğer gazetelerden öğrenmek

[-i]

  • Okuma, yazı yazma, sayı sayma vb. işlerde bazı bölümleri üstünkörü geçmek

[-i]

  • Sınıfı okumadan geçmek

    Birinci sınıfı atladı.

  • İnmek

    Otomobilden atlayıp vapura doğru seğirten bir adama tutup sual sorulur mu? - Sait Faik Abasıyanık

[mecaz]

[-de]

  • Yanılmak, aldanmak

[mecaz]

  • Bir işe sonucunu düşünmeden hemen girişmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • atladı geçti Genç Osman!

Birleşik Kelimeler: atlaya zıplaya

ALLAMAK

[-i]

  • Kırmızı duruma getirmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • allamak pullamak

AKLAMAK

[-i]

[hukuk]

  • Suçsuz veya borçsuz olduğu yargısına vararak birini temize çıkarmak, tebriye etmek, ibra etmek

    Bir kitabın çok satmasında o kitabı aklayıcı nedenler pek özel durumlara bağlıdır. - Necati Cumalı

ALARMAK

[nesnesiz]

  • Kızarmak
  • Ala renkli duruma gelmek

İNANMAK

[-e]

  • Bir şeyi doğru olarak benimsemek

    Bizim şairlerimiz sanatın sanat için olduğuna inanırlar, başka bir ereği olabileceği akıllarına gelmez. - Nurullah Ataç

  • Birini doğru sözlü olarak bilmek, güvenmek

    Ben size inanırım.

  • Bir şeyin varlığını, doğruluğunu kabul etmek

    Bu başın bir kadına değil, bir hamala ait olduğuna inanmak zor değildi. - Peyami Safa

  • Sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık olarak bilmek, iman etmek

    Tanrı'ya inanmak.

  • Kanarak aldanmak

    Her reklama inanmayın.

  • İman etmek

KANAMAK

[nesnesiz]

  • Vücudun herhangi bir yerinden kan akmak, kan gelmek

[mecaz]

  • Manevi acılar yeniden etkisini duyurmak, depreşmek

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kanayan yara olmak

KARAMAK

[-i]

[halk ağzında]

  • Hor görmek

    Merhametin çoktur beni karama / Beni görüp mah yüzünü bürüme - Karacaoğlan

  • Karalamak, kara çalmak, lekelemek
  • Kötülemek, yermek

KALKMAK

[nesnesiz]

  • Gitmek üzere yerinden ayrılmak

    Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız.

[-den]

  • Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak

    Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. - Halit Ziya Uşaklıgil

[-den]

  • Uyanarak yataktan ayrılmak

    İstemeye istemeye, altüst olmuş yataktan kalktım. - Ömer Seyfettin

  • Yukarı doğru yükselmek

    Terazinin bir gözü inince öbürü kalkar.

  • Taşıtlar yola çıkmak

    Tren saat onda kalktı.

[-den]

  • Uçmak, havalanmak

    Uçak pistten kalktı.

  • Yerinden ayrılıp yol almaya başlamak

    Çıkın arabaya, kalkacak şimdi, kalacaksınız buracıkta! - Osman Cemal Kaygılı

[-e]

  • Hayvan iki art ayağı üzerinde dik durum almak

    At, art ayakları üzerine kalktı.

  • Kabarmak, ayrılmak

    Masanın kaplaması kalktı.

  • Derlenip götürülmek

    Ne zaman kalkacağını, nereye gömüleceğini bilmek, bildirmek mümkün değil. - Memduh Şevket Esendal

  • Hasta iyileşerek gezecek duruma gelmek

    Hasta bir haftaya kadar kalkar.

  • Varlığı, hayatı son bulmak

    Halifelik kalktı.

[-den]

  • Yok olmak, artık bulunmamak

    Ortalıktan kar kalkınca gelebilirim.

[-e]

  • Girişmek, başlamak, davranmak, yeltenmek

    Gözlüklerini takmadan okumaya kalktı. - Necati Cumalı

  • Geçerli olmamak, geçerliğini yitirmek, geçmez olmak

    Yasanın bu maddesi kalktı.

  • Uygulanmaz olmak

    Sıkıyönetim kalktı.

  • Güncelliğini yitirmek

    Bu âdet çoktan kalktı.

[-e]

  • Bir durumdan başka bir duruma geçmek

    Dörtnala kalkmak.

    Tırısa kalkmak.

[-e]

[-den]

  • Başka yere gitmek, taşınmak

    O yıl çok geçmeden piyade taburu bizim ilçeden başka ilçeye kalktı. - Necati Cumalı

[-e]

  • Ayakta beklemek

    Mektepte cezaya kalkmış gibi duruyorsun. - Falih Rıfkı Atay

Ata Sözleri ve Deyimler

  • kalkıp kalkıp oturmak

Birleşik Kelimeler: düşe kalka

TARAMAK

[-i]

  • Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek

    Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. - Yaşar Kemal

  • Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramak

    Birdenbire uzun bir ışık sol tarafımızdaki sırtları taradı. - Halide Edip Adıvar

  • Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak
  • Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek
  • Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek

[-de]

  • Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmek

    Belleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler. - Haldun Taner

[mecaz]

  • Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmek

    Dergileri taramak.

[mecaz]

  • Dikkatle bakmak, süzmek

[bilişim]

  • Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak

[tıp]

  • Hastalıkların kişiler arasındaki seyrini takip edebilmek amacıyla düzenli aralıklarla yapılan inceleme

TARTMAK

[-i]

  • Bir şeyin birim cinsten ağırlığını bulmak
  • Bir şeyi avuç içinde sallayarak ağırlığını kestirmeye çalışmak
  • Binek hayvanlarının dizginlerini çekmek

    Süvari daima dizginleri tartıp kısrağı zapta muktedir olduğunu ihsas etmeli. - Ömer Seyfettin

[mecaz]

  • Bir şeyin bütün sonuçlarını düşünmek, hesap etmek

    Acaba, bütün bu söylediklerinin altında bir takaza da var mı diye iyice tartıyorum, yok gibi. - Adalet Ağaoğlu

[mecaz]

  • Dikkatle incelemek, değer biçmek

    Başını ellerinin içine alarak evvela kendini bir tartmak istedi. - Peyami Safa

Birleşik Kelimeler: tartarak yenme

ARINMAK

[nesnesiz]

  • Temizlenmek
  • Katışıksız, arı (I) duruma gelmek

    Arınmış bir dilse çok kez arıtıcıların başarısıdır. - Nermi Uygur

[mecaz]

  • Rahatlamak

    Derdini size aktarıp arınmış, sizi zehirleyip bırakmıştır. - Haldun Taner