MAHPUSHANE Harflerini İçeren 5 Harfli Kelimeler

MAHPUSHANE harflerini içeren 5 harfli 28 kelime bulunuyor. 5 harfli MAHPUSHANE kelime türetme listesi ve kelime anlamları.

ASHAP14, HESAP14, HEMPA14, HAHAM14, HASPA14, HASEP14, SEHPA14, MUSAP12, MAPUS12, PUSMA12, ESHAM11, HAMSE11, SAPMA11, SEMAH11, SAPAN10, SAHNE10, SAHAN10, MENUS8, MASUN8, MASNU8, NAMUS8, SUNMA8, MANAS7, SAMAN7, SANEM7, SANMA7, SEMAN7, SAUNA7

MANAS

[isim]

[hayvan bilimi]

  • Kın kanatlılardan, ergin evrede yaprakları, kurtçuk evresinde kökleri kemirerek tarım bitkilerine ve orman ağaçlarına büyük zarar veren bir böcek (Polyhylla fullo)

SAMAN

[isim]

  • Ekinlerin harmanda dövülüp taneleri ayrıldıktan sonra kalan, hayvanlara yedirilen ufalanmış sapları

Ata Sözleri ve Deyimler

  • saman altından su yürütmek
  • saman gibi

Birleşik Kelimeler: saman alevi, saman kâğıdı, samankapan, saman nezlesi, saman rengi, saman sarısı, Samanuğrusu, Samanyolu

SANEM (Kelime Kökeni: Arapça ṣanem)

[isim]

[eskimiş]

  • Put (I)

[mecaz]

  • Çok güzel kadın

SANMA

[isim]

  • Sanmak işi, zannetme, zanneyleme

SEMAN (Kelime Kökeni: Fransızca cément)

[isim]

[anatomi]

  • Diş köklerini kaplayan sert madde

[fizik]

  • Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde

SAUNA (Kelime Kökeni: Fransızca sauna)

[isim]

  • Kuru buhar banyosu
  • Bu banyonun bulunduğu yer

    Şu anda yapabileceğim tek şey buradan çıkar çıkmaz bir saunaya gitmek. - Selçuk Erez

MENUS (Kelime Kökeni: Arapça meʾnūs)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Alışılmış olan
  • Yabancılık çekmeyen, alışmış, alışık

MASUN (Kelime Kökeni: Arapça maṣūn)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Korunan, korunmuş

    Poyrazdan masun bir kulübe göreceksin. - Sait Faik Abasıyanık

  • Saklanmış

MASNU (Kelime Kökeni: Arapça maṣnūʿ)

[sıfat]

[eskimiş]

  • Sanatla yapılmış (ürün)
  • Aslı olmayan, uydurma, yapma, düzme, düzmece, sahte

NAMUS (Kelime Kökeni: Arapça nāmūs)

[isim]

  • Bir toplum içinde ahlak kurallarına ve toplumsal değerlere bağlılık, iffet

    Fakat durup dururken, kendi yağıyla kavrulan bir genç kız namusuna bu kadar namussuzca iftira olur mu? - Etem İzzet Benice

  • Dürüstlük, doğruluk

    Liyakat ve namusa dayanan zenginliğe düşman değilim. - Mehmet Kaplan

Ata Sözleri ve Deyimler

  • namusu iki paralık olmak
  • namusuna dokunmak
  • namusuna sinek kondurmamak
  • namusunu temizlemek
  • namusu temizlenmek
  • namusuyla yaşamak

Birleşik Kelimeler: namus belası, namus borcu, namus cinayeti, namus davası, namus sözü

SUNMA

[isim]

  • Sunmak işi

    Ben sadece ballar balından birkaç çeşni sunmaya çalıştım. - Ahmet Kabaklı

SAPAN

[isim]

  • İki ucu ip, ortası örme veya meşin olan bir taş atma aracı

    Gökçe Bacı, bağrına saplanan bir okla, sapan sallayan eli havada, yere düşüyor. - Tarık Buğra

  • Genellikle çocukların kuş vurmak için kullandıkları, iki ucuna lastik ve lastiklerin arasına da geniş bir meşin parçası bağlı bulunan çataldan oluşan araç, kuş lastiği

    Cebine sakız gibi kuru üzümü doldurdun mu elde sapan, incir kuşu avına çıkarsın. - Attila İlhan

  • Kaldırılacak bir şeyin üzerine geçirmek için halattan yapılan çember

[teknik]

  • Makarayı bir yere bağlamak için tablaların çevresine geçirilen halat veya demir kuşaklar

Birleşik Kelimeler: kar sapanı

SAHNE (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥne)

[isim]

  • İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk

    Tiyatro yönetimi ve sahne düzeni her bakımdan ilkel, çağın koşullarına uygun olarak bozuktu. - Metin And

  • Görüntü

    Resim bir av sahnesini canlandırıyordu.

[mecaz]

  • Tanık olunan, gözlenen olay

    Merdivenin başındaki paravanın arkasında garip bir sahne gördüm. - Aka Gündüz

[mecaz]

  • Bir konu veya çalışma çevresi, çalışma dalı

    Politika sahnesinde adları duyulan kişiler.

[tiyatro]

  • Bir oyun veya filmin başlıca bölümlerinden her biri

    Gök Korsan konusunu açtığımda, henüz tasarlama hâlindeyken yazdığım bazı sahneleri okumuştu. - Cahit Uçuk

Ata Sözleri ve Deyimler

  • sahne almak
  • sahne olmak
  • sahneye çıkmak
  • sahneye koymak

Birleşik Kelimeler: sahne dengesi, sahne sanatları, döner sahne

SAHAN (Kelime Kökeni: Arapça ṣaḥn)

[isim]

  • Derinliği az olan kap

    Büyük bir bakır sahan içinde tarhana çorbası vardı. - Necati Cumalı

ESHAM (Kelime Kökeni: Arapça eshām)

[isim]

[eskimiş]

[ticaret]

  • Paylar, hisseler
  • Borç alınan bir paranın belirli zamanda ödeneceğini gösteren senetler

    Bunlar çok sağlam hatta en sağlam devlet eshamından sayılır. - Ercüment Ekrem Talu